Gezi Parkı protestolarında Türkiye’deki kadın siyasetinin farklı unsurlarının da öne çıktığı belirtilirken “Gezi protestolarına kadın imzası” gibi yorumlar yapılıyor.
Deutsche Welle, “Gezi Parkı’ndaki ağaçları korumaya çalışan kırmızılı kadın… Duvarlardaki cinsiyetçi ifadeleri temizlemeye çalışan kadınlar… Parktaki protestolara katılan başörtülü kadınlar… Türkiye geneline yayılan Gezi Parkı protestolarından akılda kalan bu fotoğraflarda kadın imzası bulunuyor” dedi.
Gezi Parkı protestolarında Türkiye’de kadın siyasetinin farklı öznelerinin de kendini daha çok ifade ettiğini, daha görünür olduğunu belirten DWelle, “Kadın hakları savunucuları, kadınların bu protestolarda daha da görünür olmalarının temel nedeninin uzun zamandır ifade edemedikleri taleplerini iletmek olduğunu belirtiyor” dedi.
DWelle bu çerçevede İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu’nun Gezi Parkı eylemlerinde kadınların görünür olmasını, kadınların birikmiş tepkilerinin dışavurumu olarak açıkladığına dikkat çekerek Moroğlu’nun şu değerlendirmesini yansıttı: “Kadınlar kendilerinden 3 çocuk talep edilmesi, kürtaj ve sezaryenle ilgili düzenlemelere karşı çıktıkları için bu eylemlere daha fazla katıldı. Kürtaj düzenlemesi ile ilgili zamanında Avrupa Konseyi’ne bir çağrı yapmıştık. Konseyin Genel Sekreteri önce bizimle, sonra da hükümet kanadı ile görüştü. Yasal olarak kürtaj yasağına engel olduk. Fakat fiili olarak böyle bir yasak uygulanıyor. Son eylemlerde verilen tepki yaşam tarzına müdahaleye verilen bir tepkiydi. Bununla birlikte bu tepkilerin büyük bir etkisi olacağını söylemek zor. Kadın haklarında geri adım niteliğinde düzenlemeler geliyor. Olumlu olarak gözüken hamilelik izninin artırılması, kadının iş yaşamından uzaklaştırılmasına yol açacak.” Deutsche Welle’ye konuşan Kadın Merkezi Vakfı’nın (KAMER) Başkanı Nebahat Akkoç da, bu eylemlerdeki kadın katılımı ile kadınların sorunları ile ilgili farkındalığın arttığını söylerken “Kadınlar sivil eylemlerden yanadır. Gezi Parkı eylemleri sonraları biraz boyut değiştirse de sivil bir direniştir. Son dönemde kadınların talepleri duyulmuyordu. Gezi Parkı eylemlerinde kadınların cinsiyetçi ifadeleri silmeleri gibi davranışları önemli mesajlar verdi” dedi. Kadın hakları aktivisti Hilal Alkan ise, Gezi eylemleri süresince başörtülü kadınlarla kadın siyasetinin farklı unsurları arasında bir etkileşim olduğunu ifade etti. Alkan, “Gezi eylemleri süresince başörtülü kadınların bazı tacizlere maruz kalması ve hükümetin bunu siyasi bir malzeme olarak kullanmaya çalışması bu süreçte başörtüsü konusunu gündeme getirdi” sözlerini kullandı. SHA
Gezi Parkı protestolarında Türkiye’de kadın siyasetinin farklı öznelerinin de kendini daha çok ifade ettiğini, daha görünür olduğunu belirten DWelle, “Kadın hakları savunucuları, kadınların bu protestolarda daha da görünür olmalarının temel nedeninin uzun zamandır ifade edemedikleri taleplerini iletmek olduğunu belirtiyor” dedi.
DWelle bu çerçevede İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu’nun Gezi Parkı eylemlerinde kadınların görünür olmasını, kadınların birikmiş tepkilerinin dışavurumu olarak açıkladığına dikkat çekerek Moroğlu’nun şu değerlendirmesini yansıttı: “Kadınlar kendilerinden 3 çocuk talep edilmesi, kürtaj ve sezaryenle ilgili düzenlemelere karşı çıktıkları için bu eylemlere daha fazla katıldı. Kürtaj düzenlemesi ile ilgili zamanında Avrupa Konseyi’ne bir çağrı yapmıştık. Konseyin Genel Sekreteri önce bizimle, sonra da hükümet kanadı ile görüştü. Yasal olarak kürtaj yasağına engel olduk. Fakat fiili olarak böyle bir yasak uygulanıyor. Son eylemlerde verilen tepki yaşam tarzına müdahaleye verilen bir tepkiydi. Bununla birlikte bu tepkilerin büyük bir etkisi olacağını söylemek zor. Kadın haklarında geri adım niteliğinde düzenlemeler geliyor. Olumlu olarak gözüken hamilelik izninin artırılması, kadının iş yaşamından uzaklaştırılmasına yol açacak.” Deutsche Welle’ye konuşan Kadın Merkezi Vakfı’nın (KAMER) Başkanı Nebahat Akkoç da, bu eylemlerdeki kadın katılımı ile kadınların sorunları ile ilgili farkındalığın arttığını söylerken “Kadınlar sivil eylemlerden yanadır. Gezi Parkı eylemleri sonraları biraz boyut değiştirse de sivil bir direniştir. Son dönemde kadınların talepleri duyulmuyordu. Gezi Parkı eylemlerinde kadınların cinsiyetçi ifadeleri silmeleri gibi davranışları önemli mesajlar verdi” dedi. Kadın hakları aktivisti Hilal Alkan ise, Gezi eylemleri süresince başörtülü kadınlarla kadın siyasetinin farklı unsurları arasında bir etkileşim olduğunu ifade etti. Alkan, “Gezi eylemleri süresince başörtülü kadınların bazı tacizlere maruz kalması ve hükümetin bunu siyasi bir malzeme olarak kullanmaya çalışması bu süreçte başörtüsü konusunu gündeme getirdi” sözlerini kullandı. SHA
RSS