Cumhuriyetçi Parti, IŞİD’e karşı daha sert politikalar izlenmesi için Ocak’tan sonra harekete geçecek
ABD’de Kongre seçimlerini kazanan Cumhuriyetçi Parti’nin IŞİD’e karşı daha sert politikalar izlenmesi için Ocak’tan sonra harekete geçeceği öngörüsünde bulunan Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı Başkanı Profesör Gökhan Çapoğlu’na göre bu Türkiye için yeni sıkıntılara yolaçabilir.
Hülya Polat’ın Amerika’nın Sesi’nde yer alan haberine göre Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı (ANSAV) Başkanı Prof.Dr.Gökhan Çapoğlu, “Amerika’da Cumhuriyetçiler’in Kongre’nin iki kanadında çoğunluğu elde ettiği ara seçimler, Başkan Obama için ne anlama geliyor?” sorusunu yanıtladı. İç politikada Başkan Obama’nın hareket alanının çok zayıfladığını belirten Çapoğlu, “Özellikle sağlık reformu konusunda çok ciddi eleştiriler vardı. Bu yasa geçti ama değişiklikler sözkonusu olabilir. Bir de bu durumda Başkan Obama’nın göçmenlik reformunu hayata geçirmesi çok zorlaştı. Burada Başkan Obama’nın idari yetkilerini kullanması sözkonusu olabilir” dedi.
İç politikada eli kolu bağlandığı için Başkan Obama’nın son iki yılında dış politikaya daha çok ağırlık verebileceği öngörüsünde bulunan Profesör Çapoğlu, öne çıkacak konular hakkında da şu yorumda bulundu:
“Şu an Amerika’da iki konu çok ciddi endişe uyandırıyor Amerikan halkı açısından. Bunlardan birincisi Suriye’de IŞİD’in ilerlemesi, barbarlığı, vahşiliği. İkincisi ise ebola salgını. Zannediyorum bu iki konuda çok ciddi bir yoğunlaşma olacak. Benim endişem Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı askeri müdahalenin daha arttırılması. Başkan Obama’nın Amerikan askerlerinin gitmeyeceğini söylemesine rağmen Amerikan askeri danışmanları zaten Suriye’de ve Irak’ta operasyona katkıda bulunuyor. Bu da Amerika’nın bu işin içine daha çok girme riskini arttıracak. Bunun yanında İran’la olan görüşmelerde zannediyorum daha ‘şahin’ bir tutuma yönelecek Amerikan Kongresi. Bunun yanında Cumhuriyetçiler genel olarak İsrail’e daha yakındır. Bu Türkiye açısından olumsuz bir nokta olacak. Türkiye’nin İsrail’le arasındaki gerilim Türkiye’nin aleyhine işleyebilir, özellikle sözde Ermeni soykırımı iddiaları Amerikan Kongresi’ne geldiğinde.”
Türk-Amerikan ilişkilerinin “şahin” tutumdan nasıl etkileneceği sorusuna Gökhan Çapoğlu, şu yanıtı verdi:
“Şimdi orada çok ciddi bir sorun var. Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Anthony Blinken geçen hafta Carnegie Vakfı’nda konuştu ve ‘Irak’ta biz çok büyük bir hata yaptık, devletin bütün kurumlarını ve orduyu tasfiye ettik, bunun doğurduğu boşluklarla uğraşamıyoruz, sonuç alamıyoruz, bunu Suriye’de tekrarlamamalıyız’ dedi. Yani Esat rejiminin pek üstüne gidilmeyeceğinin sinyalini verdi. Bence bu doğru bir yaklaşım.Çünkü bu özellikle ılımlı muhalefet dedikleri Özgür Suriye Ordusu dahil Sünni aşiretler bile terketmeye başladı, rejimle daha fazla işbirliği içine girmeye başladı. Aslında en kolay yol Esat rejimiyle uğraşmaktan vazgeçip IŞİD’le mücadeleye ağırlık vermek. Eğer Amerikan güvenlik bürokrasisi içinde böyle bir gelişme sözkonusuysa umarım etkili olur. Çünkü aksi taktirde hem Esat’a karşı hem IŞİD’e karşı mücadele vermek mümkün değil. Bu daha fazla Amerikan askerinin sahaya inmesi demek. Bu da Amerikan halkında çok büyük tepkilere yolaçabilir. Blinken’ın söylediği gibi sonuç almak Suriye’de rejime destek vermekten geçiyor.”ANKA
ABD’de Kongre seçimlerini kazanan Cumhuriyetçi Parti’nin IŞİD’e karşı daha sert politikalar izlenmesi için Ocak’tan sonra harekete geçeceği öngörüsünde bulunan Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı Başkanı Profesör Gökhan Çapoğlu’na göre bu Türkiye için yeni sıkıntılara yolaçabilir.
