Halkına zulmeden siyasetçiler!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Keşke tüm siyasetçiler böyle onurlu olabilse

Aferin Bağbaşı Belediye Başkanı Karabey Eroğlu’na.

Keşke böyle haysiyet sahibi, ülkesini ve bu toprakları seven, siyaset uğruna her yanlışa boyun eğmeyen insanların sayısı biraz daha fazla olsa bu ülkede neler değişirdi kimbilir?

Erzurum’un Tortum ilçesinde vadilere hidroelektrik santrali yapılmasına karşı çıkan Bağbaşı Beldesi sakini köylülerle polis arasında çıkan çatışmada yaşlı kadınlar yerlerde sürüklenince Bağbaşı Belediye Başkanı Karabey Eroğlu partisinden istifa etti.

Dün KCK operasyonlarında 130 kişi gözaltına alındı.

Hani Başbakan, halkına zulmedenlere meydan okuyor ya!

Belki bunlardan haberi yoktur diye yazayım dedim.

                                                                                 ***

Bu ülkeyi, bu toprakları seven herkes gibi Bağbaşı Köyü sakinleri ile polis arasında çıkan arbedede yere düşen yaşlı bir kadını 3 polis yerde sürüklüyor.

2 bin 300 nüfuslu Bağbaşı beldesinde 300 kişi HES eylemleri nedeniyle gözaltına alınıyor. 53 kişi hakkında 50 bin liralık tazminat davası açıldı. Birçok kişinin HES alanına yaklaşması ve eyleme katılanlarla konuşması yasaklandı.

Eylemler, 2009 yılında 10 bin köylünün barındığı yöredeki Ödük Çayı’na yapılacak üç ayrı HES projesiyle başlamış.

İlk eylem sonrası 5 kişi 6 ay tutuklu kalmış.

                                                                                        ***

Yaşamını tarım ve hayvancılıkla sağlayan aslan yürekli köylüler, iş makineleri vadiye girdiğinde anında eylem yapıyor, çoğu zaman iş makinelerinin önüne yatıyorlarmış.

Beldede 300’e yakın insan hakkında adli soruşturma yapılırken,  ifadeye çağırılmayan, gözaltına alınmayan köylü kalmamış.

Yani devletin güvenlik güçleri, hakkını, topraklarını, nehirlerini, vadilerini korumaya çalışan, sularının holdinglere peşkeş çekilmesine izin vermeyen vatandaşı hırpalıyor, gözaltına alıyor, yerlerde sürüklüyor, hapse atıyor.

Bu sırada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Libya Devlet Başkanı Kaddafi’yi “Halkına zulmekle” suçlayıp, meydan okuyor.

                                                                                        ***

Hani bizde, “Kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür” diye güzel bir söz var.

Başbakan Erdoğan da Anadolu’nun akarsularını, ormanlarını, dağlarını holdinglere peşkeş çekerken, hidroelektrik santrali yapılacak diye holdinglerin ülkenin dağını, ormanını iş makineleriyle talan edip, betona dönüştürmesini, halkın topraklarını elinden almasını halka zulmetmek olarak algılamıyor.

Akarsuları kasasına para olarak akıtmak için ellerini oğuşturan holdingler bir an önce doğayı talan etsin diye, topraklarını vermemek için direnen köylü kadınların üzerine iş makineleri sürülmesini, kadınları polislerin sürüklemesini de halk zulmetmek saymıyor. Ülkesinin kadınlarının polis tarafından yerlerde sürüklenmesini görmezden geliyor.

                                                                                       ***

Dün yine Gaziantep’in de aralarında bulunduğu birçok ilde KCK operasyonu yapıldı. 137 kişi gözaltına alındı. Gaziantep’te 3’ü kadın gözaltına alınan 20 kişi tutuklandı.

İstanbul'da KCK operasyonu kapsamında gözaltına 80 kişi arasında yer alan Deniz Zarakolu, Bilgi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi doktora öğrencisi. Zarakolu, aynı zamanda BDP Siyaset Akademisi'nde ders veriyor. Gaziantep’te gözaltına alınanlar arasında BDP il ve ilçe başkanı ile üç kadın var.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş, yaşanan gelişmeleri haklı olarak, "AKP, 'Demokratik Açılım' sürecini 'dağdakileri ovaya indirme' projesi
olarak tanımlıyordu. Gelinen nokta 'ovada olanların' cezaevine atılması,
dağdan başka bir siyaset alanının bırakılmamasıdır" diye değerlendiriyor.

                                                                  ***

Açıklamaya bakıyorum suçları neymiş diye, evlerinde örgütsel döküman ve örgütle yazışmalar ele geçirilmiş. Yani ortada bir öldürme, yaralama, gasp, saldırı yok.

Belli ki devlet bu operasyonlarla Kürt halkına gözdağı veriyor. İnsanları yıldırmaya ve sindirmeye çalışıyor.

Başbakan Erdoğan bir yandan PKK ve Öcalan ile görüşmelerin sürdüğünü kabul ederken, diğer yandan olayın legal kanadına dünyayı dar ediyor. Yani, başka bir deyişle Başbakan Erdoğan halkına eziyet ediyor.

                                                                                      ***

Oysa aynı Başbakan Erdoğan, daha bir –iki hafta önce  Kahire Üniversitesi İktisat ve Siyasi Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen Uluslararası Hukuk Forumu'nda konuşurken,

evrensel değerlerin, daha özgür ve daha demokratik bir yaşamın herkesin hakkı olduğunu, temel hak ve hürriyetlerin hiçbir siyasi mülahaza ile engellenemeyeceğini, askıya alınamayacağını belirterek, “Bölgemizde, güvenlik, istikrar ve refahın sağlanması, ancak halkların meşru taleplerinin karşılanması ile mümkündür. Bunun aksini savunanlar, acı kaderleri ile baş başa kalmaya mahkumdurlar. Değişim her zaman zordur; ancak kaçınılmazdır. Değişim kaçınılmaz olduğunda ise eşyanın tabiatına direnmek anlamsızdır. Toplumsal değişim süreçlerinde belki en zor olan şey ortak aklı harekete geçirmek ve ortak bir iradeye dönüştürmektir” diyordu.

Yaşanan gelişmeler, Başbakan Erdoğan’ın en zor olanı yapamadığını, halkına eziyet edenlerin yöntemini tercih ettiğini gösteriyor.

 

 

 

Halkına zulmeden siyasetçiler!