Ekonomi, Suriyeliller, işsizlik!

PİAR Araştırma'nın 26 ilde yaptığı ankete göre yurttaşların yüzde 62.5’i parlamenter sisteme geri dönülmesi gerektiğini düşünüyor. Araştırmaya göre, bugün seçim olsa AKP, kararsızlar dağıtıldığında oyların yüzde 36.7’ini alabiliyor. Katılımcıların yüzde 53.9’u merkez sağda yeni bir parti kurulmasını isterken, en başarısız bakan olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak görülüyor.

PİAR’ın aboneleriyle paylaştığı araştırma 6-11 Temmuz tarihleri arasında yüz yüze mülakat yöntemiyle yapılırken, çalışmaya Türkiye genelini temsil eden 26 ilden 2460 kişi katıldı. Hata payı (+/-) yüzde 2.4 olarak belirlendi.

‘Türkiye’nin en önemli probleminin ne olduğu’ sorusuna yüzde 26.4 ile ‘Ekonomi’ cevabı verilirken, ‘Suriyeliler’ yüzde 18 ile ikinci. ‘İşsizlik’ yüzde 15.6 ile üçüncü. ‘Terör’ ise geçmiş yıllara göre düşüş yaşayarak yüzde 7.7 ile altıncı sırada yer aldı.

En büyük sorun e-ko-no-mi!

Öyle tahmin ediyorum ki sonbahar aylarında erken seçim daha güçlü telaffuz edilecektir. Bu sene olmasa bile seçimlerin zamanında yapılmayacağı artık biliniyor!

Yaklaşan AK Parti Gaziantep İl Kongresinden önce aklımdakileri söyleyebilmek için PİAR arketini yazımın başına aldım.

Yeni bir oluşuma doğru gidiyoruz. Artık Gaziantep’te yalnız Reis’e güvenerek seçim kazanma devri bitti. Bundan sonra ağrlık şehir-i eminlerine, bu şehrin sahiplerine geçecektir!

Gaziantep’teki seçimlerin kaderini belediye başkanları belirleyecektir. Onların çalışmaları, başarıları artı veya eksi puanlar getirecektir.

Bu nedenlerle İl Kongresi de fevkalade önem taşıyor. Enerjik, iddialı, inanmış yeni yüzler…

Milletevekili adayları da böyle olmalı. Artık 8 milletvekili bir hayal! Ama eskilerle meydana çıkılırsa, korkunç sürprizlerle karşılaşabilir AK Parti!

Şehrin eminleri artık zihinlerindeki isimleri kesinleştirmelidir.

Bir not: AK Parti’nin İYİ Parti’nin içini boşaltacağı, böylelikle gayri resmi koalisyon ortağı MHP’nin önünü açağı dedikodusu yapılıyor. Sağlıksız bir uydurmaca!

Otobüsler çıra gibi yanıyor,

üretici Temsa’dan çıt yok!

Geçtiğimiz günlerde Balıkesir'de meydana gelen korkunç kazada 5 kişi öldü, 15 kişi de yaralandı. Ve yaralılar arasında da ne yazık ki durumu kritik olanlar bulunmakta…

Bir arkadaşım bana gönderdiği mesaja böyle başlamış, şöyle sürdürmüş:

Uzun yıllar Mercedes-Benz'in otobüs departmanında çalışmış biri olarak, bu çok etkilendiğim olay hakkında birkaç şey yazma ihtiyacı hissettim. Gerçi yanan otobüs Mercedes değil, Temsa!  Ama fark etmez, genel olarak hemen hemen hepsi aynı yapıda...

Özellikle belirtmek istediğim şey, markası ne olursa olsun bu yolcu otobüslerinin tamamının tüm camları ve tavan havalandırmaları, birer 'Acil Çıkış' tır. Sadece camın önündeki koltuğa sırt üstü yatıp, iki ayağınızın tabanı ile kuvvetli bir şekilde vurmanız, camın dışarı düşmesini ve sizin tahliyeniz için geniş bir kapı oluşmasını sağlayacaktır. Buna otobüsteki tüm camlar dahildir.

Nitekim bu feci kazada da insanlar, panik halinde kapılara yöneldikleri için sıkışma ve neticesinde de yoğun dumandan zehirlenerek, ani ölümler oluşmuştur.

Otobüslerde markasına ve tipine göre 5.000 ile 10.000 metre civarında kablo bulunmaktadır ve otobüs yangınlarının neredeyse tamamının çıkış nedenini bu kabloların neden olduğu yangınlar oluşturmaktadır.

Türkiyede' yılda 500 ile 1.000 adet otobüs yangını meydana gelmektedir. Ama otobüs firmaları ile fabrikalar, bunların basına yansımasına engel olmaktadırlar..

Tekrar söylüyorum, "Otobüslerdeki her bir cam, birer acil çıkış kapısıdır. Hatırınızda bulunsun.”

Bir başka arkadaşım da şu ilginç bilgiyi gönderdi:

LHSF low hydrogen smoke free kablo kullanıyor bütün dünya. Ayrıca otobüsün bütün iç dekorasyon ve koltuklarının yanmaz veya geç alev alan plastik malzemelerden yapılması şart.  İnsan hayatı bedava. Bilirkişiler ya cahil, ya da satılmış olabiliyor. Otobüsler çıra gibi yanıyor!

Demek ki bu işin çözümü varmış. Düşük hidrojen dumansız kablo kullanıldığında otobüs çıra gibi yanmıyormuş! Ayrıca otobüslerde özel iç dekorasyon malzemeleri kullanılması gerekiyormuş.

Bunu koskoca Temsa bilmez olur mu?  Biliyorsa neden böyle otobüs imal ediyor? Ucuz olsun diye mi? Yoksa otobüsler yansın, yenileri satılsın diye mi?