İran’da Ruhani’nin cumhurbaşkanı seçilmesiyle Ahmedinejat dönemine kıyasla İran’ın anti-Amerikan söyleminin törpülendiğini dile getiren Zirve Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bezen Coşkun, önümüzdeki dönemde İran ve ABD’nin Ortadoğu’da birbirinin ayağına basmadan ilerlemeye çalıştığına şahit olabileceğimizi söyledi.
ABD’nin özellikle Irak’a 1991 ve 2003 yıllarında yapmış olduğu müdahalelerle bölgede askeri varlığını arttırdığını belirten Coşkun, Amerikan karşıtlığını açıkça ortaya koyan iki bölge ülkesi olarak gördüğü İran ve Suriye’nin bölgeden tecrit edildiğine de değindi.
Coşkun, Suriye’ye ABD’nin uyguladığı ambargonun özellikle İran’ın nükleer silahlanma hazırlığı içinde olduğu iddialarının ortaya atılmasına sebep olduğunu hatırlatarak kanıtlanmayan bu riski ortadan kaldırmak için geniş çaplı bir ambargonun uygulanmasına tecridin en önemli göstergesidir. dedi.
Bölgedeki iki ülkenin izole edildikleri için ortak bir düşmana sahip olduklarını savunan Coşkun,
“Hem Suriye hem de İran durumlarının doğası gereği ABD’nin bölgede taraf olduğu hemen her konuda benzer Amerikan karşıtı refleksler geliştirmişlerdi. Suriye’de Esad rejiminin 2.5 yıldır muhaliflere karşı sürdürdüğü kanlı bastırma operasyonunda kimyasal silah kullandığı iddiaları ile gündeme gelen askeri müdahale olasılığına karşın İran müdahale karşıtı tavrını net olarak ortaya koymuştur.” diye konuştu.
Suriye’ye yapılacak olan müdahalenin kısıtlı bir müdahale olacağı üzerinde duran Coşkun, İngiliz Parlamentosundan müdahaleye hayır kararı çıkmasıyla Başkan Obama’nın kendi yetkisi olmasına rağmen müdahale kararını kongreye sorma yolunu seçmesinden bunun anlaşılacağını vurguladı.
Müdahalenin İran üzerindeki etkileri üzerinde duran Coşkun, Suriye’ye yapılacak olan müdahalenin sonuçlarının ne olacağından bağımsız olarak İran’ın karlı çıkan tarafta olacağının altını çizdi.
Coşkun, müdahaleyle Suriye’deki hükümet ve ordunun kimyasal silah kullanımından men edilememesi halinde müdahalenin başarısızlığını ABD’nin bir zafiyeti olarak görecek olan İran’ın gerek Suriye’de gerekse bölgede etkinliğini artıracağı değerlendirmesinde bulunan Coşkun şunları söyledi: “Müdahalenin başarılı olması durumunda ki müdahale Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de defalarca altını çizdiği gibi Esad rejimini ortadan kaldırma operasyonu değildir, Esad rejiminin kimyasal silah kullanımı sınırlandırılacak ama rejim ve muhalifler arasındaki çatışmalar devam edecektir. Tahmin edileceği gibi Suriye’deki kaotik ortamın devamından karlı çıkanların başında İran gelecektir.” Özer Karınca
ABD’nin özellikle Irak’a 1991 ve 2003 yıllarında yapmış olduğu müdahalelerle bölgede askeri varlığını arttırdığını belirten Coşkun, Amerikan karşıtlığını açıkça ortaya koyan iki bölge ülkesi olarak gördüğü İran ve Suriye’nin bölgeden tecrit edildiğine de değindi.
Coşkun, Suriye’ye ABD’nin uyguladığı ambargonun özellikle İran’ın nükleer silahlanma hazırlığı içinde olduğu iddialarının ortaya atılmasına sebep olduğunu hatırlatarak kanıtlanmayan bu riski ortadan kaldırmak için geniş çaplı bir ambargonun uygulanmasına tecridin en önemli göstergesidir. dedi.
Bölgedeki iki ülkenin izole edildikleri için ortak bir düşmana sahip olduklarını savunan Coşkun,
“Hem Suriye hem de İran durumlarının doğası gereği ABD’nin bölgede taraf olduğu hemen her konuda benzer Amerikan karşıtı refleksler geliştirmişlerdi. Suriye’de Esad rejiminin 2.5 yıldır muhaliflere karşı sürdürdüğü kanlı bastırma operasyonunda kimyasal silah kullandığı iddiaları ile gündeme gelen askeri müdahale olasılığına karşın İran müdahale karşıtı tavrını net olarak ortaya koymuştur.” diye konuştu.
Suriye’ye yapılacak olan müdahalenin kısıtlı bir müdahale olacağı üzerinde duran Coşkun, İngiliz Parlamentosundan müdahaleye hayır kararı çıkmasıyla Başkan Obama’nın kendi yetkisi olmasına rağmen müdahale kararını kongreye sorma yolunu seçmesinden bunun anlaşılacağını vurguladı.
Müdahalenin İran üzerindeki etkileri üzerinde duran Coşkun, Suriye’ye yapılacak olan müdahalenin sonuçlarının ne olacağından bağımsız olarak İran’ın karlı çıkan tarafta olacağının altını çizdi.
Coşkun, müdahaleyle Suriye’deki hükümet ve ordunun kimyasal silah kullanımından men edilememesi halinde müdahalenin başarısızlığını ABD’nin bir zafiyeti olarak görecek olan İran’ın gerek Suriye’de gerekse bölgede etkinliğini artıracağı değerlendirmesinde bulunan Coşkun şunları söyledi: “Müdahalenin başarılı olması durumunda ki müdahale Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de defalarca altını çizdiği gibi Esad rejimini ortadan kaldırma operasyonu değildir, Esad rejiminin kimyasal silah kullanımı sınırlandırılacak ama rejim ve muhalifler arasındaki çatışmalar devam edecektir. Tahmin edileceği gibi Suriye’deki kaotik ortamın devamından karlı çıkanların başında İran gelecektir.” Özer Karınca
RSS