GAP KEYFİ ÜZERİNE.....

YAYINLAMA: 11 Ocak 2023 / 20.47 | GÜNCELLEME: 11 Ocak 2023 / 20.47

Anadolu topraklarındaki muhteşem arkeolojik zenginliğin bilincinde olan yabancı kültür turistlerinin yanında GAP Bölgemiz, yaşadığı coğrafyanın ve toprakların sırrına ermek, kültürel mirasının değerini öğrenmek isteyenlerin de akınına uğruyor…

Konuklarımız, tarihin esrarengiz çağlarına açılan, insanlığın ve uygarlığın geçirdiği tüm aşamaların şahidi olan bu topraklarda geçirdikleri günler boyunca bazen azgın sularıyla akan kutsal nehir Fırat’ın yanında tüm azametiyle dünyaya meydan okuyan Rumkale’de, bazen Harran’ın sıcaktan çatlayan kırmızı toprağının kana kana su içtiği Atatürk Barajı’nda, taşa can veren ellerin diyarı Zeugma’da, ezber bozan gizemli Göbeklitepe’de, suların altında yitip giden Hasankeyf’te “GAP KEYFİ” adlı turumuzun tadını çıkarıyor. Torunlarına anlatacakları en ilginç anıları yaşıyorlar, en farklı kültürleri bir arada görmenin şaşkınlığıyla bitiveren bu kısacık gezinin keyfine doyamıyorlar.

Biz de bu muhteşem coğrafyada yabancı turistleri gezdirirken hissettiğimiz gururu kendi vatandaşlarımızla da paylaşıyor ve çok mutlu oluyoruz...

Bölgemiz; konuklarımıza değeri bilinmemişliğin verdiği mağrur ve naif bir edayla kollarına alıyor, sarıyor, sarmalıyor ve büyülüyor. Kavimler kapısının anahtarı olan ve Anadolu mozaiğinin en renkli ve karmaşık bölgesi olan bu bölgemizdeki otantik hava konuklarımızı gerçekten büyülüyor. Konuklarımız, her ayrıntı üzerinde günlerce çalışıldığı  ilk bakışta belli olan bu gezi programımızın mükemmel eğitilmiş bir turizm kadrosunun bilinçli ellerinde şekillendiğini fark ederek, bununla ilgili övgülerini içtenlikle dile getiriyorlar.

Turlarımız, sabahları daha önce kayıt sırasında doldurdukları formda aldığımız bilgiler doğrultusunda, konuklarımıza sürekli okudukları gazeteleri dağıtarak başlıyor. Kafeinli, kafeinsiz kahveden, meyve çaylarına kadar zengin çeşitte soğuk sıcak, alkollü, alkolsüz içeceklerin yol boyunca kesintisiz sunulduğu turlarımızda, bölgemizin en meşhur çerezi fıstık da sürekli baş köşede... Gidilen kentlerin en meşhur yemekleriyle hazırlanan zengin sultan sofraları, yemek, kahve seremonileri, kına gecesi, sıra gecesi törenleri ile renklendirilen gecelerinin bitmesini istemeyen konuklar, çeşitli yerlerde aldıkları sürpriz armağanlar karşısında da şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar...

Gün doğumunda kızaran antik Mezopotamya ovasında cam kadehte ikram edilen şampanya, ya da devasa heykellerin huzurundan izin istermişçesine ayrılan gün batımında ikram edilen Martell kanyak, bu turlarda hoş  tepkiler aldığımız hizmetlerimizden... Tüm bu güzel övgülerden bence daha önemlisi bu geziler sayesinde Anadolu insanı kucaklaşıyor.. Anadolu’nun muhteşem kültürü, zengin mozaiği, doğduğunuz toprakları bir kez daha sevmenize sebep oluyor. Yan yana aynı coğrafyada yaşayan kürtler, süryaniler, müslümanlar, alevileri görünce “Ülkem ne büyük!” diyorsunuz, hepsinin Ankara’dan idare edilmeye çalışılmasına şaşırıp kalıyorsunuz. Tanıdıkça seviyor, gurur duyuyorsunuz...İnsanların gülen gözlerindeki sevgi, nasırlı ellerindeki beceri bölgeye konuk olanları hayretler içinde bırakıyor...Uzaktan “Orda bir köy var uzakta,” mantığıyla baktığınız yörelere “gitmesek te görmesek te o köy bizim köyümüzdür” dememek lazım geldiğini biraz da kendinize itiraf ediyorsunuz.” Gitmek lazım, görmek lazım” diye mırıldanıyorsunuz ister istemez...

İpek Yolu’nun, dinler ve mezhepler coğrafyasının en zorlu parkuru olan bu bölge yıllarca çeşitli sebeplerle hep göz ardı edildi. Ancak artık çok iyi tanıtım, nitelikli kuruluşlar, Zeugma, Göbeklitepe, Mardin, Nemrut gibi dünya harikası değerlere artan ilgi sebebiyle çok popüler oldu. Entelektüel kesimlerin bölgeye duydukları ilgi halka halka genişleyerek, uluslararası boyutlara taştı.

Yüzyıllardır, hatta bin yıllardır sessizce insanlığı izleyen Bilge Güneydoğu’nun anlatmak istediklerine ve sahip olduğu zengin etnografyaya hayran kalan konuklar, tarihin son kalıntıları tek tek yok olurken, görme şansını yakaladıkları  Güneydoğumuz’la gurur duyuyorlar. Her birinin ayrı bir büyülü öyküsü olan Güneydoğu illerinde, Türkiye’nin sadece batı ve güneyden oluşmadığını fark ediyorlar ve her biri gönüllü birer turizm elçisi oluyorlar...

Tüm aydınları ve ülkesini seven insanları, bu zor ama mutlaka üstlenilmesi gereken göreve çağırmak istiyorum. Gelin Anadolu insanının kucaklaşmasına ön ayak olun. Böylelikle bir Japon’dan, bir Kanadalı’dan daha önce bölgeyi tanıyın, daha içtenlikle sevginizi ve gururunuzu paylaşın... Biliyorsunuz acı paylaştıkça küçülür, sevgi paylaştıkça büyür...

ayşenur resım

GAP KEYFİ ÜZERİNE.....