CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Partim, Kürt meselesinin ancak daha fazla özgürlük ve demokrasiyle çözülebileceğine inanmaktadır. Bunun için, bir başbakanın kendi başına hareket etmesinden ziyade, Türk kamuoyunda ve parlamentoda geniş katılımlı bir diyaloga ihtiyaç duymaktayız” dedi.
CHP’den yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun Alman Die Welt Gazetesi’nden Stefan Laurin’in sorularına verdiği yanıtlar paylaşıldı. Kılıçdaroğlu, Almanya’da yaşayan Türklere “herkes oy kullansın” mesajını verirken, CHP’nin, parlamentoda farklı görüşlerin temsilini engelleyen yüzde 10’luk seçim kotasını kaldırarak, böylece daha çok dürüstlük ve şeffaflık getirmek istediklerini vurguladı.
Başbakan Erdoğan’ın “Türkiye ile Almanya arasında kavga çıkması hedefiyle” yürüttüğü politikalarının Almanya’daki yurttaşlara zarar verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları dedi: “Erdoğan kendini dindar gibi gösteriyor. Birçok konuşmasında din temelli cümleler geçiyor.Çok sayıda kişi de bundan etkileniyor.Ancak O’nu bilen herkes, dini kendi emelleri için kullandığının farkında.Fakat bu da birçok sorunumuzun üstünü kapatıyor. Türkiye’deki siyasi durum Almanya’yla karşılaştırılamaz. Erdoğan’ı eleştiren gazeteciler de hukuk devletinin zayıf olmasını konu eden TÜSİAD gibi tehdit ediliyor. Türkiye’nin sivil toplum çevrelerinde açık konuşulamıyor.Türkiye bir otokrasiye doğru gidiyor.Erdoğan bir keresinde parlamento ve mahkemelerin kendisini engellediğini söylemişti, demokrat bir siyasetçi hiçbir zaman güçler ayrılığı konusunda böyle bir şey söylemez.Erdoğan’ın Türkiye’de demokrasiyi kaldırmak istediğini anlamamız lazım. Türkiye büyük bir tehlike altında, durum çok ciddi.”
Kılıçdaroğlu bir soru üzerine de, Ankara’daki seçim sonuçlarına dikkat çekerek, CHP’nin MHP’yle ortaklık veya işbirliği yapmadığını bunun AK Parti ve Başbakan Erdoğan tarafından yayılan bir “hikaye” olduğunu belirtti. AK Parti’nin yerel seçimlerde iki milyon oy kaybettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu tür efsaneleri kendi sorunlarından dikkatleri dağıtmak için yaymakta. Ankara seçimini kazandığımıza inanıyorum.Bariz hile yapıldı, birçok şehirde elektrikler kesildi, oy verme yerleri aniden karardı. Enerji Bakanı, bir kedinin trafoya girdiğini açıkladı. Bu, kimsenin inanmadığı gülünç bir iddiadır.Anayasa mahkemesine başvurduk.Bu da şu an Ankara’daki seçimi inceliyor.Ancak, AB ile AGİT Türkiye’deki seçimlere daha çok ilgi göstermesi gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
AB-Türkiye ilişkilerine de değinen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın gittikçe antidemokratik olması, AB üyelik müzakerelerin durdurulması veya yavaşlatılması için bir neden teşkil etmiyor. Demokrasinin zayıflamasının durdurulması ve sivil toplumun güçlenmesi için Türkiye’nin AB üyelik hedefi devam ettirilmeli.Bunun dışındaki her tür seçenek Türkiye ve Avrupa için kötü olur” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun, “Erdoğan-Öcalan diyaloguyla” ilgili soruya ise şu yanıtı verdiği belirtildi: “Partim, Kürt meselesinin ancak daha fazla özgürlük ve demokrasiyle çözülebileceğine inanmaktadır. Bunun için, bir başbakanın kendi başına hareket etmesinden ziyade, Türk kamuoyunda ve parlamentoda geniş katılımlı bir diyaloga ihtiyaç duymaktayız.Bu konuya ilişkin 17 maddelik bir manifesto çıkardık.CHP, aynı zamanda Kürt partileri zor durumda kaldığından yüzde 10’luk seçim barajını kaldırmayı amaçlıyor.Diyarbakır’daki işkence hapishanesinin bir insan hakları müzesi olmasını istiyoruz.80’li yıllarda o hapishanede işlenen suçlar PKK’nın kurulmasının nedenleri arasındadır. Erdoğan’ın Öcalan’la giriştiği diyalog başarılı da olmadı, halen gençler dağlara çıkıp silahlı örgütlere katılıyorlar.Erdoğan ile Öcalan arasındaki diyaloga güvensizlik hakim.Kimse, neyin konuşulduğunu bilmiyor.Açık ve şeffaf bir süreç değil.Parlamento bile bilgilendirilmiyor.Erdoğan bunu Kürt meselesinin çözümü için yapmıyor. Bu tamamıyla kibrinden kaynaklanmakta ve siyasi geleceğiyle ilintilidir.”ANKA
CHP’den yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun Alman Die Welt Gazetesi’nden Stefan Laurin’in sorularına verdiği yanıtlar paylaşıldı. Kılıçdaroğlu, Almanya’da yaşayan Türklere “herkes oy kullansın” mesajını verirken, CHP’nin, parlamentoda farklı görüşlerin temsilini engelleyen yüzde 10’luk seçim kotasını kaldırarak, böylece daha çok dürüstlük ve şeffaflık getirmek istediklerini vurguladı.
