Akyaka’dan Olimpos’a, Aşkla Mavi ve Yeşil Yollar (1)

YAYINLAMA: 15 Ağustos 2022 / 14.51 | GÜNCELLEME: 15 Ağustos 2022 / 14.51

Adrasan.

Adrasan

Adrasan

İnsanın doğumla ölüm arasındaki yaşamının bir bölümü yollarda, yolculuklarda geçiyor. Kimimiz seyahat etmeyi çok seviyor, en ufak bir fırsatta yola çıkmaya bahane arıyor. Kimimizde evin kapısından dışarı çıkmamak için bahane üstüne bahane yaratıyor. Etrafımızda olan biteni anlama, seyretmeye ve anlamlandırmaya çalışıyoruz. Yol güzel ve yola çıktığınız insan uyumlu ise yolculuğunuzda güzel oluyor, tersi olursa da sıkıcı oluyor. Benim gibi amatör gezginler için gidilecek yol güzergahı her zaman önemli, yolun manzarası güzel, coğrafyanın tarihi zengin ve kültürü çeşitlilik taşımalıdır. Her yolcunun/gezginin (her yolcu gezgin değil ama her gezgin aynı zamanda bir yolcudur) beğenileri, beklentileri veya tercihleri farklı oluyor ve bu zaman içinde gelişiyor, çeşitleniyor ya da zenginleşiyor. Bu anlamda yolunuz ve yoldaşınız önemli oluyor.

Akyaka

Akyaka

İletişimin ve ulaşımın gelişmesiyle birlikte insanlar arasında olduğu gibi yolcular/gezginler arasında etkileşimler gelişiyor, beğeniler ortaklaşıyor ve yollar birleşiyor. Bütün bunlar yolu çeşitlendiriyor ve yolları uzatıyor. Her yola çıkışın heyecanı yolcuyu/gezgini  sarıp sarmaladığı gibi uykusuz sabahlara uyanması ve gidilecek rotaların öğrenilmesi için durup dinlenmeden okumalara neden oluyor. Yolun sonunda yorgun argın eve dönüşün mutluluğu ve kapıdan içeri girdikten sonra geride kalan keyifli anların sarhoşluğu yaşanmaya başlıyor.  Eve dönüşün üzerinde taşıdığı yorgunluk ve şarhoşluk bittikten sonra yeni yolların arayışı başlıyor. Yola çıkmak aşk gibi güzelliği içinde taşıyor. Aşkın bir yolculuk olduğunu unutmadan yolculuğunda aşk olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Aşk ve yol/yolculuk yaşamın bütünüdür. İnsan ne öğrenirse aşktan ve yoldan öğreniyor.  Bir insanı sevmek gibi yolculuğu ve yolları sevmek gerekiyor. Karşı cinsin bedeninde kaybolmak gibi yollarda kaybolmayı, kendini unutmak lazım.

Dalyan

Dalyan

Bu gezimdeki yolculuğum deniz, dağ, tarih olarak bütününü içinde taşıyor. Geçen aylarda Van Gölü’ne yaptığım gezi bildiğimizi sandığım coğrafyanın tarihi, doğası ve gölüyle içinde birçok güzelliği içinde sunmuştu bana. Tıpkı Van Gölü gibi “Akyaka’dan Olimpos’a, Aşkla Mavi ve Yeşil Yollar” da denizi maviliği, dağların yeşilliği ve coğrafyanın geçmişten günümüze gelen tarihi zenginliğini gözlerimi renklendirdi, aklımı zenginleştirdi ve bedenimi dinlendirdi; hele de yanında mutlu olduğun kadında varsa, gözüm arkada kalmadan ölebilirdim yollarda. Aşk ve yolculuk insanı güzelleştiriyor, ben hep buna inandım.

