CHP’nin İstanbul çıkmazı…

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

İstanbul’u kazanmak Türkiye’yi kazanmak demek” deniliyor ya!

Şimdi ne yapsın Kemal Kılıçdaroğlu?

Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.

Adam iddialı, “Sosyal demokrasiyi önce yerelde sonra genelde iktidara taşıyacağız” diyor.

Sarıgül’ü yok saysa, görmezden gelse, “İstanbul’u kazanacak adamı aday göstermediniz” eleştirilerine hedef olacak, altından kalkamayacak.

Gürsel Tekin ve Haluk Koç’a rağmen Sarıgül’ü partiye kabul edip, aday gösterse, Sarıgül İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmasa bile, CHP’nin oylarını artıracağı için, seçimden sonra karşısına genel başkan adayı olarak dikilecek.

İşte böyle sıkıntılı bir durum söz konusu.

 

İstanbul için ne kadar çok speküslasyon yapıldı.

Yok Şafak Pavey’di, yok Baykal ile Demirel İlhan Kesici’yi önerdiydi iddialarının hepsi havada savruldu.

Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, belli ki kafaya iyi takmış İstanbul adaylığını.

Ancak, İstanbul’daki 500 bin Kürt oyunu alacağını iddia etmesi biraz akıllara zarar.

Eğer İstanbul’da yaşayan 500 bin Kürt Gürsel Tekin’e oy verirse, politikanın kitabının yeniden yazılması gerekir.

Bunun neden böyle olamayacağını Sırrı Süreyya Önder ne güzel açıkladı: “Kürt'ün evladına terörist, partisine bölücü, liderine hain diyeceksin, barış sürecine bölünme süreci diyeceksin, Anayasa’da Kürt'ü Türk olmaya zorlayacaksın, Kürt'ü vatandaş saymayacaksın… Sonra kalkıp ‘500 bin Kürt bana oy verir’ diyeceksin. Kürtler verseler verseler en iyi cinsinden sana bir mezura verirler, onunla da boyunun ölçüsünü alırsın.”

                                                               ***

Sarıgül, siyasetin tüm numaralarını biliyor, kurallarına göre oynayabiliyor.

Her kesimle iyi kontakları, dostlukları olduğu belli.

Ayrıca, bir de Sarıgül’ün oy potansiyeli nedir, iddiasında haklı mıdır bir görülmesi gerekmez mi?.

Gerçekten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilirse, kazanma şansı yakalayabilir mi veya AKP’yi nereye kadar zorlayacak, o gücü hepimizin ve CHP’nin bir görmesi lazım.

Kılıçdaroğlu, ya Sarıgül’ün seçimin hemen ardından karşısına genel başkan adayı olarak çıkmasını göze alıp, “Buyur bakalım, hodri meydan” diyecek, ya da Sarıgül efsanesi sürekli başının üzerinde Demoklesin kılıcı gibi sallanıp duracak.

                                                               ***

Diyelim ki Gürsel Tekin’e rağmen CHP Sarıgül’ü bağrına bastı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterdi.

Böyle bir durumda, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in (İstanbul eski İl Başkanı olması sıfatını da hesaba katarak) Sarıgül’e köstek olmak için elinden geleni yapacağından zerre kadar kuşkunuz olmamalı.

Bu davranış tarzı, yalnızca Gürsel Tekin değil, istediğini elde edemeyen tüm CHP’lilerin konumu ve pozisyonu ne olursa olsun, sergilemekten asla vazgeçmeyecekleri bir hastalık zuhurudur.

Ve hiç kimse buna engel olamaz.

                                                               ***

Başbakan  Erdoğan’ın İstanbul’a ayrı bir önem vermesi, yerel seçim çalışmalarının önemli bir bölümünü İstanbul’dan yürütecek olması da işin başka bir psikolojik boyutu. Sorumlulukları, depresyonu artıran faktörler.

Ortalık bu kadar Gürsel Tekin- Mustafa Sarıgül kokarken, Celal Doğan’ın aday gösterilme şansı olabilir mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ne Gürsel Tekin’i kızdırmak, ne Sarıgül’ü başına bela etmek yerine, Gaziantep’in eski Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan’ı aday yapıp, bu işten kurtulmak isteyebilir mi?

Daha doğrusu böyle bir karar alabilecek kadar gücü olabilir mi?

Şüpheli!

Aslında aday gösterilirse, Celal Doğan’ın çok iyi çalışacağından hiç kimsenin kuşkusu olmamalı.

Hem kendisi, hem de İstanbul’daki Antepliler yoğun çaba göstereceklerdir.

                                                               ***

Gaziantep Büyükşehir için eski Bakan Abdülkadir Ateş, eski milletvekili Akif Ekici gibi isimlerden de bahsediliyordu. Ancak 2 Eylül’e kadar yapılan başvuru sayısı ikide kaldı.

Bence her iki isim de iyiydi.

Partililerin ifadesiyle “Siyasi tecrübesi var, şaibesi yok, siyasi geçmişi temiz” kategorisine giriyorlardı. Ağzı laf yapacak, kamuoyu tarafından tanınan dişli adaylar olabilirlerdi.

Gerçi bundan sonra aday adayı olmak isteyenler için bir engel yok ama,  sanki ilk  kez, “Gaziantep nasıl olsa kazanılmayacak” havası hissediliyor.

Bu gerçekten hoş bir görüntü değil.

Çünkü, CHP’nin bu yerel seçimlere her dönemkinden daha fazla sarılmasına ve yüklenmesine, (en azından yerelde daha güçlü bir muhalefet için) Türkiye’nin ve demokrasinin ihtiyacı var.

 

CHP’nin İstanbul çıkmazı…