Gazeteci, Yazar Hüseyin Gülerce, İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün AK Parti’den istifasının “yılın en önemli siyasi olayı” olduğunu belirterek, “AK Parti, bu istifayı, en samimi uyarı olarak anlamalıdır. Belki de son uyarı” dedi. Gülerce sözlerinin asla bir “tehdit” anlamına gelmediğini vurguladı. Gülerce “AK Parti kapanmasın” diye geceleri seccade ıslatanların fişlenmesinin son dönemde yapılan üç yanlıştan biri olduğunu öne sürdü.
Gülerce, Şükür’ün istifası hakkındaki görüşlerini Twitter’da takipçileriyle paylaştı.
Hakan Şükür eleştirilirken empati yapılmasını isteyen Gülerce, “O şimdi Hizmet'in cesur ve kahraman bir evladıdır. Parti disiplinine evet. Ama bir parti yönetiminin her kararı, sorgulanamaz, eleştirilemez hale gelirse, bunun demokrasideki yeri nedir? Parti disiplinine evet. Ama bir parti yönetiminin her kararı, sorgulanamaz, eleştirilemez hale gelirse, bunun demokrasideki yeri nedir? Hakan Şükür'ün istifası, 2013'ün en önemli siyasi olayıdır. AK Parti, bu istifayı, en samimi uyarı olarak anlamalıdır. Belki de son uyarı... Hakan Şükür'ün açıklamaları, tamamen Hizmet camiasının hissiyatıdır” dedi.
Ülkede huzurunun, kutuplaşmanın önlenmesine bağlı olduğunu kaydeden Gülerce, “Bu yönde yapılan dostça uyarılar asla tehdit değildir” vurgusu yaptı. Twitter mesajlarından sonra, açıklamasında yer alan "son uyarı" ifadesini “tehdit” diye yayanlar bulunduğunu da belirten Gülerce, “Dostça uyarı diyorum. Hakan Şükür'ün istifası, sesini duyuramayan bir insanın son çaresidir” dedi.
Gülerce Zaman Gazetesi’ndeki köşeyazısında da aynı konuya değindi. Şükür’ün istifasının sıradan bir istifa olmadığını, AK Parti’nin mütedeyyin kitledeki siyasi itibarını sarsan en ciddi olay olarak görüldüğünü belirten Gülerce, “Sayın Şükür’ün istifa açıklamasındaki gerekçeler çok dikkatli okunmalıdır. Hükümet-cemaat meselesi diye aylardır tartışılan konu, Hizmet hareketi açısından ilk defa çok açık ve net şekilde izah ediliyor… Hakan Şükür, sıradan bir siyasetçi değil. Milyonların gönlünde taht kurmuş milli bir futbolcu. Ayrıca saygı uyandıran, dürüst bir duruşu var. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye bağlılığında, hürmetinde mert, yiğit, vefalı bir dost… Keza, Sayın Başbakan’a karşı muhabbeti, bir ağabey-kardeş yakınlığı ve ülkemize, insanımıza yaptığı hizmetlere takdiri, teşekkürü var. Öyle inanıyorum ki, Hakan Şükür, istifa kararı için büyük ıstırap yaşamıştır” dedi.
Gülerce, meselenin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin’in aceleyle dediği, “Bana emrettiler ben AK Parti’ye geldim, şimdi emrettiler ayrıldım” gibi olmadığını belirtirken, “Sayın Şahin’e hiç yakıştıramadım. İnsan, sevdiği birisini bu kadar hızlı karalamaz, itham etmez... Hakan Şükür’ün yüreği sıkışmıştır. Bu yürek sıkışması, bir ıstırap hali olarak aynen AK Parti tabanında ve Hizmet camiasında aylardır yaşanıyor. Bu açıdan Hakan Şükür’ü karalamaya kalkanlar, aleyhinde bir yerden düğmeye basılmışçasına kampanya başlatanlar kamuoyu vicdanında yer bulamazlar” dedi.
Gülerce, “Bu istifanın siyasetin bundan sonrasını nasıl etkileyeceği” konusundaki görüşünü ise, “Biri sorsa ki; ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı?’, ‘olmayacak’ derim. Bir tehdit olarak da kimse algılamasın. Haftalardır, köprüleri tamir için çırpınan biri olarak söylüyorum” diye yansıttı. Hüseyin Gülerce AK Parti’nin üç yanlışının; ‘dershaneler konusunda anlamsız, izahı olmayan bir yola girilmesi’, ‘Başbakan Erdoğan’ın Hizmet hareketi, (örgüt) diye itham edilirken, bir AK Parti milletvekilinin (KCK gibi paralel yapı) diye konuşurken sessiz kalması’ ve ‘AK Parti kapanmasın diye topluca dualar eden, geceleri gözyaşları ile seccadelerini ıslatan insanlara, bugün düşman muamelesi ve fişleme’ olduğunu iddia etti.
