CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, özelleştirmeye karşı mücadele eden Yatağan işçilerinin otobüslerle Yatağan’dan Ankara’ya gidişlerinin keyfi olarak engellenmesini bir soru önergesi ile meclis gündemine taşırken, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya da “Yaprak kıpırdamayacak, hiçbir otobüs hareket ettirilmeyecek’ şeklinde Muğla valisine talimat verip vermediğini sordu.
CHP Gaziantep Milletvekili ve TBMM İçişleri Komisyonu Üyesi Ali Serindağ, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’de bulunan santral ve madenlerin özelleştirilmesine karşı uzun bir süredir mücadele eden Türk İş’e bağlı Tes-İş ve Maden-İş sendikalarına üye işçilerin yürüyüşlerinin engelenmesini meclis gündemine taşıdı.
23 Ocak 2014 tarihinde yaklaşık 2 bin maden ve enerji işçisinin taleplerini kamuoyuna duyurmak ve özelleştirmelerin tümüyle iptal edilmesi için Yatağan’dan 35 otobüsle Ankara’ya gitme istekleri, güvenlik güçleri tarafından engellenmişti. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın ilgili güvenlik birimleriyle doğrudan yaptığı görüşmelerden de sonuç alınmamış, işçilerin yasal yürüyüşleir engellenmişti.
“Sendikalı olan, yasal bütün gerekleri yerine getiren ve aldıkları ortak kararla taleplerini duyurmak için Yatağa’dan Ankara’ya gitmek üzere otobüslerle yola çıkan işçilerin seyahat özgürlüğü hangi yasal gerekçeyle engellenmiştir” diye İçişleri Bakanı’na soran Serindağ, bu tavrın “gerekçesini ve yasal dayanağını” İçişleri Bakanı’na sordu.
CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın soru önergesi şöyle:
Aşağıda yazılı olarak sorduğum sorularımın TBMM İçtüzüğü’nün 98.Maddesi gereği, İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Türk İş’e bağlı Tes-İş ve Maden-İş sendikalarına üye işçiler, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’de bulunan santral ve madenlerin özelleştirilmesine karşı yaklaşık dört yıldır mücadele etmektedirler. Yaklaşık 2 bin maden ve enerji işçisinin taleplerini kamuoyuna duyurmak ve özelleştirmelerin tümüyle iptal edilmesi için Yatağan’dan 35 otobüsle Ankara’ya gitme istekleri, güvenlik güçleri tarafından engellenmiştir. 23 Ocak 2014 tarihinde Yatağan’dan Ankara’ya doğru yola çıkan işçilerin önü Muğla girişinde jandarma ve polis barikatlarılarının yanısıra TOMA’larla kapatılmış, seyahat özgürlüğü hakları da fiili olarak ortadan kaldırılmıştır.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın engellemenin ortadan kaldırılması için, İçişleri Bakanı olarak sizinle yaptığı görüşmenin de sonuçsuz kaldığı ve İçişleri Bakanı olarak sizin Türk İş Genel Başkanı’na “Yaprak kıpırdamayacak, hiçbir otobüs hareket ettirilmeyecek" dediğiniz de basına yansımıştır.
Muğla girişinde Ankara’ya gitmeleri yasaklanan işçilerle dayanışmak için 24 Ocak 2014 tarihinde Türk İş, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyelerinin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) binası önüne yürümeleri de polis tarafından engellenmiştir.
Anayasa’nın 34. Maddesi’nde “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” hükmü öngörülmüştür. Yine aynı şekilde Anayasa’nın 23. Maddesi’nde “herkesin seyahat özgürlüğüne sahip olduğu” hüküm altına alınmıştır.
Bu çerçevede;
1) Sendikalı olan, yasal bütün gerekleri yerine getiren ve aldıkları ortak kararla taleplerini duyurmak için Yatağa’dan Ankara’ya gitmek üzere otobüslerle yola çıkan işçilerin seyahat özgürlüğü hangi yasal gerekçeyle engellenmiştir?
2) Ankara’ya gitmek için otobüslerle yola çıkan işçilerin jandarma ve polis zoruyla engellenmesi Anayasa’nın bütün vatandaşlara tanıdığı demokratik haklarını kullanma hakkını ihlali değil midir?
3) Herhangi bir taşkınlığın, saldırının görülmediği yasal bir eylem için “Yaprak kıpırdamayacak, hiçbir otobüs hareket ettirilmeyecek" dediğiniz doğru mudur? Doğru ise bunun gerekçesi nedir?Yasal dayanağı var mıdır?
4) Muğla’dan sonra, Ankara’da aralarında Türk-İş Genel Başkanı olmak üzere DİSK, KESK, TMMOB ve TTB gibi yasal sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin Yatağan işçileri ile dayanışmak için Ankara’daki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önüne yürümeleri de engellenmiştir. Keyfi bir uygulama değilse, bu engellemenin yasal dayanağı nedir?
