ORTAK ÇALIŞAMAMAK

YAYINLAMA: 12 Nisan 2023 / 16.51 | GÜNCELLEME: 12 Nisan 2023 / 16.51

Babam Op. Dr. Rauf Yılmazer’in kütüphanesinde, Sabah Gazetesi’ndeki yazılarını karıştırırken, “Ortak Çalışamamak “ konulu yazısına denk geldim. Bundan tam 48 yıl önce, 7 Ocak 1975 günü köşesinde yazdığı yazıda babam, kişilerin toplumsal başarılar için birleşme konusunda ne kadar obez egolu olduklarını, çok zarif bir biçimde anlatmış. Bu konunun iş insanlarımızdan, milletvekillerimize kadar nasıl değişmediğini, başarıyı tekelleştirmek konusunda insanların ne kadar bencil olduklarını anlatmış. Okurken gördüm ki o konuda, 48 yılda bir arpa boyu bile mesafe alamamışız. Bugünü anlatıyor sanki… Hatta ego seviyesi bugünlerde “morbid obez“ boyutuna gelmiş. İnsanların ciddi bir bölümü kendilerini övme, yaptıkları minicik bir iyilik ya da fedakarlığı büyütme, hatta kendilerine bir fayda sağlamıyorsa, mümkünse bu iyilikler için parmağını kıpırdatmama ruh halindeler.

Oysa, özellikle milletvekili adaylarının seçildiği bugünlerde, Türkiye İşçi Partisi’nin, Can Atalay’ı hapisten çıkarabilmek için Barış Atay’ın yaptığı muhteşem hareket hepimizi ne kadar mutlu etti. Barış Atay, arkadaşı seçilsin diye Antakya’da birinci sıra olan kendi yerini arkadaşına bıraktı ve biz onu ayakta alkışladık.

Toplum adına ortak çalışmak bunu gerektirir işte. Sözü fazla uzatmadan sizi babamın yazısıyla baş başa bırakayım:

                      

 ORTAK ÇALIŞAMAMAK

                                                             7 Ocak 1975, Sabah                                                                                                                       

                                                             Op. Dr. Rauf YILMAZER

Gaziantep’te kafası işleyen, çalışkan pek çok iş adamı var. Gazianteplinin yaratma gücü mevcut.

Tek tek düşünecek olursak ele aldığımız kişilerin hemen hepsinin başarı, yaratma ve çalışkanlık bakımından hayranlık uyandıracak yeteneklere sahip olduklarını görürüz. Fakat ortaklaşa çalışma söz konusu olunca bu başarıyı bulmak çok güçleşmektedir (Gaziantep savunmasındaki kader ve güç birliğinin sağladığı dünya çapındaki başarıyı bu hesaba katmıyorum.)

Kurulan ortaklıkların ömürleri kısa olmakta, ortaklıktan umulan atılım ve güç birliği sağlanamamaktadır. Ortaklığı teşkil eden şahıslar gerekli ahengi ve fedakârlığı devam ettirememektedirler. Kısa bir süre sonra kişi üstünlüğü yarışı ortaya çıkmakta ve benlik iddiasıyla canım kuruluşun randımanı düşmekte ve ortaklık sona ermektedir.

Ortaklığın üstünlüğü olan güçlerin birleştirilmesinden yararlanmak gerekir.

Kamu yararına çalışmayı amaç edinen politikacılarımız da ortak çalışma hevesi görülememektedir.

Milletvekillerimiz tek tek çaba göstermenin ve bunların gazeteler de yayınlanmasının tutkusu içindedirler.

Gaziantep’i ilgilendiren kentsel konularda parti ayırımı gözetmeden bütün Gaziantep Milletvekillerinin kafa ve güç ortaklığı yapmalarını gönül ne kadar istiyor. Oysa değil bütün partilerin milletvekilleri aynı partiden olan milletvekilleri bile bir araya gelip sorunlarının üzerine birlikte gidememektedirler.

Partilerin ilçe örgütü ayrı, il örgütü ayrı belediye ve özel idare örgütleri ayrı baş çekmekte ve her kuruluş kendi çalışmasının alkışlanmasını isteyecek buluş ve çalışma peşinden koşmaktadır.

Milletvekillerinin kendi aralarında olduğu kadar seçim bölgelerindeki parti örgütleri ile de bağlantı kurarak ortak çalışma düzeyine girdikleri an başarıları bir kat daha artacaktır. Kentsel ana davaların çözümlenmesinde güç birliği şarttır.

Atalarımız “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” deyimini boşuna söylememişlerdir.

Kişiliğimizin üstün olduğu düşüncesinden fedakârlık yaparak, ortak çalışma alışkanlığı elde etmenin yollarını aramalıyız.

Gerek özel konularda gerekse toplumla ilgi konularda maddi ve manevi güç birliği yapabilirsek, hem yorgunluğumuz azalacak hem de başarımız sonsuz olacaktır…

annem ve babam

ORTAK ÇALIŞAMAMAK