Hakan Şükür eleştirilirken empati yapılmasını isteyen Gülerce, “O şimdi Hizmet'in cesur ve kahraman bir evladıdır. Parti disiplinine evet. Ama bir parti yönetiminin her kararı, sorgulanamaz, eleştirilemez hale gelirse, bunun demokrasideki yeri nedir? Parti disiplinine evet. Ama bir parti yönetiminin her kararı, sorgulanamaz, eleştirilemez hale gelirse, bunun demokrasideki yeri nedir? Hakan Şükür'ün istifası, 2013'ün en önemli siyasi olayıdır. AK Parti, bu istifayı, en samimi uyarı olarak anlamalıdır. Belki de son uyarı... Hakan Şükür'ün açıklamaları, tamamen Hizmet camiasının hissiyatıdır” dedi.
Ülkede huzurunun, kutuplaşmanın önlenmesine bağlı olduğunu kaydeden Gülerce, “Bu yönde yapılan dostça uyarılar asla tehdit değildir” vurgusu yaptı. Twitter mesajlarından sonra, açıklamasında yer alan "son uyarı" ifadesini “tehdit” diye yayanlar bulunduğunu da belirten Gülerce, “Dostça uyarı diyorum. Hakan Şükür'ün istifası, sesini duyuramayan bir insanın son çaresidir” dedi.
Gülerce Zaman Gazetesi’ndeki köşeyazısında da aynı konuya değindi. Şükür’ün istifasının sıradan bir istifa olmadığını, AK Parti’nin mütedeyyin kitledeki siyasi itibarını sarsan en ciddi olay olarak görüldüğünü belirten Gülerce, “Sayın Şükür’ün istifa açıklamasındaki gerekçeler çok dikkatli okunmalıdır. Hükümet-cemaat meselesi diye aylardır tartışılan konu, Hizmet hareketi açısından ilk defa çok açık ve net şekilde izah ediliyor… Hakan Şükür, sıradan bir siyasetçi değil. Milyonların gönlünde taht kurmuş milli bir futbolcu. Ayrıca saygı uyandıran, dürüst bir duruşu var. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye bağlılığında, hürmetinde mert, yiğit, vefalı bir dost… Keza, Sayın Başbakan’a karşı muhabbeti, bir ağabey-kardeş yakınlığı ve ülkemize, insanımıza yaptığı hizmetlere takdiri, teşekkürü var. Öyle inanıyorum ki, Hakan Şükür, istifa kararı için büyük ıstırap yaşamıştır” dedi.
Gülerce, meselenin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin’in aceleyle dediği, “Bana emrettiler ben AK Parti’ye geldim, şimdi emrettiler ayrıldım” gibi olmadığını belirtirken, “Sayın Şahin’e hiç yakıştıramadım. İnsan, sevdiği birisini bu kadar hızlı karalamaz, itham etmez... Hakan Şükür’ün yüreği sıkışmıştır. Bu yürek sıkışması, bir ıstırap hali olarak aynen AK Parti tabanında ve Hizmet camiasında aylardır yaşanıyor. Bu açıdan Hakan Şükür’ü karalamaya kalkanlar, aleyhinde bir yerden düğmeye basılmışçasına kampanya başlatanlar kamuoyu vicdanında yer bulamazlar” dedi.
Gülerce, “Bu istifanın siyasetin bundan sonrasını nasıl etkileyeceği” konusundaki görüşünü ise, “Biri sorsa ki; ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı?’, ‘olmayacak’ derim. Bir tehdit olarak da kimse algılamasın. Haftalardır, köprüleri tamir için çırpınan biri olarak söylüyorum” diye yansıttı. Hüseyin Gülerce AK Parti’nin üç yanlışının; ‘dershaneler konusunda anlamsız, izahı olmayan bir yola girilmesi’, ‘Başbakan Erdoğan’ın Hizmet hareketi, (örgüt) diye itham edilirken, bir AK Parti milletvekilinin (KCK gibi paralel yapı) diye konuşurken sessiz kalması’ ve ‘AK Parti kapanmasın diye topluca dualar eden, geceleri gözyaşları ile seccadelerini ıslatan insanlara, bugün düşman muamelesi ve fişleme’ olduğunu iddia etti.
RSS