“İstemeye istemeye, mecburen”

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Seçim akşamı ilerleyen saatlerde Ankara’daki yakınlarım aradı. Tek dertleri Germiyanoğulları’dan beri Ankara’yı yöneten Melih Gökçek’ten kurtulmak.

Adamdan nefret ediyorlar.  Artık, “O gitmeyecekse, bari biz gidelim” noktasındalar.

Şarapları açtık, kutlama yapmaya hazırlandık ama, sonuçlar pek de iyi gelmiyor” dediler.

Konuşmanın bir yerinde, “Gidip Mansur’a oy verdik, istemeye istemeye, mecburen” dedikten sonra İstanbul’daki yakınları kastederek, “İstanbul’da da onlar gidip Sarıgül’e oy verdi, istemeye istemeye, mecburen” dediler.

Bu sözler kafama çok takıldı.

Acaba CHP, istemeye istemeye, mecburen verilen oylarla nereye kadar gidebilir?

                                                              

“İstemeye istemeye, mecburen”

Son yıllarda CHP’ye oy verenlerin çok büyük bir kesimi, oy verme gerekçesini bu şekilde açıklıyor ve CHP “istemeye istemeye, mecburen” verilen oylarla, “mecburen” bir ana muhalefet partisi görevi yapmaya çalışıyor.

Zaten bu şekilde verilen oylarla iktidar olacağını beklemek abesle iştigal olmaz mı?

                                                               ***

Seçimlerden önce, CHP’nin seçim propagandasını yalnızca yolsuzlukların üzerine kurmasını eleştirip, bunun geçerli bir politika olamayacağını, halkın yolsuzluğu zaten gördüğünü, seçim meydanlarında asıl anlatılması gerekenin “CHPnin ne yapacağı, halka ne vereceği” olduğunu yazdığımda, itiraz edenler oldu.

Hayır efendim olur mu? CHP gittiği her yerde bu yolsuzlukları halka anlatmalı” diye itiraz ettiler.

Sonuç ortada.

Ne yani? 

Bu kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa rağmen, CHP’nin yine de iktidar olacak oyu alamamasını, “CHP’nin misyonu tamamlamış bir parti, çağdışı kalmış ideoloji ve siyaset, kadınlardan ve gençlerden soyutlanmış bir yapı, politika üretememek, halka güven verememek, oylarını artırmak için iktidarın yıpranmışlık payından medet ummak  gibi çıkmazlarında değil de, CHP’ye inanmayan, güvenmeyen seçmen kitlesinde mi arayacağız?

                                                               ***

CHP, artık hiçbir yönü ile toplumun talep ve beklentilerine yönelik siyaset üretememektedir. Sırf, başka bir partiye oy vermemek uğruna oraya kilitlenmiş oylar, önümüzdeki süreçte daha da aşınacak ve azalacaktır.

Zira halka güven veren politikalara üretemeyen CHP, yıllardan beri kadın ve gençleri dışladığı için, dinamik bir yapıdan da yoksun.

İşte bu yüzden Ankara’da, İstanbul’da halktan oy alacak adam bulamıyor.  Onlar adam bulamayınca, vatandaş da sandık başına gittiğinde, “İstemeye istemeye, mecburen” oy vermek zorunda kalıyor.

                                                               ***

Artık, “İstemeye istemeye, mecburen” oy verilen hiçbir partinin başarı ve yaşam sansı olmadığını kabul etmemiz lazım.

 

Not: Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı tam anlamıyla iğrençti. Zaten saldırganın durumunda saldırının hastalıklı bir ruh halinin tezahürü olduğu da ortaya çıktı. Ancak meclisteki güvenlik zaafiyeti de o yumruk kadar üzerinde durulması gereken bir konu.

 

 

 

“İstemeye istemeye, mecburen”