AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, CHP Sözcüsü Haluk Koç’un,torpil iddialarına, “CHP’nin sözcüsü, paralel yapının sözcülüğünü, adeta papağanlığını yapıyor. Zaten geçen Aralık’tan beri, bir yıldır CHP paralel yapının sözcülüğünü yapıyor” dedi.
Atalay, Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, eğitim şuralarına, eğitimin bütün paydaşlarının katıldığını ve buralarda eğitimin bütün konularının tartışıldığını belirtti. 19. Milli Eğitim Şurası’nın Antalya’da toplandığını anımsatan Atalay, şöyle konuştu:
“Şura’da, 200 kadar tavsiye kararı alındı. Bu kararlar içinde öğrencilerle ilgili psikolojik boyutları var, okul çevresi, öğretmenleri özlük hakları, belli derslerin okutulması var. Her konu var. Ama CHP 200 kadar tavsiye kararı ile ilgilenmedi. Sadece 2 konu ilgilerini çekti; bir, Osmanlıca zorunlu veya seçimli ders olsun mu, olmasın mı?İki, din eğitimi ile ilgili tavsiye kararları.Başka birçok konu var ama onların gündemine bile girmedi bunlar.CHP bu kararları hepsi uygulanacakmış gibi tutum içinde.Çok klişe ve onların geleneksel kalıbı içinde tepki gösterdiler.Genel Başkanları başta, ‘Ortaçağ karanlığı’ klişe tabirini kullanarak tepki gösterdi.Yani, mesele bir tane orada tavsiye kararı var; İmamhatip liselerinde Osmanlıca mecburu ders olsun, düz liselerde de seçmeli olsun kararı var. Bunu Ortaçağ’a dönüş gibi niteliyorlar.Başka ülkede bırakın bu insanların ana muhalefet genel başkanı olmayı, sokağa bile çıkamaz, ortalama aydın bile olamaz. Bu kadar cehalet olmaz. Bu büyük ülkenin, büyük tarihin mensubu olarak, bundan utanıyorum.Siyasette böyle bir temsili insan kabullenemiyor.Neresinden baksanız cehalet. Ortaçağ Avrupa’ya mahsus bir dönemdir.”
Atalay, “Osmanlıcanın Türkçe olduğunu da bilmezler. Osmanlıca Türkçedir, sadece farklı alfabeyle yazılan Türkçedir. Bunu herkes bilir.Bütün klasik eserlerimiz Osmanlıcadır.Kendimizi sadece Cumhuriyet Dönemi yazılmış eserlerle mi temsil ediyoruz?Şu anda bütün okunması tavsiye edilen eserler Osmanlıcadır.Tercümesi yapılmıştır, Bütün tarihimiz Osmanlıcadır.1. Meclis’in tutanakları Osmanlıcadır” ifadelerini kullandı.
Bu konularda yazan bazı yazarları okuyunca “hayret ettiğini” söyleyen Atalay, şöyle devam etti:
“Gözlüyoruz CHP’yi, yani ana muhalefet partisi iktidar yarısıdır. Yani o kadar sorumluluk taşıması gerekir. CHP’nin tarihimizle, toplumsal değerlerimizle, dini değerlerimizle giderek barışıyor gibi hissediyorsunuz bazen; ama böyle bir durum geliyor, nafile diyorsunuz, onların kodları bu, genlerine işlemiş ve değişmiyor.Tarihimizle, kültürümüzle barışmaları da mümkün olmuyor.Bunları çok sığ buluyorum.Türkiye gibi bir ülkeye yakışmaz, diyorum.Halbuki bilseler artık kuşaklar çok değişiyor.İnsanlar birkaç dil biliyor.Hele kendi kaynaklarını okumak için bir dil değil bu, bir okumadır sadece.Çok kısa sürede öğrenilir.Ben kendi çabamla fakülteyi bitirdikten sonra öğrenmişimdir.Bunun sıkıntısı çeken çok insan bilirim ben.Okuyamaz, araştırma yapamaz. Bunların gündeme getirilmesi bile üzücü.”