Başbakan Erdoğan’ın “Türkiye ile Almanya arasında kavga çıkması hedefiyle” yürüttüğü politikalarının Almanya’daki yurttaşlara zarar verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları dedi: “Erdoğan kendini dindar gibi gösteriyor. Birçok konuşmasında din temelli cümleler geçiyor.Çok sayıda kişi de bundan etkileniyor.Ancak O’nu bilen herkes, dini kendi emelleri için kullandığının farkında.Fakat bu da birçok sorunumuzun üstünü kapatıyor. Türkiye’deki siyasi durum Almanya’yla karşılaştırılamaz. Erdoğan’ı eleştiren gazeteciler de hukuk devletinin zayıf olmasını konu eden TÜSİAD gibi tehdit ediliyor. Türkiye’nin sivil toplum çevrelerinde açık konuşulamıyor.Türkiye bir otokrasiye doğru gidiyor.Erdoğan bir keresinde parlamento ve mahkemelerin kendisini engellediğini söylemişti, demokrat bir siyasetçi hiçbir zaman güçler ayrılığı konusunda böyle bir şey söylemez.Erdoğan’ın Türkiye’de demokrasiyi kaldırmak istediğini anlamamız lazım. Türkiye büyük bir tehlike altında, durum çok ciddi.”
Kılıçdaroğlu bir soru üzerine de, Ankara’daki seçim sonuçlarına dikkat çekerek, CHP’nin MHP’yle ortaklık veya işbirliği yapmadığını bunun AK Parti ve Başbakan Erdoğan tarafından yayılan bir “hikaye” olduğunu belirtti. AK Parti’nin yerel seçimlerde iki milyon oy kaybettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu tür efsaneleri kendi sorunlarından dikkatleri dağıtmak için yaymakta. Ankara seçimini kazandığımıza inanıyorum.Bariz hile yapıldı, birçok şehirde elektrikler kesildi, oy verme yerleri aniden karardı. Enerji Bakanı, bir kedinin trafoya girdiğini açıkladı. Bu, kimsenin inanmadığı gülünç bir iddiadır.Anayasa mahkemesine başvurduk.Bu da şu an Ankara’daki seçimi inceliyor.Ancak, AB ile AGİT Türkiye’deki seçimlere daha çok ilgi göstermesi gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
AB-Türkiye ilişkilerine de değinen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın gittikçe antidemokratik olması, AB üyelik müzakerelerin durdurulması veya yavaşlatılması için bir neden teşkil etmiyor. Demokrasinin zayıflamasının durdurulması ve sivil toplumun güçlenmesi için Türkiye’nin AB üyelik hedefi devam ettirilmeli.Bunun dışındaki her tür seçenek Türkiye ve Avrupa için kötü olur” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun, “Erdoğan-Öcalan diyaloguyla” ilgili soruya ise şu yanıtı verdiği belirtildi: “Partim, Kürt meselesinin ancak daha fazla özgürlük ve demokrasiyle çözülebileceğine inanmaktadır. Bunun için, bir başbakanın kendi başına hareket etmesinden ziyade, Türk kamuoyunda ve parlamentoda geniş katılımlı bir diyaloga ihtiyaç duymaktayız.Bu konuya ilişkin 17 maddelik bir manifesto çıkardık.CHP, aynı zamanda Kürt partileri zor durumda kaldığından yüzde 10’luk seçim barajını kaldırmayı amaçlıyor.Diyarbakır’daki işkence hapishanesinin bir insan hakları müzesi olmasını istiyoruz.80’li yıllarda o hapishanede işlenen suçlar PKK’nın kurulmasının nedenleri arasındadır. Erdoğan’ın Öcalan’la giriştiği diyalog başarılı da olmadı, halen gençler dağlara çıkıp silahlı örgütlere katılıyorlar.Erdoğan ile Öcalan arasındaki diyaloga güvensizlik hakim.Kimse, neyin konuşulduğunu bilmiyor.Açık ve şeffaf bir süreç değil.Parlamento bile bilgilendirilmiyor.Erdoğan bunu Kürt meselesinin çözümü için yapmıyor. Bu tamamıyla kibrinden kaynaklanmakta ve siyasi geleceğiyle ilintilidir.”ANKA