Hülya Polat’ın Amerika’nın Sesi’nde yer alan haberine göre Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı (ANSAV) Başkanı Prof.Dr.Gökhan Çapoğlu, “Amerika’da Cumhuriyetçiler’in Kongre’nin iki kanadında çoğunluğu elde ettiği ara seçimler, Başkan Obama için ne anlama geliyor?” sorusunu yanıtladı. İç politikada Başkan Obama’nın hareket alanının çok zayıfladığını belirten Çapoğlu, “Özellikle sağlık reformu konusunda çok ciddi eleştiriler vardı. Bu yasa geçti ama değişiklikler sözkonusu olabilir. Bir de bu durumda Başkan Obama’nın göçmenlik reformunu hayata geçirmesi çok zorlaştı. Burada Başkan Obama’nın idari yetkilerini kullanması sözkonusu olabilir” dedi.
İç politikada eli kolu bağlandığı için Başkan Obama’nın son iki yılında dış politikaya daha çok ağırlık verebileceği öngörüsünde bulunan Profesör Çapoğlu, öne çıkacak konular hakkında da şu yorumda bulundu:
“Şu an Amerika’da iki konu çok ciddi endişe uyandırıyor Amerikan halkı açısından. Bunlardan birincisi Suriye’de IŞİD’in ilerlemesi, barbarlığı, vahşiliği. İkincisi ise ebola salgını. Zannediyorum bu iki konuda çok ciddi bir yoğunlaşma olacak. Benim endişem Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı askeri müdahalenin daha arttırılması. Başkan Obama’nın Amerikan askerlerinin gitmeyeceğini söylemesine rağmen Amerikan askeri danışmanları zaten Suriye’de ve Irak’ta operasyona katkıda bulunuyor. Bu da Amerika’nın bu işin içine daha çok girme riskini arttıracak. Bunun yanında İran’la olan görüşmelerde zannediyorum daha ‘şahin’ bir tutuma yönelecek Amerikan Kongresi. Bunun yanında Cumhuriyetçiler genel olarak İsrail’e daha yakındır. Bu Türkiye açısından olumsuz bir nokta olacak. Türkiye’nin İsrail’le arasındaki gerilim Türkiye’nin aleyhine işleyebilir, özellikle sözde Ermeni soykırımı iddiaları Amerikan Kongresi’ne geldiğinde.”
Türk-Amerikan ilişkilerinin “şahin” tutumdan nasıl etkileneceği sorusuna Gökhan Çapoğlu, şu yanıtı verdi:
“Şimdi orada çok ciddi bir sorun var. Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Anthony Blinken geçen hafta Carnegie Vakfı’nda konuştu ve ‘Irak’ta biz çok büyük bir hata yaptık, devletin bütün kurumlarını ve orduyu tasfiye ettik, bunun doğurduğu boşluklarla uğraşamıyoruz, sonuç alamıyoruz, bunu Suriye’de tekrarlamamalıyız’ dedi. Yani Esat rejiminin pek üstüne gidilmeyeceğinin sinyalini verdi. Bence bu doğru bir yaklaşım.Çünkü bu özellikle ılımlı muhalefet dedikleri Özgür Suriye Ordusu dahil Sünni aşiretler bile terketmeye başladı, rejimle daha fazla işbirliği içine girmeye başladı. Aslında en kolay yol Esat rejimiyle uğraşmaktan vazgeçip IŞİD’le mücadeleye ağırlık vermek. Eğer Amerikan güvenlik bürokrasisi içinde böyle bir gelişme sözkonusuysa umarım etkili olur. Çünkü aksi taktirde hem Esat’a karşı hem IŞİD’e karşı mücadele vermek mümkün değil. Bu daha fazla Amerikan askerinin sahaya inmesi demek. Bu da Amerikan halkında çok büyük tepkilere yolaçabilir. Blinken’ın söylediği gibi sonuç almak Suriye’de rejime destek vermekten geçiyor.”ANKA