Sadece kebap ve lahmacunuyla değil yöresel yemekleriyle de tanınan ünlü Gaziantep mutfağının uluslararası arenada da yer edinmesi için etkin çalışmalar yapılması gerektiği bildirildi.
Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açıkgöz, Türkiye'nin bölgeden bölgeye, ilden ile hatta ilçeden ilçeye bile farklılık gösteren yemek lezzetlerine sahip olduğunu söyledi.
Açıkgöz, kültürel bir değer olan Türk mutfağına sahip çıkmak ve değerini bilmek gerektiğini belirtti.
Türkiye geneline bakıldığında çok çeşitli yemek kültürleri olduğunu, bölgelerde yaşayan insanların kendi tarlasında, denizinde bağında ne varsa onu yemek kültürüne yansıttığını ifade eden Açıkgöz, ''7 ayrı bölgede 7 ayrı kültür var. Türkiye'nin güzelliği bu işte. Bölgeden bölgeye, ilden ile hatta ilçeden ilçeye bile farklılık gösteren yemek lezzetlerine sahibiz. Türk mutfağının zenginliği burada'' dedi.
Açıkgöz, Gaziantep'in mutfağının Türkiye'de il bazında bakıldığı zaman ''en zengin mutfak'' olarak tanımlanabileceğini, Gaziantep mutfağının uluslararası arenaya tek başına değil bir bütün olarak Türk mutfağıyla birlikte girmesi gerektiğini ifade etti.
Ünlü Gaziantep mutfağını, yemeklerini öncelikle Türkiye'nin tanıması gerektiğini belirten Açıkgöz, ''Gaziantep mutfağı Türkiye içerisindeki en zengin mutfak. Bu bugünkü bir şey değil. Birikmişlik var, tarih var. Mutfak kendiliğinden oluşmuyor, yüzyıllar boyu gelen tarihsel bir kültürün ürünü bu. Bunların değerini millet olarak bilmemiz gerekiyor'' diye konuştu.
Açıkgöz, Türk mutfağının tanıtımı ve geliştirilmesi için fikirlerin bir araya gelmesi ve icraata dönüşmesi gerektiğini kaydetti.
Türk mutfağı konusunda da insanların birbirlerinden bir şeyler öğrenmesinin önemli olduğunu bildiren Açıkgöz, tarlaya tohum ekmeden mahsul almanın mümkün olmadığını söyledi.
Açıkgöz, federasyonları altında 17 dernek bulunduğunu ancak Gaziantep dışındaki bütün dernek başkanlarının erkek olduğunu söyledi. Food in Life Gastronomi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen ise Gaziantep mutfağının tanıtımı için platform oluşturulması gerektiğini belirtti.
Turquality projesi çerçevesinde yurt dışında Türk markalarının tanıtıldığını, bu kapsama restoranlar, oteller ve endüstriyel ürünlerin de girebildiğini ifade eden Sözen, şöyle konuştu: ''Ama gastronomi anlamında bir eksiklik var. Mutfak konusunda bireysel çalışmamalı, herkes bu konuda iş birliği yapmalı. Bu alandaki herkes bir araya gelip gastronomi platformu oluşturmalı ve yetkililerin desteğiyle Gaziantep mutfağı yurt dışında tanıtılmalı. Önemli olan bölgeselin genele vurulabilmesi. Gaziantep çok zengin bir mutfak ve acilen bu konuda envantere ihtiyaç var. Tek bir kalemde yemeğin kaynağı, tarihçesi, yapılırken kullanılan gramaj envanter haline getirilmeli. Yeni bir Antep mutfağı için neler yapılabileceği araştırılmalı.'' Gaziantep Gastronomi ve Aşçılar Derneği Başkanı İlkay Gök Pınarlı ise Gaziantep yemeklerinin standardizasyonunun birçok kitapta yapıldığını belirtti.
Gaziantep yemeklerinin tarihçesine ulaşmakta güçlük çektiklerini bildiren Pınarlı, ''Mesela yuvalama nereden geldi, nereye aittir, tam olarak Gaziantep'in midir yoksa Halep ya da diğer yakın şehirlere mi aittir, bunu bilmiyoruz'' dedi.
