17 Aralık günü ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tutuklananların serbest bırakılması ve Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydı Gaziantep’te protesto de protesto edildi.
Kırkaya Parkı’nda toplanan kitle, “Hırsız var, Heryer rüşvet her yer yolsuzluk, bu daha başlangıç mücadeleye devam, hükümet istifa” gibi sloganlarla Balıklı Parkı’na kadar yürüdü.
Yürüyüşe Gaziantep CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Akif Ekici, ÖDP, ESP, TKP, YSGP, HDP, BDP, EMEP ve değişik bir çok sivil toplum örgütü katıldı. Yürüyüş esnasında vatandaşlar pencerelerden ve balkonlardan slogan atıp, protestoculara destek verdi.
5 bine yakın protestocu adına Gaziantep Demokrasi Platformu bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Gaziantep TÜMBEL-Sen Şube Başkanı Bekir Hançerkıran, “17 Aralık’ta ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk görüntülerinden, milyon dolarla doldurulmuş ayakkabı kutularından hemen sonra hemen her gün yeni rüşvet ve yolsuzluk delileri gün yüzüne çıkıyor” deyip açıklamasını şöyle sürdürdü: “Son olarak Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu söylenen telefon görüşmelerinin kayıtları çıktı ortaya. Başbakan yalanlıyor bir montaj ve dublaj olduğunu iddia ediyor. Bir gün sonra da ‘kriptolu telefonları bile dinlemişler’ diyerek bir görüşmenin varlığını itiraf etmiş oluyor.”
Hançerkıran, “Yandaş basının alelacele Amerikalı kimi şirketlere dayandırarak manşet yaptıkları ses kaydının montaj olduğu iddiası bir gün sonra aynı şirketlerin ‘biz böyle bir rapor vermedik’ açıklamasıyla boşa çıktı. Şu ana kadar görüş belirten bütün uzmanlar, ses mühendisleri bu konuşmaların montaj ya da dublaj olmasının neredeyse imkansız olduğunu söylüyorlar. Başbakan, AKP hükümeti ve yandaş basının gerçeği kolayca açığa çıkarabilecek bilimsel ve teknik bir araştırma yerine bu iddiayı yalanlamak ve gündemi değiştirmek için panik halinde sürekli çelişkili açıklamalara ve yalanlara sarılması bile bunların gercek olduğunu kanıtlıyor aslında” diye konuştu.
Protestocular adına yapılan açıklamada, “Bundan önce de bakanların ve bakan çocuklarının kimlerden, nasıl ve ne karşılığında rüşvet aldığı ve bu rüşvetler karşılığında devlet ihaleleri ve ülke kaynaklarının kimlere nasıl peşkeş çekildiğini bizzat kendi seslerinden telefon konuşmalarından dinledik. Başbakanın talimatı ile oluşan havuzda iş adamlarından ihale karşılığında yüz milyonlarca rüşvetin nasıl toplandığı bizzat başbakanın medya kurumlarını ‘Alo Fatih’ diye arayarak nasıl baskı altına aldığını artık bilmeyen var mı? Başbakan ve AKP hükümeti daha bir kaç ay önce ‘ne istediler de vermedik’ ve 11 yıldır tüm kurumlarda kadrolaşmasının önünü bizzat açtığı Gülen Cemaatinden haberi yeni olmuş gibi Türkiye halkını enayi yerine koyamaya çalışıyor. Parelel yapı ve darbe girişi söylemleri ile bir kez daha mağdur edebiyatı yaparak kendi pisliklerini üstünü örtmeye çalışıyor. Bunlar herkesi dinlemişler, bunlar darbeci diyerek feveran ediyor. Yasa dışı dinlemeler yaparak sahte deliller üreterek binlerce kişinin başını yaktılar diyor iyi de sayın başbakan bu cemaat düne kadar sizin desteğiniz ve izniniz dahilinde yapmadı mı tüm bunları? Sahte delillerle, hayali terör örgütleri ile düzmece iddialarla onbinlerce kişinin hayatı karartılırken insanların en mahrem bilgileri ve görüntüleri ahlaksızca basına servis edilirken Erol Taş gibi gülen siz değil miydiniz” denildi.
