Semerkant

Bir zamanlar İpek Yolu’nun incisi olan bu kadim şehir, şimdi gökyüzüne yükselen turkuaz kubbeleri, mistik pazarları ve sessizce akan tarihiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

Semerkant, sadece gezilecek bir şehir değil; bir zaman yolculuğu. Her sokağı, her yapısı, her lokması başka bir çağdan izler taşıyor. Eğer Orta Asya’nın kalbine inmek istiyorsanız, Semerkant sizi sadece gözlerinizle değil, kalbinizle de gezdirir. 31 müze ve 64 türbe bulunan şehir, 2001 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilmiştir.

Semerkant’ta Gezilecek Yerler

Registan Meydanı

Semerkant’ın tartışmasız en güzel yeri ve kalbi Registan Meydanı’dır. Medreselerin sırt sırta verdiği bu devasa meydan, yüzyıllar boyunca sadece bilim ve sanatın değil; halkın ve ruhun da buluşma noktası olmuştur.

Bibi Hanım Camii ve Mozolesi

Timur’un eşi Bibi Hanım için inşa ettirdiği bu camii, zarafeti ve süslemeleriyle güzel bir görünüme sahiptir. Hemen yanında yer alan mozole ise, sadelik gösteriyor.

Siyob Pazarı

Bu pazar, Semerkant halkının gerçek yüzünü görebileceğiniz en samimi yerlerden biri. Baharatlar, taze meyveler, kurutulmuş kayısılar ve el işi ürünlerle dopdolu. Tadına bakmadan geçmeyin!

Hızır Camii ve İslam Kerimov Mezarı

Şehrin yüksek bir tepesinde konumlanan Hızır Camii, mimarisiyle etkileyici bir görünüme sahiptir. Özbekistan’ın ilk devlet başkanı İslam Kerimov’un sade mezarı da burada yer alıyor.

Afrasiyab Müzesi

Moğollar tarafından 13. Yüzyılın başlarında yıkılan antik kentte bulunan bir müzedir.  Semerkant’ı tanımak için ilk durak, Afrasiyab Müzesi olmalıdır. Antik duvar freskleri, çanak çömlekler ve o döneme ait yaşam izlerini ortaya seriyor.

Uluğ Bey Rasathanesi

1421 yılında Uluğ Bey tarafından yaptırılan 3 katlı bir gözlem evidir. Rasathanede dönemin ünlü bilim adamlarından Ali Kuşçu gibi çağdaşlarıyla birlikte çalışmış, 15. yüzyılda yapılan bu yapı, bilim tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

Şah-i Zinde Kompleksi

Burası yalnızca bir türbe alanı değil, adeta göğe açılmış duaların taşlaşmış halidir. Mavi seramik işlemeler, gölgeli sokaklar ve huzur... Bölgedeki en yoğun inşaat Timur döneminde gerçekleşmiştir.

Sadriddin Ajni Ev Müzesi

27 Nisan 1878-15 Temmuz 1954 tarihleri arasında yaşamış ve Özbek edebiyatının öncülerinden Sadriddin Aynı’nın doğup büyüdüğü ev, bugün edebiyatseverler için vazgeçilmez bir yer. El yazmaları, eski daktilolar ve yazara ait kişisel eşyalar bu küçük müzede sergileniyor.

Gur-i Emir Türbesi

Timur’un anıt mezarı olan Gur-i Emir, dev kubbesi ve altın işlemeleriyle hayranlık uyandırıyor. Ancak türbenin içi, dış cephesinden çok daha etkileyici. Burada yalnızca Timur değil, bir çağın anısı yatıyor.

Emirhan Restaurant

Günün sonunda yorulan adımlarınızı lezzetle ödüllendirin. Emirhan Restoran hem otantik atmosferiyle hem de Özbek mutfağının en özel örnekleri olan pilav, mantı, samsa ve yanında taze demli çay ile sizi karşılayacaktır.