Demre Likya Uygarlıklar Müzesi

Demre Likya Uygarlıklar Müzesi

Demre Noel Baba

Demre Noel Baba

-Akyaka’dan Olimpos’a öyle bir yol ki hakkını vererek gezmek için günler, haftalar yeter mi bilmiyorum? Kent merkezlerinin dışında deniz, doğa ve yüzyıllar önce yaşamış atalarımızdan kalan tarihi yapıların görkemli güzellikleri bu güzergahın özelliği olsa gerekir. Yol boyunca olağanüstü güzelliklerin içinde kaybolacağının yolun uzunluğu 320 kilometredir. Bu yolun başlangıcındaki Akyaka’nın kuzeyinde ve 900 metre yüksekliğinde bulunan Sakartepe Seyir Terası’nda Akyaka ve Gökova Körfezi’nin muhteşem panoramik manzarasını görün. Akyaka’yı gezin. Akyaka’nın kaderi Nail Çakırhan’nın buraya dokunmasıyla bölgenin kaderi değişmiştir. Mimarlık eğitimi olmamasına karşın, 1983 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü alan Nail Çakırhan geleneksel mimariyi dikkate alarak yaptığı ev bölgeye özgü evlerin temelini oluşturmuştur. 1983 yılında alınan bir kararla burada yapılacak evler Nail Çakırhan’ın belirlediği mimari özelliklere uygun yapılmaya başlanmıştır. Genellik 2 katlı inşa edilen bu evler, taş ve ahşap malzemelerin kullanılmasıyla beraber çiçekli bahçeleri ve bölgeye özgü Muğla bacalarla güzel bir tabloyu andırmaktadır. Mavi ve yeşilin iç içe olduğu sokakları, geleneksel mimarinin egemen olduğu ve içinde büyük bir derenin (bölgedeki adı Azmak) geçtiği Akyaka oldukça popüler bir tatil beldesidir. Akyaka “Cittislow Ağı”na üye olmuş olarak “Sakin Şehir” ünvanı almıştır.

Fethiye

Fethiye

-Akyaka’dan çıktıktan sonra yol ikiye ayrılıyor. Sağdaki yol Marmaris ve Datça’ya gidiyor. Bizim yolculuğumuz Köyceğiz üzerinden devam edecek. Akyaka’dan çıktıktan 40 kilometre sonra Köyceğiz’deyiz.  Köyceğiz, adını aldığı Köyceğiz Gölü’nün kuzeyinde kurulu. Efsaneye göre adı; Köyceğiz Gölü’nün bulunduğu alanı, ovayı su basmış. Bu felaketi görmeye gelenler: “Bütün şehir batmış, kıyıda bir Köyceğiz kalmış” sözünden gelmiş. Denizle bağlantısını 12 kilometre uzunluğunda bir kanalla göl, su sporlarının uygun bir uygun bir merkez olma özelliğini taşımaktadır. Göl kenarında bulunan yürüyüş alanı, doğal güzellikleri ve narenciye bahçeleri içinde, keşfedilmeyi bekleyen sakin bir yerleşim yeridir. Gölün güzelliği bu sakin ilçeyi cazip hale getiriyor.  

Gelidonya Feneri

Gelidonya Feneri

-Köyceğiz’den sonra varış noktamız Yuvarkçay oluyor. Köyceğiz-Fethiye yolunda karşımıza çıkan tabelayı takip ettikten sonra Yuvarlakçay’a ulaşılıyor. Köyceğiz- Yuvarlakçay 14 kilometre. Yuvarlakçay, bölgesindeki (Dalyan Ovası’nın kuzeyi) suları bünyesinde toplayarak Köyceğiz Gölü’ne ulaştırıyor. Bölgenin cennet köşelerinde bir olarak kabul ediliyor. Özellikle yaz aylarının sıcaklığını bünyesinde taşıdığı buz gibi suların üzerinde bulunan tahta çardaklarda dinlenerek yok ediyor. Çayın üzerinde birbirinden güzel pek çok dinlenme tesisi misafirlerine hizmet veriyor. Yuvarlakçay, bölgenin en popüler alanlarının başında yerini alıyor. Doğanın güzelliklerine ulaşmak için biraz çaba sarf edip, yolun dışına çıkmak gerekiyor. Sürecek

Göcek

Göcek

Kaputaş Plajı

Kaputaş Plajı

Kaş Çarşı

Kaş

Kayaköy Fethiye

Kayaköy Fethiye

Akyaka’dan Olimpos’a, Aşkla Mavi ve Yeşil Yollar (1)