Türkiye’de medyaya yönelik “baskılar” Economist dergisinde bir analize konu oldu
İngiliz dergisi, “Türkiye’de basın o kadar özgür değil” savını başlığına çıkartığı analizinde “hükümet, özgür medyaya baskı altına almak için farklı yolları buluyor” iddiasına yer verildi. Haftalık Economist dergisi, analizde medya patronlarının “Türkiye’nin otokratik Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılarına almaktan korktuklarını”, Türkiye’de çok sayıda gazetecinin işten çıkarıldığını, ülkenin de “dünyanın en büyük gazeteci zindanı” olduğunu öne sürdü. Cezaevindeki gazetecilerin sayısına ilişkin tahminler değişe de, “en az 49 gazetecinin tutuklu olduğunu” savunan dergi, hükümetin ise, tutuklu gazetecinin çoğunun terörle mücadele yasasını ihlal ettikleri için cezaevinde bulunduklarını söylediğine de dikkat çekti. Buna karşın, Başbakan Erdoğan’ın Kürtler ile barışa yönelik “yeni girişiminin bir parçası” olarak hazırlanan bir reform paketinin “terör suçları”nın kapsamını daralttığı da vurgulanırken, Ulusalararası Af Örgütü dahil insan hakları gruplarının paketi yeterli görmediği bilgisine yer verildi.
Economist, Türkiye’de artan sayıda gazetecinin “otosansüre başvurduğu” savını da dile getirirken de bazı konulara girilmediğini savundu. Dergi, örnek olarak da “bazı yolsuzluk skandalları” ve Türkiye’nin Suriyeli isyancılara “verdiği örtülü desteği” gösterdi.
Bunların yerine Türkiye’deki gazetelerin, Almanya’ya “işaret etmesini ironik” olarak niteleyen dergi, Türk gazetecilerinin sekiz Türk’ün ölümünden sorumlu tutulan Neo-nazi örgütü davasının Türk medyasınca izlenmesine izin verilmemesine yönelik tepkilere de dikkat çekti.
Analizde, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisini savunanların ise hükümetin ülkeyi daha demokratik hale getirdiğini söyledikleri belirtilerek şöyle devam edildi: “Sayın Erdoğan, generalleri kontrol altına almak ve Kürtlere hak vermek konusunda tüm laik rakiplerinden fazla şey yaptığı bir gerçektir. Zayıf koalisyonların iktidarda olduğu eski kötü günlerde düzinelerce Kürt gazetecisi işkenceye maruz kalmış ve hatta öldürülmüştü. O zaman medya patronları ordunun önüne eğiliyorlarmış. Ancak AK Parti’nin iktidarının 10'uncu yılını doldurmasından sonra bu tür argümanları gittikçe güç kaybediyor.”
İngiliz dergisi, “Türkiye’de basın o kadar özgür değil” savını başlığına çıkartığı analizinde “hükümet, özgür medyaya baskı altına almak için farklı yolları buluyor” iddiasına yer verildi. Haftalık Economist dergisi, analizde medya patronlarının “Türkiye’nin otokratik Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılarına almaktan korktuklarını”, Türkiye’de çok sayıda gazetecinin işten çıkarıldığını, ülkenin de “dünyanın en büyük gazeteci zindanı” olduğunu öne sürdü. Cezaevindeki gazetecilerin sayısına ilişkin tahminler değişe de, “en az 49 gazetecinin tutuklu olduğunu” savunan dergi, hükümetin ise, tutuklu gazetecinin çoğunun terörle mücadele yasasını ihlal ettikleri için cezaevinde bulunduklarını söylediğine de dikkat çekti. Buna karşın, Başbakan Erdoğan’ın Kürtler ile barışa yönelik “yeni girişiminin bir parçası” olarak hazırlanan bir reform paketinin “terör suçları”nın kapsamını daralttığı da vurgulanırken, Ulusalararası Af Örgütü dahil insan hakları gruplarının paketi yeterli görmediği bilgisine yer verildi.
Economist, Türkiye’de artan sayıda gazetecinin “otosansüre başvurduğu” savını da dile getirirken de bazı konulara girilmediğini savundu. Dergi, örnek olarak da “bazı yolsuzluk skandalları” ve Türkiye’nin Suriyeli isyancılara “verdiği örtülü desteği” gösterdi.
Bunların yerine Türkiye’deki gazetelerin, Almanya’ya “işaret etmesini ironik” olarak niteleyen dergi, Türk gazetecilerinin sekiz Türk’ün ölümünden sorumlu tutulan Neo-nazi örgütü davasının Türk medyasınca izlenmesine izin verilmemesine yönelik tepkilere de dikkat çekti.
Analizde, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisini savunanların ise hükümetin ülkeyi daha demokratik hale getirdiğini söyledikleri belirtilerek şöyle devam edildi: “Sayın Erdoğan, generalleri kontrol altına almak ve Kürtlere hak vermek konusunda tüm laik rakiplerinden fazla şey yaptığı bir gerçektir. Zayıf koalisyonların iktidarda olduğu eski kötü günlerde düzinelerce Kürt gazetecisi işkenceye maruz kalmış ve hatta öldürülmüştü. O zaman medya patronları ordunun önüne eğiliyorlarmış. Ancak AK Parti’nin iktidarının 10'uncu yılını doldurmasından sonra bu tür argümanları gittikçe güç kaybediyor.”
RSS