Yeni yılın ilk günlerinde yabancı medyada “Türkiye’yi 2015’te Nasıl Bir Dış Politika Bekliyor?” gibi sorulara yanıt aranırken Türkiye’nin geçen yılda izlediği dış politika da değerlendiriliyor. Amerika’nın Sesi (VOA), “Türkiye, 2014 yılında dış politika açısından sıkıntılı günler yaşadı" diye düşünüyor
VOA. Ahmet Davutoğlu’nun 62.Hükümet’i kurmasıyla Dışişleri Bakanlığı’na Mevlüt Çavuşoğlu ve Avrupa Birliği Bakanlığı’na Volkan Bozkır getirildiğini anımsatarak “Bu yeni kadronun, Türk dış politikasına ne tür bir değişiklik getireceğini 2015 gösterecek” diyor.
Bunun ardından “Türkiye, 2014 yılında dış politika açısından sıkıntılı günler yaşadı.101 gün boyunca Musul Başkonsolosu’nun da aralarında bulunduğu 49 Türk vatandaşının Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü tarafından rehin tutulması, en büyük krizdi” de diyen VOA, Musul’daki rehine krizi, can kaybı olmaksızın çözülürken Türkiye’nin rehineler karşılığında IŞİD’in bazı üyelerini serbest bıraktığı iddiası gündeme geldiğini anlatıyor ve bu süreçte Danimarka ile yaşanan diplomatik sıkıntılara da vurgu yapıyor.
VOA, “Türkiye’nin 2014 yılı dış politikasında Suriye başlığı altında ise değişiklik yaşanmadı. Erdoğan’ın, Beşar Esad rejimi ile ilgili söyleminde ‘Esed’ hitabına geçişiyle birlikte simgeleşen Suriye’deki yönetime karşı tutumu, Türkiye’nin 2014 yılında da sıkça Suriyeli muhaliflere desteğini ilan etmesi sonucunu doğurdu” yorumunu yapıyor. Haberde şöyle devam ediliyor:
“Ancak Türkiye, Suriye politikasında, ABD ile ters düştü. Barack Obama yönetimi, IŞİD’in bölgeye hakim oluşu ve Suriye ile Irak’ta katliamlara imza atması nedeniyle önceliğini IŞİD ile mücadeleye verdi. Buna karşın Türkiye, Esad’ın devrilmesi ısrarını sürdürdü.”
VOA’ya göre, Türk dış politikasında ‘başarı’ olarak değerlendirilen başlık ise, Ortadoğu coğrafyasında Suriye’deki iç savaşla beraber, “insani yardım” oldu. “Ancak Türkiye, sığınmacılar açısından Suriyeliler’e uyguladığı ‘açık kapı politikasından da 2014 yılında vazgeçti. Irak’tan kaçarak Türkiye’ye sığınmaya çalışan Ezidiler günlerce sınırda bekledi” diyen VOA, son olarak Suriye’deki Kürt özerk yönetimlerden biri olan Kobani’ye yönelik IŞİD saldırıları üzerine de Kobanili Kürtler Türkiye’ye sığındığına da dikkat çekiyor.
Türk dış politikasında 2014 yılının son haftalarına damgasını vuran gelişme ise, Avrupa Birliği ve üye ülkelerden gelen demokrasi ve insan hakları başlıklı eleştirilere “AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği sert tepki” olarak görülüyor. VOA şunları söylüyor:
“AB, Türkiye’nin demokrasisinde geriye gidiş gözlemlediklerini ve başta basın özgürlüğü olmak üzere insan haklarında ciddi riskler görüldüğünü bildirdi. Ancak önce Erdoğan ve Davutoğlu ve daha sonra da Çavuşoğlu ile Bozkır’ın bu eleştirilere verdiği yanıtlar AB’ye aday bir ülke açısından sıkıntılı bir tablo çizdi.”
VOA, bunun ardından 2014 yılında Türkiye’nin Güneydoğu sınırında yaşanan sıkıntılı günlerin yanı sıra Batı’da Ukrayna’daki gelişmeler de bir başka sorunu tetiklediğini belirtirken “Rusya’nın Kırım’ı işgali üzerine Kırımlı Türkler’in haklarını savunan Türkiye, dengeli bir politika izlemeye çalıştı. Ancak AB ve ABD’nin, Rusya’ya karşı yaptırımlara imza attığı uluslararası atmosferde, Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ağırladı” diyor.
Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinde Mavi Marmara olayı ile oluşan gerilimde yumuşama beklentisinin 2014 yılında boşa çıkmış gibi göründüğünü söyleyen VOA, “ Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iç politikada Fethullah Gülen Cemaati’ne karşı mücadelesinde, ‘Cemaat, İsrail destekli/yanlısı’ gibi söylemler gündeme geldi” dedikten sonra şu değerlendirme yapıyor:
“Türkiye’de antisemitizm, varlığını Twitter başta olmak üzere sosyal medya paylaşımlarında Musevi Türk vatandaşlarını hedef alan mesajlar ile de kendini gösterdi. Türkiye’nin, Filistin’in işgali nedeniyle uzun yıllardır izlediği politika değişiklik göstermemekle birlikte eskiden olduğu gibi İsrail ile de görüşerek bu sorunu çözmek için aracılık rolü üstlenmesi, 2014 yılında da gerçekleşmedi.”ANKA
VOA. Ahmet Davutoğlu’nun 62.Hükümet’i kurmasıyla Dışişleri Bakanlığı’na Mevlüt Çavuşoğlu ve Avrupa Birliği Bakanlığı’na Volkan Bozkır getirildiğini anımsatarak “Bu yeni kadronun, Türk dış politikasına ne tür bir değişiklik getireceğini 2015 gösterecek” diyor.
