Kendine yeten 7 ülke
Bu dünyada yaşayan milyarlarca insan, çeşitli ülkelerde doğmuşlar, büyümüşler, yaşamlarını doğdukları yerde sürdürmüşler. Kimileri ise bir yerde doğmuş, ancak yaşamları içinde başka ülkelere göç etmişlerdir. Hatta aynı ülkede doğduğu şehirde kalmayıp, başka şehre göç edenlerde bulunmakta.
Kimileri doğdukları yerdeki okullar kifayetsiz kaldığından, başka şehirlerde öğrenim görmeye giderler. Tahsil dönemleri bitince, orada evlenip yerleşirler. Bu da bir nevi iç göç olarak nitelendirilebilir. Her göç neticesi bazı konular açıkta kalmakta. Bilhassa üretim toplumu olmayı terk edip, tüketim toplumu haline gelindiğinde, toplumda bazı değerler kaybolmaya yüz tutar.
Çocukluğumda hatırlarım kanımca coğrafya dersinde Ömer hoca ‘biz dünyada kendi kendine yeten 7 ülkenin içindeyiz‘ diye söylerdi. Buna inanırdık.
Hatta iş hayatıma başladığım senelerde ihracat için bakliyat ve sebze konularında bir müddet çalışmıştım. Gaziantep ilimizin mercimek ambarı olduğunu o tarihte öğrenmiştim. Dünya mercimek fiyatını günlük olarak buradan alır teklif verirdik. Sebze ihracatı içinde Adana ve Antalya dan fiyat alırdık. Bir seferinde pırasa isteği olmuştu. Antalya’dan aldığımız kilolarca pırasayı karton kutularla Danimarka’ya sevk ettiğimizde çok keyif almıştık. Ancak paketlemeyi iyi bilmediğimizden, ıslanan kutulardan etrafa saçılan pırasaları Kopenhag havaalanından toplamaya mecbur kalmıştık. Son 30-40 senede çok merhale geçirdik. Senelerce önce cebinde 100 mark parası olduğundan bir işçi arkadaşımız 10 gün hapis bile yatmıştı.
Büyük kentlerimize peynir ve türevleri ta Kars’tan gelirdi. Küçük ve büyük baş hayvanlar bile bu yöreden büyük şehirlere gelirdi. Bir çok konularda olduğu gibi ülkemde değişiklikler olumlu yönde gelişmesini beklerken, son 15 sene içinde her konunun olumsuz yönde gelişmeye başlamasını korkarak izlemekteyiz.
Ülkede özelleştirme adı altında bir çok değerleri, özel sektör adı altında, yabancıların eline teslim ettik. İşsizler ordusu bu el değiştirmede şişmeye başladı. Burada bahsettiğimiz işsizlik kayıtlı işsizlik. Bir de kayıt dışı işsizlik var ki onu ne siz sorun ne ben anlatayım.
Şeker fabrikaları gibi her duran varlığımızı satarak ülkeyi varlıksız hale getirdik. Kala kala bir askeri Tank ve Palet fabrikamız vardı. Vardı diyorum, çünkü onu da bir şekilde elden çıkardık. Belki bir Jumbo Jet hediyesi karşılığı olabilir. Halk bu konuda isyan etmekte ancak yerel yönetim seçimleri telaşı ortaya dökülünce, konu soğumaya başladı diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.