HDP Eş Genel Başkanları Rojava, Tunus, Kuveyt ve Fransa’da yaşanan saldırılarla ilgili açıklamada “uluslararası demokrasi ve özgürlükler cephesinin kurulmasının zamanı çoktan gelmiştir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş Rojava, Tunus, Kuveyt ve Fransa’da yaşanan saldırılarla ilgili açıklama yayınladı.
HDP Eş Genel Başkanları “Her türlü ırkçılıktan, mezhepçilikten ve hoşgörüsüzlükten doğan örgütlü ve sistematik şiddet olaylarına karşı uluslararası demokrasi ve özgürlükler cephesinin kurulmasının zamanı çoktan gelmiştir” dedi.
HDP’nin insanlığa yönelik her saldırıya karşı daha fazla demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile direniş göstereceğini söyledi.
Uluslararası toplumun tarihi görevi
HDP Eş Genel Başkanlarının saldırılarda hayatlarını kaybedenlere başsağlığı dilediği açıklamada şu ifadeler öne çıktı:
"Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere her gün yüzlerce sivilin acımasızca katledilmekte olduğu kaotik ve yıkıcı bir savaşın sınır ve vicdan tanımaksızın gelişmekte olduğunu derin bir kaygıyla takip etmekteyiz.
"Ne yazık ki, halklarımızın kendilerini güvende ve barış içinde hissedebileceği sosyal ve siyasal koşullar giderek zayıflamaktadır. Kutuplaştırıcı ve şiddet odaklı bir atmosfer giderek kriz içinde yeni krizlerin gelişmesine sebep olmaktadır.
"Her türlü ırkçılıktan, mezhepçilikten ve hoşgörüsüzlükten doğan örgütlü ve sistematik şiddet olaylarına karşı uluslararası demokrasi ve özgürlükler cephesinin kurulmasının zamanı çoktan gelmiştir. Dolayısıyla dünya halklarının özgürlükçü siyasi, toplumsal ve dinsel temsilcilerine bu iç içe geçmiş krizleri geriletme temelinde büyük bir sorumluluk düşmektedir.
"Son günlerde Kobani'de 150'yi aşkın sivilin planlı bir şekilde katledilmesi, Şii camilerine dönük bombalı saldırılar, Tunus'ta gerçekleştirilen plaj baskını ve Fransa'daki fabrika baskınının birbirlerinden kopuk olmadığı son derece açıktır. El-Kaide, IŞİD, El-Nusra gibi örgütler ile bu örgütlere dolaylı ya da dolaysız destekte bulunan tüm siyasi çevrelerin izole edilmeleri ve yargılanmaları için uluslararası toplumun önünde tarihsel bir görev bulunmaktadır.
"Halkların Demokratik Partisi olarak özgürlükler ve demokrasi cephesinin geliştirilmesi için her türlü çabayı göstereceğimizi, Türkiye'de de varlığını sürdüren ırkçı ve katliamcı örgütlere karşı Diyarbakır patlamasında olduğu gibi dayanışmamızı daha da güçlendireceğimizi herkesin bilmesini isteriz.
"HDP, insanlığa yönelik her saldırıya karşı daha fazla demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile direniş gösterecektir. Yasakları, baskıları ve kutuplaştırıcı dili kullanarak şiddete dolaylı ya da dolaysız destek verenlere karşı mücadeleyi sınır tanımaksızın halklarla işbirliği içinde yürütmeye devam edecektir."bianet
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş Rojava, Tunus, Kuveyt ve Fransa’da yaşanan saldırılarla ilgili açıklama yayınladı.
HDP Eş Genel Başkanları “Her türlü ırkçılıktan, mezhepçilikten ve hoşgörüsüzlükten doğan örgütlü ve sistematik şiddet olaylarına karşı uluslararası demokrasi ve özgürlükler cephesinin kurulmasının zamanı çoktan gelmiştir” dedi.
HDP’nin insanlığa yönelik her saldırıya karşı daha fazla demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile direniş göstereceğini söyledi.
Uluslararası toplumun tarihi görevi
HDP Eş Genel Başkanlarının saldırılarda hayatlarını kaybedenlere başsağlığı dilediği açıklamada şu ifadeler öne çıktı:
"Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere her gün yüzlerce sivilin acımasızca katledilmekte olduğu kaotik ve yıkıcı bir savaşın sınır ve vicdan tanımaksızın gelişmekte olduğunu derin bir kaygıyla takip etmekteyiz.
"Ne yazık ki, halklarımızın kendilerini güvende ve barış içinde hissedebileceği sosyal ve siyasal koşullar giderek zayıflamaktadır. Kutuplaştırıcı ve şiddet odaklı bir atmosfer giderek kriz içinde yeni krizlerin gelişmesine sebep olmaktadır.
"Her türlü ırkçılıktan, mezhepçilikten ve hoşgörüsüzlükten doğan örgütlü ve sistematik şiddet olaylarına karşı uluslararası demokrasi ve özgürlükler cephesinin kurulmasının zamanı çoktan gelmiştir. Dolayısıyla dünya halklarının özgürlükçü siyasi, toplumsal ve dinsel temsilcilerine bu iç içe geçmiş krizleri geriletme temelinde büyük bir sorumluluk düşmektedir.
"Son günlerde Kobani'de 150'yi aşkın sivilin planlı bir şekilde katledilmesi, Şii camilerine dönük bombalı saldırılar, Tunus'ta gerçekleştirilen plaj baskını ve Fransa'daki fabrika baskınının birbirlerinden kopuk olmadığı son derece açıktır. El-Kaide, IŞİD, El-Nusra gibi örgütler ile bu örgütlere dolaylı ya da dolaysız destekte bulunan tüm siyasi çevrelerin izole edilmeleri ve yargılanmaları için uluslararası toplumun önünde tarihsel bir görev bulunmaktadır.
"Halkların Demokratik Partisi olarak özgürlükler ve demokrasi cephesinin geliştirilmesi için her türlü çabayı göstereceğimizi, Türkiye'de de varlığını sürdüren ırkçı ve katliamcı örgütlere karşı Diyarbakır patlamasında olduğu gibi dayanışmamızı daha da güçlendireceğimizi herkesin bilmesini isteriz.
"HDP, insanlığa yönelik her saldırıya karşı daha fazla demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile direniş gösterecektir. Yasakları, baskıları ve kutuplaştırıcı dili kullanarak şiddete dolaylı ya da dolaysız destek verenlere karşı mücadeleyi sınır tanımaksızın halklarla işbirliği içinde yürütmeye devam edecektir."bianet
RSS