Bunun ardından “Türkiye, 2014 yılında dış politika açısından sıkıntılı günler yaşadı.101 gün boyunca Musul Başkonsolosu’nun da aralarında bulunduğu 49 Türk vatandaşının Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü tarafından rehin tutulması, en büyük krizdi” de diyen VOA, Musul’daki rehine krizi, can kaybı olmaksızın çözülürken Türkiye’nin rehineler karşılığında IŞİD’in bazı üyelerini serbest bıraktığı iddiası gündeme geldiğini anlatıyor ve bu süreçte Danimarka ile yaşanan diplomatik sıkıntılara da vurgu yapıyor.
VOA, “Türkiye’nin 2014 yılı dış politikasında Suriye başlığı altında ise değişiklik yaşanmadı. Erdoğan’ın, Beşar Esad rejimi ile ilgili söyleminde ‘Esed’ hitabına geçişiyle birlikte simgeleşen Suriye’deki yönetime karşı tutumu, Türkiye’nin 2014 yılında da sıkça Suriyeli muhaliflere desteğini ilan etmesi sonucunu doğurdu” yorumunu yapıyor. Haberde şöyle devam ediliyor:
“Ancak Türkiye, Suriye politikasında, ABD ile ters düştü. Barack Obama yönetimi, IŞİD’in bölgeye hakim oluşu ve Suriye ile Irak’ta katliamlara imza atması nedeniyle önceliğini IŞİD ile mücadeleye verdi. Buna karşın Türkiye, Esad’ın devrilmesi ısrarını sürdürdü.”
VOA’ya göre, Türk dış politikasında ‘başarı’ olarak değerlendirilen başlık ise, Ortadoğu coğrafyasında Suriye’deki iç savaşla beraber, “insani yardım” oldu. “Ancak Türkiye, sığınmacılar açısından Suriyeliler’e uyguladığı ‘açık kapı politikasından da 2014 yılında vazgeçti. Irak’tan kaçarak Türkiye’ye sığınmaya çalışan Ezidiler günlerce sınırda bekledi” diyen VOA, son olarak Suriye’deki Kürt özerk yönetimlerden biri olan Kobani’ye yönelik IŞİD saldırıları üzerine de Kobanili Kürtler Türkiye’ye sığındığına da dikkat çekiyor.
Türk dış politikasında 2014 yılının son haftalarına damgasını vuran gelişme ise, Avrupa Birliği ve üye ülkelerden gelen demokrasi ve insan hakları başlıklı eleştirilere “AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği sert tepki” olarak görülüyor. VOA şunları söylüyor:
“AB, Türkiye’nin demokrasisinde geriye gidiş gözlemlediklerini ve başta basın özgürlüğü olmak üzere insan haklarında ciddi riskler görüldüğünü bildirdi. Ancak önce Erdoğan ve Davutoğlu ve daha sonra da Çavuşoğlu ile Bozkır’ın bu eleştirilere verdiği yanıtlar AB’ye aday bir ülke açısından sıkıntılı bir tablo çizdi.”
VOA, bunun ardından 2014 yılında Türkiye’nin Güneydoğu sınırında yaşanan sıkıntılı günlerin yanı sıra Batı’da Ukrayna’daki gelişmeler de bir başka sorunu tetiklediğini belirtirken “Rusya’nın Kırım’ı işgali üzerine Kırımlı Türkler’in haklarını savunan Türkiye, dengeli bir politika izlemeye çalıştı. Ancak AB ve ABD’nin, Rusya’ya karşı yaptırımlara imza attığı uluslararası atmosferde, Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ağırladı” diyor.
Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinde Mavi Marmara olayı ile oluşan gerilimde yumuşama beklentisinin 2014 yılında boşa çıkmış gibi göründüğünü söyleyen VOA, “ Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iç politikada Fethullah Gülen Cemaati’ne karşı mücadelesinde, ‘Cemaat, İsrail destekli/yanlısı’ gibi söylemler gündeme geldi” dedikten sonra şu değerlendirme yapıyor:
“Türkiye’de antisemitizm, varlığını Twitter başta olmak üzere sosyal medya paylaşımlarında Musevi Türk vatandaşlarını hedef alan mesajlar ile de kendini gösterdi. Türkiye’nin, Filistin’in işgali nedeniyle uzun yıllardır izlediği politika değişiklik göstermemekle birlikte eskiden olduğu gibi İsrail ile de görüşerek bu sorunu çözmek için aracılık rolü üstlenmesi, 2014 yılında da gerçekleşmedi.”ANKA