Yöresel Gaziantep yemeklerini yaşatmak ve etkin bir şekilde tanıtımını sağlamak için Gaziantep yemeklerinin tescilini alma konusunda çalışma başlattıklarını ifade eden Pınarlı, bu konuda ekip oluşturduklarını kaydetti.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürü Sema Marangoz ise Gaziantep'te, kentin mutfağını tanıtmak için 2005'te ''Gurme Festivali'' düzenlediklerini, bu festivalin ikincisini düzenleyerek çalışmalarını sürdürmek istediklerini söyledi.
Gaziantep mutfağı, nineden toruna miras titizliğiyle öğretilen bir kültür. Kullanılan malzemelerin seçimindeki titizlik, hazırlama ve pişirmede gösterilen beceri Gaziantep yemeklerini farklı kılan unsurlardan. Yemeklere değişik tat ve lezzet veren baharatlar, salçalar ve soslar da Gaziantep yemeklerinin aranılan damak tadı olmasına neden oluyor.
Köfteleri, kebap çeşitleri, çorbaları, dolma ve sarmaları, çorbaları, tavaları, pilav ve yoğurtlu yemek çeşitleri, sebzeli ve zeytinyağlı yemekleri ve tatlılarıyla Gaziantep'e gelen bütün ziyaretçilerin hayran kaldığı Gaziantep mutfağının müzesi bile var. Ali İhsan Göğüş tarafından 2005'te Gaziantep Büyükşehir Belediyesine tahsis edilen Göğüş Konağı 2007'de Büyükşehir Belediyesince restore edilerek Emine Göğüş Mutfak Müzesi olarak hizmet vermeye başladı. Müzede geleneksel Gaziantep yemekleri tanıtılıyor, ziyaretçilere Gaziantep yemekleri hakkında bilgi veriliyor. Müzede yöresel kıyafetler giymiş cansız mankenler, Gaziantep mutfağının kültürünü yansıtıyor. Gaziantep mutfağında kullanılan araç ve gereçler de müzede yer alıyor. Müzede ziyaretçilere yöresel yemeklerden tattırılıyor.AA
resim
Açıkgöz, Gaziantep'in mutfağının Türkiye'de il bazında bakıldığı zaman ''en zengin mutfak'' olarak tanımlanabileceğini ifade etti.
Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açıkgöz, Türkiye'nin bölgeden bölgeye, ilden ile hatta ilçeden ilçeye bile farklılık gösteren yemek lezzetlerine sahip olduğunu söyledi.
Açıkgöz, kültürel bir değer olan Türk mutfağına sahip çıkmak ve değerini bilmek gerektiğini belirtti.
Türkiye geneline bakıldığında çok çeşitli yemek kültürleri olduğunu, bölgelerde yaşayan insanların kendi tarlasında, denizinde bağında ne varsa onu yemek kültürüne yansıttığını ifade eden Açıkgöz, ''7 ayrı bölgede 7 ayrı kültür var. Türkiye'nin güzelliği bu işte. Bölgeden bölgeye, ilden ile hatta ilçeden ilçeye bile farklılık gösteren yemek lezzetlerine sahibiz. Türk mutfağının zenginliği burada'' dedi.
Açıkgöz, Gaziantep'in mutfağının Türkiye'de il bazında bakıldığı zaman ''en zengin mutfak'' olarak tanımlanabileceğini, Gaziantep mutfağının uluslararası arenaya tek başına değil bir bütün olarak Türk mutfağıyla birlikte girmesi gerektiğini ifade etti.
Ünlü Gaziantep mutfağını, yemeklerini öncelikle Türkiye'nin tanıması gerektiğini belirten Açıkgöz, ''Gaziantep mutfağı Türkiye içerisindeki en zengin mutfak. Bu bugünkü bir şey değil. Birikmişlik var, tarih var. Mutfak kendiliğinden oluşmuyor, yüzyıllar boyu gelen tarihsel bir kültürün ürünü bu. Bunların değerini millet olarak bilmemiz gerekiyor'' diye konuştu.
Açıkgöz, Türk mutfağının tanıtımı ve geliştirilmesi için fikirlerin bir araya gelmesi ve icraata dönüşmesi gerektiğini kaydetti.
