Suriye'de YPG’nin, uzun bir süre IŞİD’in kontrolünde olan Tel Abyad’ı ele geçirmesinin tüm dünyadaki yankıları sürürken Financial Times Gazetesinin tanınmış köşe yazarı David Gardner’ın Tel Abyat ile ilgili son gelişmelerin IŞİD'le mücadele açısından taşıdığı öneme vurgu yaparak, Ankara'nın “farklı” yaklaşımını eleştiriyor.
David Gardner, “şaşırtıcı zafer” olarak nitelediğinin YPG’nin Tel Abyad’ın kontrolünü ele geçirmesini, cihatçılar için “ağır darbe”, ABD’nin öncülüğündeki koalisyon için ise “gerçek bir ilerleme” olarak değerlendirdiği yazısında “Türkiye’den Rakka’ya tedarik yolu”nun kesildiğine dikkat çekiyor ve gelişmelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “farklı” algılandığını belirterek şöyle devam ediyor:
“Varsayılabilir ki uzun bir süre NATO müttefiki olan Türkiye, sınırlarının, hemen hemen tüm dünyada öldürücü bir güvenlik tehdidi olarak görülen siyah gömlekli cihatçılardan temizlenmesini olumlu karşılayacaktı. Hiç de öyle olmadı.”
Bunun ardından yazıda Erdoğan’ın Tel Abyad’ın düşüşü ile ilgili “sınırlarımıza tehdit” sözlerini kullandığını anlatan Gardner, Erdoğan’ın çevresinin “IŞİD’in yenilgisini kutlamak yerine PYD’yi, Arap ve Türkmenlere yönelik ‘etnik temizlikle suçladığını” yazıyor.
David Gardner, Erdoğan’ın tüm bu gelişmeleri “varoluşsal bir tehdit olarak mı gördüğü ya da HDP’nin seçim zaferi nedeniyle mi tepki gösterdiğinin belli olmadığını” yazdıktan sonra “Ne olursa olsun, bu ona zarar veren bir dizi mega yanlışlardan en sonuncusu” iddiasında bulunuyor.
Bu tür hataları, on yılı aşan bir süre iktidarda kalan politikacıların çoğunun işlediğini öne süren Gardner, Erdoğan’ın “aşağı yönlü sarmalının” Gezi protestolarının bastırılması ile başladığını da savunuyor.
Buna ek olarak da “Artık çözüm sürecinin gerçek amacının, Türkiye’deki Kürtleri Erdoğan’ın kişisel siyasi hırslarını desteklemelerini sağlamak olduğu gibi göründüğü” savına da yer veren yazar, buna karşın Erdoğan’ın yine “dünyanın geri kalan kısmının er yada geç ele alması gerekeceği bir meseleye işaret ettiğini” belirtiyor.
Gardner, HDP’nin parti olarak parlamentoya girmesine vurgu yaptıktan sonra “Şimdiye kadar Kürt siyasetinde üstünlüğü elinde tutan Öcalan ve PKK isyancıları, bu zaferi özümseyecek mi? Ya da ABD’nin ittifakıyla önce Kobani sonra da Tel Abyad’ta cihatçıları yenen Kürt savaşçılarının birdenbire yükselen uluslararası popülaritelerine de odaklanacak mı?“
“Söz konusu olan sadece Kürtlerin geleceği değil” diyen Gardner “Sınırları eriten ve Levant’taki çöken devletleri Sünni ve Şii, Kürt ve Alevi yamasına dönüştüren etnik-mezhebi yangın, IŞİD’i yenmek kadar zor bir bölgesel ve uluslararası meydan okuma olacak” uyarısını yapıyor. ANKA
David Gardner, “şaşırtıcı zafer” olarak nitelediğinin YPG’nin Tel Abyad’ın kontrolünü ele geçirmesini, cihatçılar için “ağır darbe”, ABD’nin öncülüğündeki koalisyon için ise “gerçek bir ilerleme” olarak değerlendirdiği yazısında “Türkiye’den Rakka’ya tedarik yolu”nun kesildiğine dikkat çekiyor ve gelişmelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “farklı” algılandığını belirterek şöyle devam ediyor:
“Varsayılabilir ki uzun bir süre NATO müttefiki olan Türkiye, sınırlarının, hemen hemen tüm dünyada öldürücü bir güvenlik tehdidi olarak görülen siyah gömlekli cihatçılardan temizlenmesini olumlu karşılayacaktı. Hiç de öyle olmadı.”
Bunun ardından yazıda Erdoğan’ın Tel Abyad’ın düşüşü ile ilgili “sınırlarımıza tehdit” sözlerini kullandığını anlatan Gardner, Erdoğan’ın çevresinin “IŞİD’in yenilgisini kutlamak yerine PYD’yi, Arap ve Türkmenlere yönelik ‘etnik temizlikle suçladığını” yazıyor.
David Gardner, Erdoğan’ın tüm bu gelişmeleri “varoluşsal bir tehdit olarak mı gördüğü ya da HDP’nin seçim zaferi nedeniyle mi tepki gösterdiğinin belli olmadığını” yazdıktan sonra “Ne olursa olsun, bu ona zarar veren bir dizi mega yanlışlardan en sonuncusu” iddiasında bulunuyor.
Bu tür hataları, on yılı aşan bir süre iktidarda kalan politikacıların çoğunun işlediğini öne süren Gardner, Erdoğan’ın “aşağı yönlü sarmalının” Gezi protestolarının bastırılması ile başladığını da savunuyor.
Buna ek olarak da “Artık çözüm sürecinin gerçek amacının, Türkiye’deki Kürtleri Erdoğan’ın kişisel siyasi hırslarını desteklemelerini sağlamak olduğu gibi göründüğü” savına da yer veren yazar, buna karşın Erdoğan’ın yine “dünyanın geri kalan kısmının er yada geç ele alması gerekeceği bir meseleye işaret ettiğini” belirtiyor.
Gardner, HDP’nin parti olarak parlamentoya girmesine vurgu yaptıktan sonra “Şimdiye kadar Kürt siyasetinde üstünlüğü elinde tutan Öcalan ve PKK isyancıları, bu zaferi özümseyecek mi? Ya da ABD’nin ittifakıyla önce Kobani sonra da Tel Abyad’ta cihatçıları yenen Kürt savaşçılarının birdenbire yükselen uluslararası popülaritelerine de odaklanacak mı?“
“Söz konusu olan sadece Kürtlerin geleceği değil” diyen Gardner “Sınırları eriten ve Levant’taki çöken devletleri Sünni ve Şii, Kürt ve Alevi yamasına dönüştüren etnik-mezhebi yangın, IŞİD’i yenmek kadar zor bir bölgesel ve uluslararası meydan okuma olacak” uyarısını yapıyor. ANKA
RSS