5) Ankara’ya gitmek üzere harekete geçen otobüslerin durdurulmasına yönelik Muğla Valiliği’ne yazılı ya da sözlü bir talimat verilmiş midir?
Bu kadar göç, bu kadar eğitimsizlik, bu kadar cehaletle olacağı bu!
CHP Gaziantep Milletvekili ve TBMM İçişleri Komisyonu Üyesi Ali Serindağ, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’de bulunan santral ve madenlerin özelleştirilmesine karşı uzun bir süredir mücadele eden Türk İş’e bağlı Tes-İş ve Maden-İş sendikalarına üye işçilerin yürüyüşlerinin engelenmesini meclis gündemine taşıdı.
23 Ocak 2014 tarihinde yaklaşık 2 bin maden ve enerji işçisinin taleplerini kamuoyuna duyurmak ve özelleştirmelerin tümüyle iptal edilmesi için Yatağan’dan 35 otobüsle Ankara’ya gitme istekleri, güvenlik güçleri tarafından engellenmişti. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın ilgili güvenlik birimleriyle doğrudan yaptığı görüşmelerden de sonuç alınmamış, işçilerin yasal yürüyüşleir engellenmişti.
“Sendikalı olan, yasal bütün gerekleri yerine getiren ve aldıkları ortak kararla taleplerini duyurmak için Yatağa’dan Ankara’ya gitmek üzere otobüslerle yola çıkan işçilerin seyahat özgürlüğü hangi yasal gerekçeyle engellenmiştir” diye İçişleri Bakanı’na soran Serindağ, bu tavrın “gerekçesini ve yasal dayanağını” İçişleri Bakanı’na sordu.
CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın soru önergesi şöyle:
Aşağıda yazılı olarak sorduğum sorularımın TBMM İçtüzüğü’nün 98.Maddesi gereği, İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Türk İş’e bağlı Tes-İş ve Maden-İş sendikalarına üye işçiler, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’de bulunan santral ve madenlerin özelleştirilmesine karşı yaklaşık dört yıldır mücadele etmektedirler. Yaklaşık 2 bin maden ve enerji işçisinin taleplerini kamuoyuna duyurmak ve özelleştirmelerin tümüyle iptal edilmesi için Yatağan’dan 35 otobüsle Ankara’ya gitme istekleri, güvenlik güçleri tarafından engellenmiştir. 23 Ocak 2014 tarihinde Yatağan’dan Ankara’ya doğru yola çıkan işçilerin önü Muğla girişinde jandarma ve polis barikatlarılarının yanısıra TOMA’larla kapatılmış, seyahat özgürlüğü hakları da fiili olarak ortadan kaldırılmıştır.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın engellemenin ortadan kaldırılması için, İçişleri Bakanı olarak sizinle yaptığı görüşmenin de sonuçsuz kaldığı ve İçişleri Bakanı olarak sizin Türk İş Genel Başkanı’na “Yaprak kıpırdamayacak, hiçbir otobüs hareket ettirilmeyecek" dediğiniz de basına yansımıştır.
Muğla girişinde Ankara’ya gitmeleri yasaklanan işçilerle dayanışmak için 24 Ocak 2014 tarihinde Türk İş, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyelerinin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) binası önüne yürümeleri de polis tarafından engellenmiştir.
Anayasa’nın 34. Maddesi’nde “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” hükmü öngörülmüştür. Yine aynı şekilde Anayasa’nın 23. Maddesi’nde “herkesin seyahat özgürlüğüne sahip olduğu” hüküm altına alınmıştır.
Bu çerçevede;
1) Sendikalı olan, yasal bütün gerekleri yerine getiren ve aldıkları ortak kararla taleplerini duyurmak için Yatağa’dan Ankara’ya gitmek üzere otobüslerle yola çıkan işçilerin seyahat özgürlüğü hangi yasal gerekçeyle engellenmiştir?
2) Ankara’ya gitmek için otobüslerle yola çıkan işçilerin jandarma ve polis zoruyla engellenmesi Anayasa’nın bütün vatandaşlara tanıdığı demokratik haklarını kullanma hakkını ihlali değil midir?
3) Herhangi bir taşkınlığın, saldırının görülmediği yasal bir eylem için “Yaprak kıpırdamayacak, hiçbir otobüs hareket ettirilmeyecek" dediğiniz doğru mudur? Doğru ise bunun gerekçesi nedir?Yasal dayanağı var mıdır?
4) Muğla’dan sonra, Ankara’da aralarında Türk-İş Genel Başkanı olmak üzere DİSK, KESK, TMMOB ve TTB gibi yasal sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin Yatağan işçileri ile dayanışmak için Ankara’daki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önüne yürümeleri de engellenmiştir. Keyfi bir uygulama değilse, bu engellemenin yasal dayanağı nedir?
5) Ankara’ya gitmek üzere harekete geçen otobüslerin durdurulmasına yönelik Muğla Valiliği’ne yazılı ya da sözlü bir talimat verilmiş midir?
Bu kadar göç, bu kadar eğitimsizlik, bu kadar cehaletle olacağı bu!