Atalay, bir gazetecinin, “CHP Sözcüsü Haluk Koç, KPSS ile ilgili iddialarda bulundu. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Ben buna basın toplantısında cevap vermeye bile gerek görmedim. İşin aslı şu; paralel yapı CHP’yi bir dosya götürüyor.CHP’nin sözcüsü, paralel yapının sözcülüğünü, adeta papağanlığını yapıyor.Zaten geçen Aralık’tan beri, bir yıldır CHP paralel yapının sözcülüğünü yapıyor.Yazık, diyorum bu sözcüye.Kendisi için de üzgünüm.Bu bir boş dosya.CHP’nin klasiğidir bu. Özellikle Kılıçdaroğlu’nun eline birisi, bir dosya tutuşturur, o içini çok incelemez, zaten anlamaz da. Hemen buna sarılırlar mal bulmuş mağribi gibi… Hemen basının karşısına geçer, açıklar.Sonra o dosyanın içinin boş olduğu açıklamalarla, düzeltmelerle ortaya çıkar.Bu hep böyledir, bu da onlardan biri.Ben bunu ana muhalefetin tam bir acizliği olarak görüyorum. Hiçbir değer, politika üretemeyince böyle bir yerlerden gelecek doğru yanlış bilgilerle siyaset yapacak, iktidar partisini bunlarla yıpratmaya çalışacak bir şey olarak görüyorum.”
Bu dosyayı CHP’ye verenlerin asıl korkusunun, KPSS yolsuzlukları ile ilgili yargıdaki davalar olduğunu öne süren Atalay, “Bunlardan biri sona gidiyor. Esas telaşları, buradan gelecek sonuçlardır ama korkunun da ecele faydası yok, onlar ortaya çıkacak.ÖSYM açıklamayı yaptı.Kurumlar talep ediyor, onların istedikleri özellikte talep, makine ortamında bulunup gönderiliyor.Bazen onların istediği özellikte biri yüksek puanda bulunamayabilir, daha düşük puanda bulunabilir.Bunlar tabii şeyler.Şu anda KPSS sitemi Türkiye’de çok iyi yürüyor” dedi.
Atalay, Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, eğitim şuralarına, eğitimin bütün paydaşlarının katıldığını ve buralarda eğitimin bütün konularının tartışıldığını belirtti. 19. Milli Eğitim Şurası’nın Antalya’da toplandığını anımsatan Atalay, şöyle konuştu:
“Şura’da, 200 kadar tavsiye kararı alındı. Bu kararlar içinde öğrencilerle ilgili psikolojik boyutları var, okul çevresi, öğretmenleri özlük hakları, belli derslerin okutulması var. Her konu var. Ama CHP 200 kadar tavsiye kararı ile ilgilenmedi. Sadece 2 konu ilgilerini çekti; bir, Osmanlıca zorunlu veya seçimli ders olsun mu, olmasın mı?İki, din eğitimi ile ilgili tavsiye kararları.Başka birçok konu var ama onların gündemine bile girmedi bunlar.CHP bu kararları hepsi uygulanacakmış gibi tutum içinde.Çok klişe ve onların geleneksel kalıbı içinde tepki gösterdiler.Genel Başkanları başta, ‘Ortaçağ karanlığı’ klişe tabirini kullanarak tepki gösterdi.Yani, mesele bir tane orada tavsiye kararı var; İmamhatip liselerinde Osmanlıca mecburu ders olsun, düz liselerde de seçmeli olsun kararı var. Bunu Ortaçağ’a dönüş gibi niteliyorlar.Başka ülkede bırakın bu insanların ana muhalefet genel başkanı olmayı, sokağa bile çıkamaz, ortalama aydın bile olamaz. Bu kadar cehalet olmaz. Bu büyük ülkenin, büyük tarihin mensubu olarak, bundan utanıyorum.Siyasette böyle bir temsili insan kabullenemiyor.Neresinden baksanız cehalet. Ortaçağ Avrupa’ya mahsus bir dönemdir.”