Hançerkıran, “Başbakan dış güçlerin operasyonu diyor, bir yerlerden düğmeye basan güçler var diyor. İyi de sayın başbakan o dış güçler ile içli dışlı olan onların desteği ile iktidar olan ve onların destekledikleri cemaat ile on bir yıl kadar iktidar ortağı olan sen değil misin? O dediğin dış güçlerin en büyüğü olan ABD ile her konuda işbirliği yapan, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da ABD’nin emperyal saldırı ve işgallerine destek vermek için kendini paralayan siz değil misiniz? ABD’nin yıllar önce ilan ettiği Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olarak övünen siz değil miydiniz? O dış güçler dediğiniz batılı emperyalistlerle ve bölgedeki diğer gerici güçlerle iş birliği yaparak komşumuz olan Suriye’yi kan gölüne çeviren siz değil misiniz? Tırlarla silah ve patlayıcı göndererk ülke içinde kamplarda eğitim vererek sınırda giriş-çıkışlarını sağlayarak el-nusra, el-kaide gibi diğer cihatçı terörist çetelerin katliamlarına ortak olan siz değil misiz?” diye sordu.
Hançerkıran, son olarak internet yasasından sonra, yargıyı tamamen hükümete ve başbakana bağlayan HSYK yasasının da cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını hatırlatarak, “Hemen ardından yapılan yeni atamalarla yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan içeride olan Rıza Zarrab ve bakan çocukları da sersest bırakıldı. Böylece gündeme getirilen yasa değişikliğinin temel hedefinin bizzat başbakan Erdoğan ve ailesini yolsuzluk soruşturmalarından korumak olduğu iyice ortaya çıkmış oldu. Başbakan Erdoğan, ailesi, partisi ve iktidarıyla gırtlağına kadar yolsuzluk batağına batmış bulunmaktadır. Gerçeklerin açığa çıkması için hükümet derhal istifa etmelidir. Soruşturma ve yargılama önündeki engeller kaldırılmalı başta Tayyip Erdoğan olmak üzere yolsuzluklara bulaşmış herkes yargılanmalı ve mal varlıklarına el koyulmalıdır. Hükümetin yolsuzlukların üstünü örtmek için çıkardığı internet. HSYK ve MİT yasası derhal iptal edilmelidir” dedi. Esra Aydın
Kırkaya Parkı’nda toplanan kitle, “Hırsız var, Heryer rüşvet her yer yolsuzluk, bu daha başlangıç mücadeleye devam, hükümet istifa” gibi sloganlarla Balıklı Parkı’na kadar yürüdü.
Yürüyüşe Gaziantep CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Akif Ekici, ÖDP, ESP, TKP, YSGP, HDP, BDP, EMEP ve değişik bir çok sivil toplum örgütü katıldı. Yürüyüş esnasında vatandaşlar pencerelerden ve balkonlardan slogan atıp, protestoculara destek verdi.
5 bine yakın protestocu adına Gaziantep Demokrasi Platformu bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Gaziantep TÜMBEL-Sen Şube Başkanı Bekir Hançerkıran, “17 Aralık’ta ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk görüntülerinden, milyon dolarla doldurulmuş ayakkabı kutularından hemen sonra hemen her gün yeni rüşvet ve yolsuzluk delileri gün yüzüne çıkıyor” deyip açıklamasını şöyle sürdürdü: “Son olarak Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu söylenen telefon görüşmelerinin kayıtları çıktı ortaya. Başbakan yalanlıyor bir montaj ve dublaj olduğunu iddia ediyor. Bir gün sonra da ‘kriptolu telefonları bile dinlemişler’ diyerek bir görüşmenin varlığını itiraf etmiş oluyor.”
Hançerkıran, “Yandaş basının alelacele Amerikalı kimi şirketlere dayandırarak manşet yaptıkları ses kaydının montaj olduğu iddiası bir gün sonra aynı şirketlerin ‘biz böyle bir rapor vermedik’ açıklamasıyla boşa çıktı. Şu ana kadar görüş belirten bütün uzmanlar, ses mühendisleri bu konuşmaların montaj ya da dublaj olmasının neredeyse imkansız olduğunu söylüyorlar. Başbakan, AKP hükümeti ve yandaş basının gerçeği kolayca açığa çıkarabilecek bilimsel ve teknik bir araştırma yerine bu iddiayı yalanlamak ve gündemi değiştirmek için panik halinde sürekli çelişkili açıklamalara ve yalanlara sarılması bile bunların gercek olduğunu kanıtlıyor aslında” diye konuştu.
