31 Mart sabahı yeni bir sürece başlayacağız
30 Mart seçimleri, çoktan beridir “yerel” bir seçim olma niteliğini kaybetti.
Yani vatandaş sandık başına gittiğinde kentine en iyi, en çağdaş, en güzel hizmeti getirecek adaya değil, ülkenin bundan sonraki siyasi yaşamının nasıl olacağına dair tercihine göre oy kullanacak.
AKP-cemaat kavgasının yarattığı son derece gergin ve üzerinde çok ciddi düşünülmesi gereken bir süreç yaşıyoruz.
İşte bu yüzden, herkesin sandık başına gidip, mutlaka oyunu kullanarak, Türkiye’nin yaşamakta olduğu bu sancılı sürecin sağlıklı aşılmasına katkı sunması gerekiyor.
Zira yapılacak tercihler, 31 Mart sabahında Türkiye’nin siyasette yeni bir sürece girmesine yol açabilecek.
Savaş tüm şiddeti ile sürüyor.
Önceki akşam cemaatin holdinglerinden birini vergi müfettişleri incelemeye aldı.
Dün İpek Meyda Grubu’nun televizyonu kanaltürk’ün yayın lisansı iptal edildi.
Önce twiter, ardından youtube yasağı…
Ve karşı cepheden dün ortalığa dökülen Suriye tapeleri.
Savaşın ne zaman, nerede, nasıl sonuçlanacağını hiç kimse kestiremiyor haklı olarak.
Çünkü, Başbakan Erdoğan, cemaatin yaptıklarını kabul edemiyor, hazmedemiyor. Çıldırmış bir ruh hali içinde yaşıyor, yarışıyor.
Ekibine de bunun bir varoluş, ölüm-kalım savaşı olduğu mesajını verdiği için, onlar da olabileceğin en iyisini yaparak, alınabilecek en yüksek oyu almak için çırpınıyorlar.
***
Bunun karşısında muhalefetin argümanı ise; yolsuzluk ve Başbakan Erdoğan’ın tek adam olma zihniyetinin, seçimlerden iyi bir oy oranı ile çıkarsa vatandaşa antidemokratik yönetim ve yeni yasaklamalar olarak geri döneceği.
Başbakan Erdoğan’ın seçimden beklediği bir oy oranı ile çıkması halinde daha da sertleşmesi kuvvetle muhtemel.
Belki asıp kesmeyecek ama, kasıp kavuracağından emin olabilirsiniz.
Cemaatten tüm bu yapılanların intikamını almak için yürütmenin tüm imkan ve yetkilerini sonuna kadar kullanacağı gibi, karşısında gördüğü herkese hayatı dar edeceği kesin.
Çünkü 17 Aralık’ta, Başbakan Erdoğan siyasi hayatının en ağır darbesini yedi. Zaten geçenlerde NTV’de 17 Aralık operasyonundan zarar gördüklerini bizzat söyledi.
***
Türkiye demokratikleşmeye çalışırken, doğal olarak çok sıkıntılı ve çalkantılı dönemeçlerden geçiyor.
Bu dönemeç ve süreçlerin demokrasi ve toplum yararına sonuçlarla, hafif yara ve sıyrıklarla atlatılabilmesi de ancak vatandaşın olayları iyi kavrayıp, sağduyu ile değerlendirmesi ve ona göre tavır alması ile mümkün.
Bakalım vatandaş, içinde bulunduğumuz ortamı nasıl değerlendirecek?
Tercih hangi yönde olursa olsun, Türkiye 31 Mart’ta yeni sürece başlayacak.
***
Zaman zaman kendi aramızda seçim sonuçları ile ilgili tartışma yapıp tahminlerde bulunuyoruz.
Gaziantep için zaten bir sürprizin söz konusu bile olmadığını biliyoruz.
Ancak, BDP, MHP ve CHP oylarında bir artış olacaktır.
BDP, son iki seçimden beri Gaziantep’e ağırlık vermeye başladı.
Genel seçimde Akın Birdal’ın, bu seçimde de Abdullah Demirbaş’ın Gaziantep’ten aday gösterilmiş olması, buraya verilen önemi gösteriyor.
Ve HDP’nin de desteği ile 30 Mart’ta alınacak yüzde 9-10 oy oranı, bundan sonraki seçimler için daha etkili ve daha iyi sonuç alınmasını sağlayacak çalışmanın da startını verecek.
***
Bunun dışında ben, Ankara ve İstanbul’da CHP’nin veya diğer partilerin oylarını artırması ile birlikte çok büyük bir sürpriz olmazsa AKP’nin yeniden seçimi alacağı kanısındayım. Arkadaşlarım itiraz ediyor ama, bekleyip göreceğiz.