İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Gaziantep Şube Başkan Yardımcısı Abdurrahim Çelik, Suriye'nin kuzeyinde yaşanan saldırı ve çatışmaların kabul edilemez olduğunu söyledi.
Başkan Çelik yaptığı yazılı açıklamada, Suriye'de yaşanan iç savaşın üzerinden üç yılı aşkın bir süre geçtiğini ifade ederek, “Bugüne kadar içlerinde çocuk, kadın ve yaşlıların da yer aldığı 160 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Zalim Esad rejimiyle muhalifler arasında yaşanan çatışmalarda hayatlarını kaybeden insanların dışında bir süredir muhalif unsurların birbirleriyle girdikleri güç mücadelesinde de insanlar hayatlarını kaybetmektedir. Bu çatışmalarda çocuk, kadın ve yaşlıların da öldürülmesi, sivil yerleşim yerlerinin saldırıya uğraması, bombalanması, insanların yaşam alanlarından sürülmesi ve yaşam ve barınma haklarının ihlal edilmesi kabul edilemez bir savaş suçudur. Bölgeden alınan son bilgilere göre Suriye'nin kuzeyinde Haseki iline bağlı Rasulayn ilçesi sınırlarında yer alan Umcun, Tel Eliye, Temade köylerinde ve mezralarında IŞİD'e (Irak Şam İslam Devleti) bağlı güçlerin sivil yerleşim yerlerine saldırdıkları, bombalı araçlarla saldırılar düzenledikleri iddia edilmekte ve bu saldırılarda kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 15 kişinin hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Bölgede PYD (Demokratik Birlik Partisi) güçleri ile IŞİD güçleri arasında çatışmaların devam ettiği düşünüldüğünde, ölü sayısının artmasından endişe edilmektedir. Gerek uluslararası hukuk gerekse İslam hukuku masum insanların, sivillerin, kadın ve çocukların, yaşlıların savaş ortamında hukukunu korumayı yaşam ve barınma haklarının muhafazasını şart koşmaktadır. Kim olursa olsun masum insanların yaşam ve barınma gibi en temel haklarını ihlal edenler savaş suçu işlemektedir. Suriye halkının zalim Esad rejiminden meşru haklarını talep etmesi esası ile başlayan ancak bir süre sonra Suriye içinden ve dışından bu durumdan nemalanma, mevzi kazanma arayışına dönüşen ve hiçbir ahlaki sınır tanımayan nemalanma üzerinden araçsallaştırılmış savaşı lanetliyor, savaş hukukunu ihlal eden tarafları, kim olursa olsun bir gün hukuk önünde hesap verecekleri hususunda uyarıyoruz. Suriye'nin istikrara kavuşmasını, mazlum Suriye halkının meşru taleplerinin daha fazla insan hayatını kaybetmeden bir an önce tesis edilmesini, bu savaşta sorumluluğu bulunan veya bulunmayan tüm ülke ve halkların adil bir barış için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesini talep ediyoruz” dedi.İHA
Başkan Çelik yaptığı yazılı açıklamada, Suriye'de yaşanan iç savaşın üzerinden üç yılı aşkın bir süre geçtiğini ifade ederek, “Bugüne kadar içlerinde çocuk, kadın ve yaşlıların da yer aldığı 160 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Zalim Esad rejimiyle muhalifler arasında yaşanan çatışmalarda hayatlarını kaybeden insanların dışında bir süredir muhalif unsurların birbirleriyle girdikleri güç mücadelesinde de insanlar hayatlarını kaybetmektedir. Bu çatışmalarda çocuk, kadın ve yaşlıların da öldürülmesi, sivil yerleşim yerlerinin saldırıya uğraması, bombalanması, insanların yaşam alanlarından sürülmesi ve yaşam ve barınma haklarının ihlal edilmesi kabul edilemez bir savaş suçudur. Bölgeden alınan son bilgilere göre Suriye'nin kuzeyinde Haseki iline bağlı Rasulayn ilçesi sınırlarında yer alan Umcun, Tel Eliye, Temade köylerinde ve mezralarında IŞİD'e (Irak Şam İslam Devleti) bağlı güçlerin sivil yerleşim yerlerine saldırdıkları, bombalı araçlarla saldırılar düzenledikleri iddia edilmekte ve bu saldırılarda kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 15 kişinin hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Bölgede PYD (Demokratik Birlik Partisi) güçleri ile IŞİD güçleri arasında çatışmaların devam ettiği düşünüldüğünde, ölü sayısının artmasından endişe edilmektedir. Gerek uluslararası hukuk gerekse İslam hukuku masum insanların, sivillerin, kadın ve çocukların, yaşlıların savaş ortamında hukukunu korumayı yaşam ve barınma haklarının muhafazasını şart koşmaktadır. Kim olursa olsun masum insanların yaşam ve barınma gibi en temel haklarını ihlal edenler savaş suçu işlemektedir. Suriye halkının zalim Esad rejiminden meşru haklarını talep etmesi esası ile başlayan ancak bir süre sonra Suriye içinden ve dışından bu durumdan nemalanma, mevzi kazanma arayışına dönüşen ve hiçbir ahlaki sınır tanımayan nemalanma üzerinden araçsallaştırılmış savaşı lanetliyor, savaş hukukunu ihlal eden tarafları, kim olursa olsun bir gün hukuk önünde hesap verecekleri hususunda uyarıyoruz. Suriye'nin istikrara kavuşmasını, mazlum Suriye halkının meşru taleplerinin daha fazla insan hayatını kaybetmeden bir an önce tesis edilmesini, bu savaşta sorumluluğu bulunan veya bulunmayan tüm ülke ve halkların adil bir barış için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesini talep ediyoruz” dedi.İHA
RSS