Protestocular adına yapılan açıklamada, “Bundan önce de bakanların ve bakan çocuklarının kimlerden, nasıl ve ne karşılığında rüşvet aldığı ve bu rüşvetler karşılığında devlet ihaleleri ve ülke kaynaklarının kimlere nasıl peşkeş çekildiğini bizzat kendi seslerinden telefon konuşmalarından dinledik. Başbakanın talimatı ile oluşan havuzda iş adamlarından ihale karşılığında yüz milyonlarca rüşvetin nasıl toplandığı bizzat başbakanın medya kurumlarını ‘Alo Fatih’ diye arayarak nasıl baskı altına aldığını artık bilmeyen var mı? Başbakan ve AKP hükümeti daha bir kaç ay önce ‘ne istediler de vermedik’ ve 11 yıldır tüm kurumlarda kadrolaşmasının önünü bizzat açtığı Gülen Cemaatinden haberi yeni olmuş gibi Türkiye halkını enayi yerine koyamaya çalışıyor. Parelel yapı ve darbe girişi söylemleri ile bir kez daha mağdur edebiyatı yaparak kendi pisliklerini üstünü örtmeye çalışıyor. Bunlar herkesi dinlemişler, bunlar darbeci diyerek feveran ediyor. Yasa dışı dinlemeler yaparak sahte deliller üreterek binlerce kişinin başını yaktılar diyor iyi de sayın başbakan bu cemaat düne kadar sizin desteğiniz ve izniniz dahilinde yapmadı mı tüm bunları? Sahte delillerle, hayali terör örgütleri ile düzmece iddialarla onbinlerce kişinin hayatı karartılırken insanların en mahrem bilgileri ve görüntüleri ahlaksızca basına servis edilirken Erol Taş gibi gülen siz değil miydiniz” denildi.
Hançerkıran, “Başbakan dış güçlerin operasyonu diyor, bir yerlerden düğmeye basan güçler var diyor. İyi de sayın başbakan o dış güçler ile içli dışlı olan onların desteği ile iktidar olan ve onların destekledikleri cemaat ile on bir yıl kadar iktidar ortağı olan sen değil misin? O dediğin dış güçlerin en büyüğü olan ABD ile her konuda işbirliği yapan, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da ABD’nin emperyal saldırı ve işgallerine destek vermek için kendini paralayan siz değil misiniz? ABD’nin yıllar önce ilan ettiği Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olarak övünen siz değil miydiniz? O dış güçler dediğiniz batılı emperyalistlerle ve bölgedeki diğer gerici güçlerle iş birliği yaparak komşumuz olan Suriye’yi kan gölüne çeviren siz değil misiniz? Tırlarla silah ve patlayıcı göndererk ülke içinde kamplarda eğitim vererek sınırda giriş-çıkışlarını sağlayarak el-nusra, el-kaide gibi diğer cihatçı terörist çetelerin katliamlarına ortak olan siz değil misiz?” diye sordu.
Hançerkıran, son olarak internet yasasından sonra, yargıyı tamamen hükümete ve başbakana bağlayan HSYK yasasının da cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını hatırlatarak, “Hemen ardından yapılan yeni atamalarla yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan içeride olan Rıza Zarrab ve bakan çocukları da sersest bırakıldı. Böylece gündeme getirilen yasa değişikliğinin temel hedefinin bizzat başbakan Erdoğan ve ailesini yolsuzluk soruşturmalarından korumak olduğu iyice ortaya çıkmış oldu. Başbakan Erdoğan, ailesi, partisi ve iktidarıyla gırtlağına kadar yolsuzluk batağına batmış bulunmaktadır. Gerçeklerin açığa çıkması için hükümet derhal istifa etmelidir. Soruşturma ve yargılama önündeki engeller kaldırılmalı başta Tayyip Erdoğan olmak üzere yolsuzluklara bulaşmış herkes yargılanmalı ve mal varlıklarına el koyulmalıdır. Hükümetin yolsuzlukların üstünü örtmek için çıkardığı internet. HSYK ve MİT yasası derhal iptal edilmelidir” dedi. Esra Aydın