Sevginin zıddı korkudur…
Korkunun zıddı ise sevgi… Korkunun zıddı nedir diye yüz kişiye sorun, büyük kısmı cesaret diyecektir. Bu doğrudur fakat sevgi cesareti de kapsar…
Bir şeyler sizi korkutuyorsa buraya odaklanın. Göreceksiniz ki eksik olan cesaretiniz değil sevginizdir. Sevgiyle döner devran.
Duaitede her güzel şeyin arka planına bakın, orada sevgiyi mutlaka görürsünüz. Ve sonra korktuğunuz ne varsa arka planına tekrar bakın, orada bir yerlerde sevgi eksikliğini bulursunuz.
Bu ekonomik krizde neyin sevgisi abla dediğinizi duyar gibiyim.. :)) tam da bu nedenle yazmak istedim bunları kardeş…
Sevgi, bereketin de kaynağıdır çünkü. Enerjisel olarak yani 5d boyutta özsevgi eksikliği yaşayan bir bireyin istediği kadar çok gelir kaynağı olsun bereketli olamayacaktır. Kendinize ve çevrenizdeki insanlara bir de bu açıdan tekrar bakın. Görebildiniz mi?…
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, özsevgi eksikliği paçalardan akıyor. Bunun doğal sonucu olarak ekonomik zayıflıklardan yakamızı kurtaramıyoruz. Bu durumun pek çok diğer sebebinin yanında temelde, özsevgi eksikliğimiz ve korkularımızın da olduğununun altını çizmek istedim bugün.
Korku konusunu biraz daha açmak istiyorum. Korku hakikatte sadece bir yanılsamadır. Bazı gerçeklerin 3d boyutta açığa çıkması ve iyileştirilebilmesi için dualitenin kullandığı bir araç aslında.
İnsan için korku kaçınılmazdır ve gereklidir de. Ancak dengesiz boyuta ulaştığında zarar vermeye başlar. Farkındalıkta olmak hiçbir şeyden korkmamak değildir. Korkularının seni esarete sürüklemesine izin vermemektir sadece. İşsiz kalmaktan korkup sevmediği bir işi yapmak durumunda kalmak gibi ya da yalnız kalmaktan korkup sevmediği bir partner ya da arkadaş ile ilişkisini kesememek gibi ya da onaylanmamaktan korkup sesini haklı da olsa çıkaramamak gibi. Tüm bunlarla dolu değil mi güzel ülkem?… Hatta belki de dünyanın gerçeği bunlar. Ve böyle oldukça yani korku egemen oldukça hiçbir düzelme de olmayacaktır. Çünkü tüm bu korkular, en basitinden en komplikesine insan ruhunda blokajlar oluşturur. Yani tıkanıklıklar… Sonra mı ne olur?.. Sonra 3d boyutunda türlü türlü hastalıklar, yaralanmalar, çaresizlikler, maddi kayıplar, zorluklar, engeller gibi şekillerde açığa çıkar. Tüm bu olumsuzlukların arka planında korkular vardır. Maalesef…
Adam o kadar özgüvensiz ki karısının kendisini bir gün terkedebileceğinden korkuyor ve bu korkuyla ikinci hatta 3. sevgiliyi yapıyor yedekliyor diyelim. Hadi arasında bulsun ondan sonra bereketi… çünkü orada bir hak ihlali var. Somut gerçeklikte kaçınılmaz olarak maddi kayıplar yaşayacaktır. Kadınların bildiği ve duruma razı olduğu durumlar da olabilir. Ekonomik özgürlüğü olan bir kadının böyle bir duruma razı olması da düşük bir ihtimal tabi. Sırf bu nedenle bile kız çocuklarının elinin ekmek tutması çok değerli. Kendi haklarını savunabilmeleri, özsevgi özsaygı ve özdeğerlerini koruyabilmeleri için. Aksi halde böyle bir duruma maruz kaldıklarında hasta olabilirler…
Sistemin kendi kuralları var arkadaşlar… Bilene de bilmeyene de işler. Yapacak bir şey yok. İnsan istediği tilkiliği yapsın istediği kadar kendini akıllı sansın fark etmez. Manevi değerlerini koruyamayan maddi değerlerini de koruyamaz.
Çevrenizde istisnalar varsa bu sizi yanıltmasın. İlla ki sistem hakkını alır er ya da geç. Yedi göbek atalarınızın yapıp ettiklerinden yedi nesil torunlarınıza etkiniz vardır. Yapılan iyilikler de maalesef kötülükler de miras gibi aktarılır 5d boyutta. Bu sebeple reddi miras yapan evliyalar vardır hatta tarihte. Bir kuruş almadan yoluna devam etmeyi seçenler. Sırf bu sebepten ötürü.
Ya da diyelim bir adamın kişisel yetenekleri var ve potansiyelini korkularından dolayı kullanamıyor. Asgari ücretle bir işe girmiş kendince günü kurtarıyor. Sistem buna da izin vermeyecektir. Kendini ordan çıkarabilmesi için 3d boyutta sebepler ortaya çıkacaktır. Ya işten çıkarılacaktır ya işyeri kapanacaktır gibi gibi. Sözün kısası sistem korkuları desteklemez arkadaşlar. Bir yerden patlatır yani.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini açıkladığı piramidin en tepesinde kendini gerçekleştirmek vardır. Kendini gerçekleştirebilenler korkmayanlar değil, korkularına rağmen özsevgide kalmayı başaranlardır. Bir de şu var, özsevgi bencillikle karıştırılmamalı. Tam tersi bencillik de korkunun çocuğudur. Kıtlık bilinci ile kendine saklar her şeyi bencil. Özsevgideki birey ise kendi hakkını koruduğu gibi diğerlerine de haksızlık etmez. Ezilmelerine izin vermez. Yapıcı ve korumacı bir enerjidedir.
Çok hassas konular bunlar. İnsanların gerçekleri. Elbette biliyorum ki bir köşe yazısı okumakla yazmakla ekonomi düzelmeyecektir. Ancak durum böyle diye de sessiz kalmanın ya da olana bitene seyirci kalmanın kimseye faydası olmuyor.
Korkunun bir yanılsama olduğunu, bizi doğru yönde harekete geçmekte engellediğini ve başarılarımızı ertelediğini, başaranların risk almaktan korkmayanlar olduğunu hem kendime hem size hatırlatmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Başaranlar azınlık, çoğunluğa uymayın arkadaşlar… Kendinizi gerçekleştirin.. Kendiniz olun… Her şeyimle ben biriciğim… Siz de…
Mutlu bayramlar…
Sevgiler, selamlar…