İlk kez birçok Türk'ün umudu Kürt partisinde
Yabancı basında 7 Haziran seçimleri için çok isabetli yorumlar ve haberler yer alıyor.
Onlar bizi bizden iyi gözlemledikleri için bu yorum ve haberler önemli.
Mesela Alman medyası, HDP’nin seçimin kilit partisi olmasına dikkat çekerken, “Bu seçimlerde belki de ilk kez birçok Türk'ün umudu Kürt partisinde” yoruımu yapıyor.
Yalan mı?
Bu seçimde birçok insan AKP’den kurtuluşun yolu olarak gördükleri HDP’ye hayatlarında ilk kez oy vermeyecek mi?
***
Kuaförümle oy tartışması yapıyoruz. O CHP’ye oy vereceğini söylüyor, ben HDP’ye…
“Ver bakalım, sanki CHP üç tane fazla milletvekili gönderirse, durum şimdikinden farklı mı olacak?Sen AKP’den yine kurtulamayacaksın” diyorum.Gülümseyip, omuz silkiyor.
“Ben onlara oy vermem. Zaten barajı geçemeyecekler, istersen bahse girelim” diye teklif ediyor.
Hemen atlıyorum teklifin üzerine, “Ben barajı geçecekler diyorum, sen geçemeyecekler diyorsun, bahse giriyorum, nesine istersen” diyorum.
Hemen yan çiziyor, “Yüzde 15’in altında kalırlarsa ben, geçerlerse sen” diye olasılığı kendi lehine 5 puan birden yükseltiyor.
Şaka bittiğinde ciddileşip, kulağıma eğiliyor, “Biliyor musun tanıdığım ne kadar doktor, mimar, mühendis arkadaşım varsa onlara oy vereceğini söylüyor” diyor.
“Onlar” dediği yineHDP:
***
Kuaförümün söyledikleri, The Economist’in yazdıklarıyla örtüşüyor.
Economist, HDP'nin oylarının Erdoğan'ın başkanlık sistemi, "hayalleri" konusunda kritik önemde olduğunu belirttiği yazısında, "Türkiye'nin her yerinden süslü püslü yaşlı kadınlar, hipsterlar ve fabrika işçileri HDP'ye oy vereceğini söylüyor, ya 'Demirtaş'ı sevdikleri için' ya da 'Erdoğan'ı durdurmanın tek yolu' olduğu için. Bu büyük bir değişim" diyor.
Alman basınında da aynı yorum var…
Deutsche Welle, “İstanbul'da konuştuğunuz insanların büyük bir bölümü, başkent Ankara'da da olduğu gibi, ülkenin Erdoğan yanlıları ve karşıtları olarak bölündüğünü açıkça gösteriyor. Gözlemcilerin hemfikir olduğu tek konu ise Kürt partisi HDP'nin siyasette dengeleyici bir faktör olacağı” yorumunu getiriyor.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a bu kadar saldırması boşuna değil.
Türkiye, çook uzun yıllardan beri ilk kez karizmatik, genç, dinamik, sağlam, güçlü, sözünün eri, yalan söylemeyen, kıvırtmayan, aklından ne geçiyorsa sözlere onu döken bir lider görüyor karşısında.
HDP’ye oy vermeyeceğini söyleyen bir dostumuzun, “Selahattin Demirtaş’ı çok beğeniyorum, aslında Türkiye’nin aradığı bir lider. HDP’yi de beğeniyorum, Türkiye’de gerçek anlamda, dürüst siyaset yapan tek parti de o” itirafında olduğu gibi, bazı çekinceler nedeniyle oy vermeyecek olanlar bile Selahattin Demirtaş’ın ve HDP’nin hakkını teslim ediyor.
Nitekim Washington Post Gazetesi de; laiklik, insan hakları, ifade özgürlüğü gibi konulara yönelik kaygılara vurgu yapıldığı haberinde Erdoğan’ın başkanlık hedefine dikkat çekerken HDP’nin “karizmatik genç lideri” olarak nitelendiği Selahattin Demirtaş’ın Erdoğan’ın böyle bir adım atmasını engellemeye söz verdiği anlatılıyor.
***
Türkiye’de seçimi yerinde izlemek üzere kıdemli bir dış politika muhabiri görevlendiren Washington Post gazetesi, Diyarbakır kaynaklı haberinde “Türkiye’nin Kürtleri, kendilerini görülmemiş bir güç eşiğinde buluyor” diyor.
“Erdoğan’a en büyük engel?” sorusuna “Kürtler” yanıtını veren gazete, HDP’nin barajı aşmasının taşıdığı önemi anlattıktan sonra, “Son yüzyılın çoğunda Kürtlerin sık sık ayrımcılıkla” karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Şimdi ise onların en popüler partisi, başkentte kilit bir oyuncu olmaya hazırlanıyor” diyor yorumunda.
***
Aslında AKP’den çok Cumhurbaşkanı Erdoğan korkuttu insanları.
Ülkenin yüzde 50’si bana oy verdi diye, diğer yüzde 50’yi öyle dışlayıp, ötekileştirdi ki, özellikle son zamanlarda toplumda çok büyük rahatsızlık oluştu.
Türkiye; 7 Haziran seçimlerinde AKP’ye alternatif yeni bir iktidar ihtimali olmadığı için, “AKP’ye karşı en iyi mücadeleyi verecek, AKP’yi durduracak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın antidemokratik çılgınlıklarını frenleyecek bir güç” arayışına girdi.
Bu gücü de yalnızca HDP’de buldu.
***
Demokrasi için, barış için, bir arada kardeşçe, dışlamadan, ötekileştirmeden eşit haklara sahip olarak yaşamak için…
Türkiye’nin yüzünü Batı’ya çevirecek, çağdaş ve demokratik, hukuk devleti ilkelerinin geçerli olacağı bir Türkiye için de HDP’nin çok güçlü bir şekilde Türkiye’nin siyasi yaşamındaki yerini alması gerekiyor.
Ben Deutsche Welle’nin “Bu seçimlerde belki de ilk kez birçok Türk'ün umudu Kürt partisinde” yorumuna şunu eklemek istiyorum: “Biz Türkiye toplumu olarak, demokrasiye Kürtler’in peşine takılarak ulaşacağız.”