Türk mutfağı konusunda da insanların birbirlerinden bir şeyler öğrenmesinin önemli olduğunu bildiren Açıkgöz, tarlaya tohum ekmeden mahsul almanın mümkün olmadığını söyledi.
Açıkgöz, federasyonları altında 17 dernek bulunduğunu ancak Gaziantep dışındaki bütün dernek başkanlarının erkek olduğunu söyledi. Food in Life Gastronomi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen ise Gaziantep mutfağının tanıtımı için platform oluşturulması gerektiğini belirtti.
Turquality projesi çerçevesinde yurt dışında Türk markalarının tanıtıldığını, bu kapsama restoranlar, oteller ve endüstriyel ürünlerin de girebildiğini ifade eden Sözen, şöyle konuştu: ''Ama gastronomi anlamında bir eksiklik var. Mutfak konusunda bireysel çalışmamalı, herkes bu konuda iş birliği yapmalı. Bu alandaki herkes bir araya gelip gastronomi platformu oluşturmalı ve yetkililerin desteğiyle Gaziantep mutfağı yurt dışında tanıtılmalı. Önemli olan bölgeselin genele vurulabilmesi. Gaziantep çok zengin bir mutfak ve acilen bu konuda envantere ihtiyaç var. Tek bir kalemde yemeğin kaynağı, tarihçesi, yapılırken kullanılan gramaj envanter haline getirilmeli. Yeni bir Antep mutfağı için neler yapılabileceği araştırılmalı.'' Gaziantep Gastronomi ve Aşçılar Derneği Başkanı İlkay Gök Pınarlı ise Gaziantep yemeklerinin standardizasyonunun birçok kitapta yapıldığını belirtti.
Gaziantep yemeklerinin tarihçesine ulaşmakta güçlük çektiklerini bildiren Pınarlı, ''Mesela yuvalama nereden geldi, nereye aittir, tam olarak Gaziantep'in midir yoksa Halep ya da diğer yakın şehirlere mi aittir, bunu bilmiyoruz'' dedi.
Yöresel Gaziantep yemeklerini yaşatmak ve etkin bir şekilde tanıtımını sağlamak için Gaziantep yemeklerinin tescilini alma konusunda çalışma başlattıklarını ifade eden Pınarlı, bu konuda ekip oluşturduklarını kaydetti.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürü Sema Marangoz ise Gaziantep'te, kentin mutfağını tanıtmak için 2005'te ''Gurme Festivali'' düzenlediklerini, bu festivalin ikincisini düzenleyerek çalışmalarını sürdürmek istediklerini söyledi.
Gaziantep mutfağı, nineden toruna miras titizliğiyle öğretilen bir kültür. Kullanılan malzemelerin seçimindeki titizlik, hazırlama ve pişirmede gösterilen beceri Gaziantep yemeklerini farklı kılan unsurlardan. Yemeklere değişik tat ve lezzet veren baharatlar, salçalar ve soslar da Gaziantep yemeklerinin aranılan damak tadı olmasına neden oluyor.
Köfteleri, kebap çeşitleri, çorbaları, dolma ve sarmaları, çorbaları, tavaları, pilav ve yoğurtlu yemek çeşitleri, sebzeli ve zeytinyağlı yemekleri ve tatlılarıyla Gaziantep'e gelen bütün ziyaretçilerin hayran kaldığı Gaziantep mutfağının müzesi bile var. Ali İhsan Göğüş tarafından 2005'te Gaziantep Büyükşehir Belediyesine tahsis edilen Göğüş Konağı 2007'de Büyükşehir Belediyesince restore edilerek Emine Göğüş Mutfak Müzesi olarak hizmet vermeye başladı. Müzede geleneksel Gaziantep yemekleri tanıtılıyor, ziyaretçilere Gaziantep yemekleri hakkında bilgi veriliyor. Müzede yöresel kıyafetler giymiş cansız mankenler, Gaziantep mutfağının kültürünü yansıtıyor. Gaziantep mutfağında kullanılan araç ve gereçler de müzede yer alıyor. Müzede ziyaretçilere yöresel yemeklerden tattırılıyor.AA
resim
Açıkgöz, Gaziantep'in mutfağının Türkiye'de il bazında bakıldığı zaman ''en zengin mutfak'' olarak tanımlanabileceğini ifade etti.
RSS