HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobani eylemleri ile ilgili kendisi hakkında başlayan soruşturmayı değerlendirirken, “Yeni bir soruşturma değil. Bu gündemde özellikle gündeme getirildi. Dokunulmazlıklarımızla bize psikolojik baskı yapılıyor. Biz davamızdan vazgeçmeyiz. Geçmişte de oldu. Leyla Zana davasından vazgeçti mi? Şimdi Leyla Zana parlamentoda ama içeri atanlar nerede?” dedi.
Demirtaş, Meclis’te Doğu ve Güneydoğu’nun çeşitli illerinden gelen esnaf ve sanatkarlar birliği başkanlarını kabul etti.
Demirtaş burada yaptığı konuşmada son günlerde artan terör olaylarına dikkat çekti. Çözüm süreci ve barış sürecinin bir an önce başlaması gerektiğini söyleyen Demirtaş, “Ülkemizde kan istemiyoruz. Eğer çözüm barış diyorsak buna herkesin inanması gerekiyor” diye konuştu.
Silahların konuştuğu zaman sivillerin susmayıp konuşması gerektiğine işaret eden HDP Eş Genel Başkanı konuşmasına şöyle devam etti:“Hergün canlarımız gidiyor. Koalisyon da kurulsa erken seçim kararı alınsa da bizim derhal müzakereye, tarafları döndürecek siyasi bir irade göstermemiz lazım. Biz her zaman şunu ifade ediyoruz; barış cesaret ister. Bizim koşullar ne olursa olsun şiddete, silaha karşı çıkmamız gerekiyor.
Ülkemizde kan, gözyaşı istemiyoruz. Çünkü halk hakkaniyetten yana sesini güçlü şekilde çıkarırsa siyasetçilerde, Kandil'dekilerde halkın bu hakkaniyet sesine kulak vermek zorunda kalır. Silahlar konuştu diye sivillerinin susmaması lazım. Tam da sivillerinin konuşması gereken zamandayız. STK'lar, siyasetçiler, esnaflar konuşmalıdır. Yitirdiğimiz her can bu ülkenin, hepimizin evladıdır. Acılarımızı ortaklaştırmakta barışın bir yoludur. Bir Türkün, bir Kürdün annesinin gözünden akan yaşın rengi aynıdır. Evladının giydiği üniformaya göre annenin yürek acısı değişmez. Bütün cenazeler bizimdir. İşverenler, sanatkarlar olarak en çok zarar gören kesimlerdensiniz. Ekonomi darbe alırsa işçiden işverene, memurdan köylüye herkes bunun zararını görür. Sizin hassasiyetiniz ülkede istikrarı sağlamak yolunda önemli bir girişimdir.”
PKK'nın şantiye basma ve iş makinesi yakma eylemlerini tasvip etmediklerini söyleyen Demirtaş, “Bölgeden araç yakma, işyeri ve iş makinesi yakma haberleri de alıyoruz. Bunların hiçbirini asla doğru bulmadığımızı, tasvip etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Yakılan araçlar, iş makineleri bizimdir. Bunun derhal mazeretsiz bir şekilde durdurulması lazım” çağrısında bulundu.
Demirtaş, bir an önce çözüm ve barış sürecinin başlaması çağrısında bulunarak, yetkililere “teslim ol değil, masaya oturalım çağrısı yapın” dedi. Demirtaş konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye toplumu olarak taraflara ‘Derhal elinizi tetiklerden çekin, bu iş masada çözülsün' demeliyiz. Böyle dönemlerde demokratik siyaset kanallarını sonuna kadar açmak çözümün parçasıdır. Parti kapatma, dokunulmazlıkların kaldırılması gibi tartışmalar demokratik siyaset kanallarını tıkar. Bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok, halkımız verdiğimiz barış sözümüz var. Biz bu söze karşı mahçup olmamak için uğraşıyoruz. Yoksa dokunulmazlıkları kaldıralım. Fakat bu tarz baskı yöntemi olarak dokunulmazlıklar gündeme getirilirse bu sadece gerilim yaratıyor. Bize oy veren 6 milyon yurttaşımızla birlikte bütün bu haksızlıklara karşı direnebilecek güçteyiz.
Başka bir şeye gerek yok. Biz demokratik barışçıl yollarla kendimizi savunabiliriz. Zorluklar olsa da bu yol böyledir. Demokrasi mücadelesi düz bir yol değildir. Hiç kimse demokratik siyaseti tıkayacak işlere girmemelidir. Silaha dönüş bir seçenek olarak düşünülmemelidir. Biz bütün zorluklara rağmen burada, parlamentoda bütün halkımızla direneceğiz. Ülkemizi inşallah düze çıkaracağız, barışa ulaştıracağız.”
Demirtaş, Kobani eylemlerinin ardından hakkında açılan soruşturmayı değerlendirirken, “Soruşturma geçen yıl açıldı. Yeni açılan bir soruşturma değil. Savcı 11 aydır soruşturmayı yürütüyor. Suçlayacak hiçbir şey bulamıyor. Çünkü bizim bu konuda sorumluluğumuz olmadığını savcı da biliyor. Soruşturma yeni bir soruşturma değil ama özellikle son günlerde gündeme getirmek istiyorlar" ifadelerini kullandı. Demirtaş, dokunulmazlıklarının kaldırılması davalarından vazgeçecekleri anlamı taşımadığını kaydederek, Leyla Zana örneğini verdi ve konuşmasına şöyle devam etti:
"Barış için engel olduğumuza yürekten inansak biz görevlerimizi bırakırız. Barış olsun. Mevzu bizim koltuklarımız değil. Psikolojik baskılarlar dokunulmazlıklarımız kalakacak diye biz davamızdan vazgeçeçek değiliz. Geçmişte de yaşandı. Leyla Zana davasından vaz mı geçti. Şimdi Leyla zana parlamentoda ama içeriye atanlar nerede?” ANKA
Demirtaş, Meclis’te Doğu ve Güneydoğu’nun çeşitli illerinden gelen esnaf ve sanatkarlar birliği başkanlarını kabul etti.
