Sağlık Hepimiz İçin!
“Emek Bizim Sağlık Hepimizin”
Zihnimizi şöyle bir kurcaladığımızda veya zihinsel tembelliğimizden vazgeçtiğimizde birçok alandaki kötü gidişatlara sağlıklı çözümler geliştirme kabiliyetine sahip olduğumuzu görebiliriz. Sorgulamak, anlamaya çalışmak, hissetmeyi tercih etmek ve yeryüzünde süren her sorunun bir gün bizi de yaralayacağını kavramaya çalışmalıyız. Çevremizde, doğamızda, çalışma alanımızda ve evrende açığa çıkan her türlü olumsuz gidişat mutlaka bizi de bir gün önüne katıp acıtıcı şekilde hırpalayacaktır.
Bazı sorunlar vardır göz göre göre, inceden hissettire hissettire gelir yüzüne çarpar ya; ama çoğumuz suratımızı çeviririz bu gerçeğe. Belki de kendimizce takındığımız bu duyarsızlık kaprislerimizin şamarı bir gün bize pahalıya mal olacaktır. İşte sağlık sisteminde uzun süredir sinyal veren kriz yeni boyutlarıyla derinleşirken biz çaresizce gizlenmekteyiz. Yıllardır pansuman tedbirlerle veya geçici söylemlerle sorunların görünürlüğü engellense de sağlık alanındaki olumsuz gidişatın girdabı bizi içine çekince iş işten geçmiş olacaktır.
Sağlık emekçilerinin çok yoğun talepleri ve uyarılarının ciddiye alınmadığını verilen tepkilerden kolaylıkla seziyoruz. Gerek TTB, gerek sağlık ve sosyal hizmetler alanındaki sendikaların ve odaların taleplerinin karşılanmaması sağlık çalışanlarında büyük düş kırıklığı yaratmış durumda. İnsanca sağlık koşulları, herkes için güvenli sağlık hizmetleri, sağlık çalışanlarının ekonomik özlük sorunlarının çözüme kavuşturulması talebi çözüm beklemekte ve bunlar en net bilinen evrensel haklardır.
TTB’ye göre sağlık sistemindeki kriz; hastalık üzerine kurgulanmış sağlık sisteminin yarattığı hasta enflasyonu, yoğun ve karşılıksız emek, yoksulluk sınırının altındaki gelirler, liyakatsiz atamalar, sağlıkta şiddet ve tüm bunlara bağlı olarak hekimlerdeki tükenme gibi sorunlarla daha da derinleşmektedir.
TTB verilerinden anlıyoruz ki: Sağlık alanında bilimin esas alındığı çözümlerin gittikçe terk edilmesi, anabilim dallarının taleplerinin karşılanmaması, bu alandaki akademik görüşlerin katılımının yeterince sağlanmaması ile üniversite hastanelerinde çalışan hekimleri zorda bırakmakta. Sağlık sistemi ölçeğinde oyalamacı taktikler hekimleri ya yıllarca çalıştıkları kamu hastanelerinden ya da memleketlerinden vazgeçmeye zorlamaktadır.
“Tükeniyoruz” diye başlattıkları, yaşamak ve yaşatmak isteğini etkili şekilde her tarafa yayma peşinde olan sağlık emekçileri, “Emek Bizim Söz Bizim, Sağlık Hepimizin” diye tüm topluma yaptıkları çağrılarla, sağlık çalışanlarının hakları ve ‘halk sağlığı lehine’ dönüşüm için kararlı bir sürecin dinamik sesi olmaktalar.
Pandemi boyunca sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdüren tüm sağlık emekçileri alkışlanırken; bugün ise aynı sağlık emekçilerinin mali, özlük ve demokratik hakları; halkımızın daha nitelikli sağlık hizmet alması için süren mücadeleleri pas geçilmemeli.
İnsanca yaşanacak bir ücret, her türlü çalışma koşulun düzeltilmesi ve topluma sağlıklı bir gelecek hakkı sadece sağlık çalışanlarının değil hepimizin talebidir. Bu talepler çerçevesinde kolektif ve bütüncül bir dayanışma sağlıklı bir topluma giden yapı taşlarını örecektir.
Ayrıca tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin verildiği kurumlardaki istifaların, ciddi bir hekim yetiştirme sorunu yaratacağı belirtilmekte. Sadece ilgili bölümlerin sağlık hizmeti aksamakla kalmayacak, halk sağlığı bu durumdan doğrudan olumsuz etkilenecek, hasta ve hasta yakınlarının mağduriyeti çoğalacaktır.
Uzun süredir vatandaşlar kamu hastanelerinden randevu alamamakta veya çok uzak tarihli randevularla sağlık hizmetleri tıkanmış durumda. Bu yoksulluk, hayat pahalılığı ve işsizlik krizinde parasız, nitelikli sağlık hizmeti hakkımız fiili olarak ortadan kalkmış durumda, özel hastanelere hepimiz mahkûm olmaktayız.
Nitelikli ve kamusal sağlık hizmetleri anayasal haktır. Sağlık hizmetleri sermayenin kâr hırsına teslim edilmemeli. Tüm yurttaşlara nitelikli sağlık hakkı sunulmalı; gerçeklikten uzak öneriler ile sorunlar geçiştirilmemeli “Emek bizim Sağlık Hepimizin” sloganı ile emek, hak, adalet eşitlik talep eden sağlık emekçilerinin yaşam, çalışma ve ekonomik sorunları çözülmeden nitelikli, kamusal ve güvenli sağlık hizmetlerinden yararlanamayacağımız bilinmelidir.
Yararlanılan Kaynaklar:
TTB veri ve yayınları
SES(Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) yayınları