HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, HDP'nin seçim kampanyasını, ABD Başkanı Barack Obama'nınkini de yürüten "üst akıl"ın yaptığına ilişkin açıklamasını, “Aynı cümlede, ‘HDP’ye yalan ve iftira üretin ve bunu tekrarlayın bir süre sonra onlar inanacaklar zaten’ diyor. Bunu duyunca anladım ki gerçekten bir üst akıl var ve galiba bizi değil onu besliyor bu üst akıl” şeklinde değerlendirdi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgür Hukukçular Derneği’nin düzenlediği “Cumhuriyet ve Demokrasi Panelinde” konuştu.
Demirtaş, Anayasa’da 66. maddede yazılı olan şekli ile kendini Türk olarak tariflemeyen on milyonlarca vatandaşın olduğunu ileri sürerek, “Ne yapacağız peki? Bunlar bu ulusun parçası değilse, görülmüyorsa… İnsanların kendisi kendini öyle görmüyor. Anayasa da zaten o insanlara o hakkı tanımıyor. Öncelikle zaten o Türklük sözleşmesini kabul etmiş olmanız gerekiyor. bu ülkede konfor içine yaşamak için, bir tehdit olarak algılanmamanız için Türklük sözleşmesini kabul etmiş olmanız lazım. Onu imzalamayanlar yurttaş bile değil. Hep böyleydi ama. 13 yıldır böyle diye düşünmememiz gerekiyor. 13 yıldır bunun en nobran halini yaşıyor olmamız bizi yanıltmasın. İslamcısında da buna inanan var, vardı. AKP bunları görünmez hale getirdi belki ama hala var” dedi.
Toplumu tehdit ederek toplumu değiştirmeyi, dönüştürmeyi hedef olarak önlerine koyamayacaklarını söyleyen Demirtaş, “AKP’ye oy vermiş yüzde 52’lik bir kitle var. Biz bunları tehdit edelim veya onları bir tehdit olarak görelim diyerek bir toplumsal değişimi, uzlaşmayı gerçekleştiremeyiz” dedi.
Her gelen iktidarın yeni bir kodlamayla yeni bir ada yarattığını, o adada kendi hükümranlığını kurduğunu savunan Demirtaş, “Küçük adalarda yaşayan bizler ana adayla bağ kurmaya çalışırken kendi vatanımızdan kopup denizin ortasında kendi kendimize bir mücadeleyi yürütüyoruz. Ana kitle belirleyici oluyor ve onu kontrol eden her zaman iktidar veya devlet aygıtını elinde bulunduruyor. Bunu biz değiştiremediğimiz müddetçe ödediğimiz bedeller, mücadelelerimizin büyüklüğü ne kadar güçlü olursa olsun sonuç değişmeyecektir. Toplumun bütün kesimleriyle doğru bağlar kurmamız lazım” diye konuştu.
Demirtaş, HDP’nin 92 yıldır yapılan hatalar, doğrular, yanlışların hepsini cesurca tartışabildiğini öne sürerek, “Bunu siyaset yapma biçimini de değiştirecek şekilde yeniden kurmaya çalışıyor. Çok zor oluyor. Kolay değil, alışkanlıklarımız var. Bir kutuplaşmanın tarafı olarak iktidara gelsek yapacağımız şey bugünkünden farklı değildir. Çünkü devlet ona göre kodlanmıştır. Biz kutuplaşmanın tarafı olarak daha büyük bir kitleyi kutuplaştırıp örgütlersek ve çok oy alıp iktidar olursak aşağı yukarı böyle bir iktidar oluruz. Ama biz kutuplaşmayı bertaraf ederek, bütün o toplumsal kesimleri ana ilkeler etrafından birbirine yakınlaştırıp, buluşturup onun üzerine toplumsal bir hareket inşa ederek onu iktidara taşıyabilirsek biz devletin bütün kodlarını değiştirebiliriz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgür Hukukçular Derneği’nin düzenlediği “Cumhuriyet ve Demokrasi Panelinde” konuştu.
Demirtaş, Anayasa’da 66. maddede yazılı olan şekli ile kendini Türk olarak tariflemeyen on milyonlarca vatandaşın olduğunu ileri sürerek, “Ne yapacağız peki? Bunlar bu ulusun parçası değilse, görülmüyorsa… İnsanların kendisi kendini öyle görmüyor. Anayasa da zaten o insanlara o hakkı tanımıyor. Öncelikle zaten o Türklük sözleşmesini kabul etmiş olmanız gerekiyor. bu ülkede konfor içine yaşamak için, bir tehdit olarak algılanmamanız için Türklük sözleşmesini kabul etmiş olmanız lazım. Onu imzalamayanlar yurttaş bile değil. Hep böyleydi ama. 13 yıldır böyle diye düşünmememiz gerekiyor. 13 yıldır bunun en nobran halini yaşıyor olmamız bizi yanıltmasın. İslamcısında da buna inanan var, vardı. AKP bunları görünmez hale getirdi belki ama hala var” dedi.
Toplumu tehdit ederek toplumu değiştirmeyi, dönüştürmeyi hedef olarak önlerine koyamayacaklarını söyleyen Demirtaş, “AKP’ye oy vermiş yüzde 52’lik bir kitle var. Biz bunları tehdit edelim veya onları bir tehdit olarak görelim diyerek bir toplumsal değişimi, uzlaşmayı gerçekleştiremeyiz” dedi.
Her gelen iktidarın yeni bir kodlamayla yeni bir ada yarattığını, o adada kendi hükümranlığını kurduğunu savunan Demirtaş, “Küçük adalarda yaşayan bizler ana adayla bağ kurmaya çalışırken kendi vatanımızdan kopup denizin ortasında kendi kendimize bir mücadeleyi yürütüyoruz. Ana kitle belirleyici oluyor ve onu kontrol eden her zaman iktidar veya devlet aygıtını elinde bulunduruyor. Bunu biz değiştiremediğimiz müddetçe ödediğimiz bedeller, mücadelelerimizin büyüklüğü ne kadar güçlü olursa olsun sonuç değişmeyecektir. Toplumun bütün kesimleriyle doğru bağlar kurmamız lazım” diye konuştu.
Demirtaş, HDP’nin 92 yıldır yapılan hatalar, doğrular, yanlışların hepsini cesurca tartışabildiğini öne sürerek, “Bunu siyaset yapma biçimini de değiştirecek şekilde yeniden kurmaya çalışıyor. Çok zor oluyor. Kolay değil, alışkanlıklarımız var. Bir kutuplaşmanın tarafı olarak iktidara gelsek yapacağımız şey bugünkünden farklı değildir. Çünkü devlet ona göre kodlanmıştır. Biz kutuplaşmanın tarafı olarak daha büyük bir kitleyi kutuplaştırıp örgütlersek ve çok oy alıp iktidar olursak aşağı yukarı böyle bir iktidar oluruz. Ama biz kutuplaşmayı bertaraf ederek, bütün o toplumsal kesimleri ana ilkeler etrafından birbirine yakınlaştırıp, buluşturup onun üzerine toplumsal bir hareket inşa ederek onu iktidara taşıyabilirsek biz devletin bütün kodlarını değiştirebiliriz” dedi.