Demirtaş burada yaptığı konuşmada son günlerde artan terör olaylarına dikkat çekti. Çözüm süreci ve barış sürecinin bir an önce başlaması gerektiğini söyleyen Demirtaş, “Ülkemizde kan istemiyoruz. Eğer çözüm barış diyorsak buna herkesin inanması gerekiyor” diye konuştu.
Silahların konuştuğu zaman sivillerin susmayıp konuşması gerektiğine işaret eden HDP Eş Genel Başkanı konuşmasına şöyle devam etti:“Hergün canlarımız gidiyor. Koalisyon da kurulsa erken seçim kararı alınsa da bizim derhal müzakereye, tarafları döndürecek siyasi bir irade göstermemiz lazım. Biz her zaman şunu ifade ediyoruz; barış cesaret ister. Bizim koşullar ne olursa olsun şiddete, silaha karşı çıkmamız gerekiyor.
Ülkemizde kan, gözyaşı istemiyoruz. Çünkü halk hakkaniyetten yana sesini güçlü şekilde çıkarırsa siyasetçilerde, Kandil'dekilerde halkın bu hakkaniyet sesine kulak vermek zorunda kalır. Silahlar konuştu diye sivillerinin susmaması lazım. Tam da sivillerinin konuşması gereken zamandayız. STK'lar, siyasetçiler, esnaflar konuşmalıdır. Yitirdiğimiz her can bu ülkenin, hepimizin evladıdır. Acılarımızı ortaklaştırmakta barışın bir yoludur. Bir Türkün, bir Kürdün annesinin gözünden akan yaşın rengi aynıdır. Evladının giydiği üniformaya göre annenin yürek acısı değişmez. Bütün cenazeler bizimdir. İşverenler, sanatkarlar olarak en çok zarar gören kesimlerdensiniz. Ekonomi darbe alırsa işçiden işverene, memurdan köylüye herkes bunun zararını görür. Sizin hassasiyetiniz ülkede istikrarı sağlamak yolunda önemli bir girişimdir.”
PKK'nın şantiye basma ve iş makinesi yakma eylemlerini tasvip etmediklerini söyleyen Demirtaş, “Bölgeden araç yakma, işyeri ve iş makinesi yakma haberleri de alıyoruz. Bunların hiçbirini asla doğru bulmadığımızı, tasvip etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Yakılan araçlar, iş makineleri bizimdir. Bunun derhal mazeretsiz bir şekilde durdurulması lazım” çağrısında bulundu.
Demirtaş, bir an önce çözüm ve barış sürecinin başlaması çağrısında bulunarak, yetkililere “teslim ol değil, masaya oturalım çağrısı yapın” dedi. Demirtaş konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye toplumu olarak taraflara ‘Derhal elinizi tetiklerden çekin, bu iş masada çözülsün' demeliyiz. Böyle dönemlerde demokratik siyaset kanallarını sonuna kadar açmak çözümün parçasıdır. Parti kapatma, dokunulmazlıkların kaldırılması gibi tartışmalar demokratik siyaset kanallarını tıkar. Bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok, halkımız verdiğimiz barış sözümüz var. Biz bu söze karşı mahçup olmamak için uğraşıyoruz. Yoksa dokunulmazlıkları kaldıralım. Fakat bu tarz baskı yöntemi olarak dokunulmazlıklar gündeme getirilirse bu sadece gerilim yaratıyor. Bize oy veren 6 milyon yurttaşımızla birlikte bütün bu haksızlıklara karşı direnebilecek güçteyiz.
Başka bir şeye gerek yok. Biz demokratik barışçıl yollarla kendimizi savunabiliriz. Zorluklar olsa da bu yol böyledir. Demokrasi mücadelesi düz bir yol değildir. Hiç kimse demokratik siyaseti tıkayacak işlere girmemelidir. Silaha dönüş bir seçenek olarak düşünülmemelidir. Biz bütün zorluklara rağmen burada, parlamentoda bütün halkımızla direneceğiz. Ülkemizi inşallah düze çıkaracağız, barışa ulaştıracağız.”
Demirtaş, Kobani eylemlerinin ardından hakkında açılan soruşturmayı değerlendirirken, “Soruşturma geçen yıl açıldı. Yeni açılan bir soruşturma değil. Savcı 11 aydır soruşturmayı yürütüyor. Suçlayacak hiçbir şey bulamıyor. Çünkü bizim bu konuda sorumluluğumuz olmadığını savcı da biliyor. Soruşturma yeni bir soruşturma değil ama özellikle son günlerde gündeme getirmek istiyorlar" ifadelerini kullandı. Demirtaş, dokunulmazlıklarının kaldırılması davalarından vazgeçecekleri anlamı taşımadığını kaydederek, Leyla Zana örneğini verdi ve konuşmasına şöyle devam etti:
"Barış için engel olduğumuza yürekten inansak biz görevlerimizi bırakırız. Barış olsun. Mevzu bizim koltuklarımız değil. Psikolojik baskılarlar dokunulmazlıklarımız kalakacak diye biz davamızdan vazgeçeçek değiliz. Geçmişte de yaşandı. Leyla Zana davasından vaz mı geçti. Şimdi Leyla zana parlamentoda ama içeriye atanlar nerede?” ANKA
RSS