ESK, Maraş katliamının acısının yüreklerde yerini koruduğunu belirterek, “AKP’nin bugün sürdürücüsü olduğu tek tipleştirme, farklılıklara tahammülsüzlük ve resmi ideoloji bu tür cinayetlerin azmettiricisi ve tertipleyicisidir. ‘Kutsal devlet’, ‘resmi din’, ‘tek ulus’, ‘tek dil’ gibi retoriklerle halklarımıza dayatılan tekçilik faşizmin en alası olup kanlı bir tarihe sahiptir. Maraş katliamının arka planında bu ideolojik zihniyet vardır” dedi.
KESK, yaptığı yazılı açıklamada, Maraş katliamın üzerinden 36 yıl geçtiği vurgulanarak, “Maraş katliamı, aynı zihniyetin hala işbaşında olmasından dolayı aydınlatılmadı, aydınlatılmak istenmiyor. Daha da ötesi katliamın anması bile yasaklanarak paramiliter güçler cesaretlendirilmekte, kollanmaya devam edilmektedir” dedi. Maraş katliamının acısının yüreklerde yerini koruduğu belirtilen açıklamada, “AKP’nin bugün sürdürücüsü olduğu tek tipleştirme, farklılıklara tahammülsüzlük ve resmi ideoloji bu tür cinayetlerin azmettiricisi ve tertipleyicisidir. ‘Kutsal devlet’, ‘resmi din’, ‘tek ulus’, ‘tek dil’ gibi retoriklerle halklarımıza dayatılan tekçilik faşizmin en alası olup kanlı bir tarihe sahiptir. Maraş katliamının arka planında bu ideolojik zihniyet vardır” denildi.
Maraş Katliamının bir kontrgerilla eylemi olduğu sonrasındaki gelişmelerle kanıtlandığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:“Nitekim dönemin Başbakanı Bülent Ecevit olayların kendisini uzun süredir direndiği sıkıyönetim talebine zorlamak için kontrgerillalar tarafından çıkarıldığını açıklamıştır. Buna rağmen gerçek sorumlular hala açığa çıkarılmamış, yargılanmamıştır. Devam eden 12 Eylül davasında da mahkeme Maraş Katliamını açığa çıkaracak bir tutum içinde değildir. Tüm gelişmeler göstermektedir ki, “devletin bekası” adına yapılan cinayetlerin üzeri örtülmekte, katiller bırakalım cezalandırılmayı zaman içerisinde ödüllendirilmekte, önemli görevlere getirilmektedirler. 19 Aralık cezaevleri ve Roboski katliamları ile Hrant Dink cinayetleri bunun en bariz örneklerindendir. AKP iktidarı ‘tekçi’ ve resmi din anlayışı politikalarıyla kendisinden önce katliam yapan iktidarların sürdürücüsü olduğunu hem katliamların gerçek faillerini koruyarak hem de anmayı bile yasaklayarak kanıtlamıştır. Yine Roboski katliamıyla aynı devlet anlayışının devamcısı olduğunu göstermiştir.AKP iktidarını katliamlara davetiye çıkaran otoriter, baskıcı, tekçi ve polis devleti uygulamalarından vazgeçmeye, alevi vatandaşlarımızın taleplerini karşılamaya ve paramiliter güçleri dağıtmaya çağırıyoruz. Devlet şiddetini artırmaya yönelik ‘güvenlik yasası’ geri çekilmeli, toplumsal yaşam mühendisliğinden ve dayatmalarından vazgeçilmelidir.”ANKA
KESK, yaptığı yazılı açıklamada, Maraş katliamın üzerinden 36 yıl geçtiği vurgulanarak, “Maraş katliamı, aynı zihniyetin hala işbaşında olmasından dolayı aydınlatılmadı, aydınlatılmak istenmiyor. Daha da ötesi katliamın anması bile yasaklanarak paramiliter güçler cesaretlendirilmekte, kollanmaya devam edilmektedir” dedi. Maraş katliamının acısının yüreklerde yerini koruduğu belirtilen açıklamada, “AKP’nin bugün sürdürücüsü olduğu tek tipleştirme, farklılıklara tahammülsüzlük ve resmi ideoloji bu tür cinayetlerin azmettiricisi ve tertipleyicisidir. ‘Kutsal devlet’, ‘resmi din’, ‘tek ulus’, ‘tek dil’ gibi retoriklerle halklarımıza dayatılan tekçilik faşizmin en alası olup kanlı bir tarihe sahiptir. Maraş katliamının arka planında bu ideolojik zihniyet vardır” denildi.
Maraş Katliamının bir kontrgerilla eylemi olduğu sonrasındaki gelişmelerle kanıtlandığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:“Nitekim dönemin Başbakanı Bülent Ecevit olayların kendisini uzun süredir direndiği sıkıyönetim talebine zorlamak için kontrgerillalar tarafından çıkarıldığını açıklamıştır. Buna rağmen gerçek sorumlular hala açığa çıkarılmamış, yargılanmamıştır. Devam eden 12 Eylül davasında da mahkeme Maraş Katliamını açığa çıkaracak bir tutum içinde değildir. Tüm gelişmeler göstermektedir ki, “devletin bekası” adına yapılan cinayetlerin üzeri örtülmekte, katiller bırakalım cezalandırılmayı zaman içerisinde ödüllendirilmekte, önemli görevlere getirilmektedirler. 19 Aralık cezaevleri ve Roboski katliamları ile Hrant Dink cinayetleri bunun en bariz örneklerindendir. AKP iktidarı ‘tekçi’ ve resmi din anlayışı politikalarıyla kendisinden önce katliam yapan iktidarların sürdürücüsü olduğunu hem katliamların gerçek faillerini koruyarak hem de anmayı bile yasaklayarak kanıtlamıştır. Yine Roboski katliamıyla aynı devlet anlayışının devamcısı olduğunu göstermiştir.AKP iktidarını katliamlara davetiye çıkaran otoriter, baskıcı, tekçi ve polis devleti uygulamalarından vazgeçmeye, alevi vatandaşlarımızın taleplerini karşılamaya ve paramiliter güçleri dağıtmaya çağırıyoruz. Devlet şiddetini artırmaya yönelik ‘güvenlik yasası’ geri çekilmeli, toplumsal yaşam mühendisliğinden ve dayatmalarından vazgeçilmelidir.”ANKA