Egoyu besliyorsan
Hindistan’da halkın binlerce Tanrısı vardır. Ölüm tanrısı, savaş tanrısı, bereket tanrısı, şifa tanrısı, Vişnu, Krişna, Brahma gibi tanrılar… İnanç her toplumun sahip olduğu bir olgudur. Bütün dinler halkın yardımları ile ayakta durur.
Zengin bir adam, Nathdwara tapınağının koruyucu tanrısı olan Shree Nathji’ye 10 bin altın sunmuş. Fakat altınları tanrı heykelinin önüne koymadan önce bir bir saymaya başlamış. Son derece enerjik bir şekilde altınları şangır şungur sayıyormuş. Altınların bu sesini duyanlar kalabalık bir topluluk oluşturmuşlar. Ama zengin adam altınları sayarken daha fazla ses çıkarıyormuş. Kalabalık artınca zenginin keyfi de artıyormuş. Altınları saymayı bitirdiğinde gözlerinde bir gururla orada toplanan insanlara bakarken o tapınağın rahibi ona şunları söylemiş. “Kardeşim bu altınları al git. Tanrı Shree Nathji böyle bir adağı kabul etmez.” Zengin adam şaşkın şaşkın “Neden kabul etmez efendim” diye sormuş. “Sevgi gösterilebilir mi? Dindarlık başkalarına gösterilecek bir şey midir? Doğrusunu istersen senin kalbinde yaptıklarını gösterme, duyurma arzusu yatıyor. Böylesi bir arzu da minnettar olmaktan acizdir. Böylesi bir arzu hiçbir şeyin ucunu serbest bırakmaz. Böylesi bir arzunun sevme özelliği yoktur” demiş rahip.
Dinler ister batıl olsun, ister hak… Bütün dinlerin amacı ahlaklı insan yetiştirmektir. Dindarlık, varoluşla bütünleşme çabasıdır. Gerçek dindarlığı yakalayabilirseniz çok mutlu bir hayat yaşayabilirsiniz.
Ama egonuza, benliğinize yenik düşerseniz bu seferde bir canavar ortaya çıkar. Herkesin içinde hemen mikrofonu kapıp “Kur’an okuyayım, beni beğensinler” diyorsanız bu ses egonuzun sesidir.
Ticaretle uğraşıyorsanız, mal alıp verirken yeminler havada uçuşuyorsa, dindar ve dürüst olduğunuzu sürekli tekrar ediyorsanız bu egonuzun sesidir.
Cübbeniz sırtınızda, bir de sakal bıraktınız. “Vay be ne harika müslümanım, bana da çok yakıştı ha, herkes müslüman görsün” diyorsanız sadece nefsinizi, enaniyetinizi besliyorsunuzdur.
Adam camii yaptırmış. Kapısına kocaman harflerle adını yazdırıyor. Okul yaptırmış aile boyu isimleri yazılmış. Bunların hepsi egoyu besleyen şeylerdir.
Bütün inançlar bu tür yardımları kötü niyetli olarak adlandırıyor. Birisi inancını yüksek sesle dillendiriyorsa o sahtekardır.
Herkesin ortasında dini vurgular yapıyorsa dolandırıcıdır.
Mevkisi, makamı, şöhreti ne olursa olsun o altınların sesini size duyurmaya çalışıyordur.
Başına bir metrekare bez örten kızımız sadece kendini cennete layık görüyor.
Elbisesini değiştiren, dini kisve giyen tam dindar diğerleri üvey evlat… Allah sizin kalbinize bakıyor, niyetinize bakıyor, diyor bütün dinler. Altınların sesini duyurmaya çalışıyorsanız sahtekarsınız.
Bırakın başkalarını. Siz sadece kendinize bakın. Unutmayın hayatta iki tür insan vardır. İyi insan kötü insan. Bunun ötesinde diller, ırklar, bölgeler, kavimler bir anlam ifade etmiyor. Başkalarının sizin egonuzu beslemesi sadece sizin narsistik kabarma yamanıza yol açar.
Narsistik kabarma da sizi insan olmaktan alır canavara dönüştürür.