Atalay, “Osmanlıcanın Türkçe olduğunu da bilmezler. Osmanlıca Türkçedir, sadece farklı alfabeyle yazılan Türkçedir. Bunu herkes bilir.Bütün klasik eserlerimiz Osmanlıcadır.Kendimizi sadece Cumhuriyet Dönemi yazılmış eserlerle mi temsil ediyoruz?Şu anda bütün okunması tavsiye edilen eserler Osmanlıcadır.Tercümesi yapılmıştır, Bütün tarihimiz Osmanlıcadır.1. Meclis’in tutanakları Osmanlıcadır” ifadelerini kullandı.
Bu konularda yazan bazı yazarları okuyunca “hayret ettiğini” söyleyen Atalay, şöyle devam etti:
“Gözlüyoruz CHP’yi, yani ana muhalefet partisi iktidar yarısıdır. Yani o kadar sorumluluk taşıması gerekir. CHP’nin tarihimizle, toplumsal değerlerimizle, dini değerlerimizle giderek barışıyor gibi hissediyorsunuz bazen; ama böyle bir durum geliyor, nafile diyorsunuz, onların kodları bu, genlerine işlemiş ve değişmiyor.Tarihimizle, kültürümüzle barışmaları da mümkün olmuyor.Bunları çok sığ buluyorum.Türkiye gibi bir ülkeye yakışmaz, diyorum.Halbuki bilseler artık kuşaklar çok değişiyor.İnsanlar birkaç dil biliyor.Hele kendi kaynaklarını okumak için bir dil değil bu, bir okumadır sadece.Çok kısa sürede öğrenilir.Ben kendi çabamla fakülteyi bitirdikten sonra öğrenmişimdir.Bunun sıkıntısı çeken çok insan bilirim ben.Okuyamaz, araştırma yapamaz. Bunların gündeme getirilmesi bile üzücü.”
Atalay, bir gazetecinin, “CHP Sözcüsü Haluk Koç, KPSS ile ilgili iddialarda bulundu. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Ben buna basın toplantısında cevap vermeye bile gerek görmedim. İşin aslı şu; paralel yapı CHP’yi bir dosya götürüyor.CHP’nin sözcüsü, paralel yapının sözcülüğünü, adeta papağanlığını yapıyor.Zaten geçen Aralık’tan beri, bir yıldır CHP paralel yapının sözcülüğünü yapıyor.Yazık, diyorum bu sözcüye.Kendisi için de üzgünüm.Bu bir boş dosya.CHP’nin klasiğidir bu. Özellikle Kılıçdaroğlu’nun eline birisi, bir dosya tutuşturur, o içini çok incelemez, zaten anlamaz da. Hemen buna sarılırlar mal bulmuş mağribi gibi… Hemen basının karşısına geçer, açıklar.Sonra o dosyanın içinin boş olduğu açıklamalarla, düzeltmelerle ortaya çıkar.Bu hep böyledir, bu da onlardan biri.Ben bunu ana muhalefetin tam bir acizliği olarak görüyorum. Hiçbir değer, politika üretemeyince böyle bir yerlerden gelecek doğru yanlış bilgilerle siyaset yapacak, iktidar partisini bunlarla yıpratmaya çalışacak bir şey olarak görüyorum.”
Bu dosyayı CHP’ye verenlerin asıl korkusunun, KPSS yolsuzlukları ile ilgili yargıdaki davalar olduğunu öne süren Atalay, “Bunlardan biri sona gidiyor. Esas telaşları, buradan gelecek sonuçlardır ama korkunun da ecele faydası yok, onlar ortaya çıkacak.ÖSYM açıklamayı yaptı.Kurumlar talep ediyor, onların istedikleri özellikte talep, makine ortamında bulunup gönderiliyor.Bazen onların istediği özellikte biri yüksek puanda bulunamayabilir, daha düşük puanda bulunabilir.Bunlar tabii şeyler.Şu anda KPSS sitemi Türkiye’de çok iyi yürüyor” dedi.