Yeter ki taraflar kararlı olsun

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Tutanakları kim sızdırdı?

MİT mi, BDP’liler mi?

Tutanakların sızdırılması sürecin hayrına mı oldu, yoksa aleyhine mi?

Paris’te üç kadının öldürülmesi mi, yoksa tutanakların sızdırılması mı süreci daha çok sabote etti?

Efendim Öcalan’ın sorunun çözümü için ortaya koyduğu güçlü irade mi önemli yoksa tutanaklarda ne söylediği mi?

                                                               ***

Hani, sürecin nasıl işlediğinden kamuoyunun haberi olmalıydı?

E oldu işte. Öğrendik, iyi de oldu.

Benim anlamadığım, konuşmalara gösterilen tepkiler.

Ne yani?

Bu kadar sıkıntılı, sancılı, kanlı bir sorunun görüşmeleri,,

“Abdullah Bey nasılsınız?”

“Vallahi iyiyim, siz nasılsınız?”

“Biz de iyiyiz, çok şükür! Ee sizler daha daha nasılsınız” diye mi geçiyor sanıyordunuz?

                                                                ***

Tutanakların açıklanması konusunu arkadaşıma sordum, “Ne var bunda? Açıklansa ne olacak, açıklanmasa ne olacak? Başbakan tutanakları yazan gazeteye neden kızıyor anlamadım” dedi.

Kürt arkadaşıma sürecin sabote edilebileceği kaygımı söyledim. “Yok canım birşey olmaz. Hem biz Öcalan’dan daha fazla beklenti içindeydik. Bu konuşmaları bazılarımızı tatmin bile etmedi” diye konuştu.

                                                               ***

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İmralı tutanaklarının açıklanmasıyla ilgili Başbakan’dan açıklama beklediklerini söylemiş.

Bu ülkeyi adam gibi yönetiyorsan, devlet adamı kimliği ile yöneteceksen, senin yanıtını bekliyoruz. Çık milletin önüne ve konuş” diyor.

Erdoğan konuşuyor: “Çözüm sürecini erteleyemeyiz.” Devam ediyor:

''Felaket tellalları, savaş baronları, karamsarlar, kötümserler, oy avcıları boşuna çırpınıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu ülkenin, bu milletin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyecekler. Türkiye'nin ayağındaki bu prangayı söküp atacak, geleceğe çok daha farklı şekilde yürümeye devam edeceğiz. Annelerin ağladığı bir ülke hiçbir şekilde bayındır bir ülke olmaz, olamaz.

Hani CHP, sorunu çözmesi için hükümete “kredi” açmıştı, ne oldu?

Süreci sabote etmek için tutanakların üzerine bu balıklama atlama niye?

Kredi pek kısa vadeli oldu!

                                                             ***    

Başbakan Erdoğan’ın dünkü açıklamalarına baktım, kararlılıkla sürecin devam edeceğini söylüyor.

Süreç boyunca her türlü riski aldıklarını söylerken, “Buradan eğer bir çıkış olacaksa biz bu çıkış yolunu şu anda deniyoruz, deneriz ve bundan da yılmayız ve birilerine rağmen de bunu ertelemeyiz'' diyor.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, “Bu tutanakların yayınlanmış olması, hepsi beklenen, muhtemel, bu yola çıkınca karşı karşıya geleceğimizi beklediğimiz olaylardır. Hiçbirimiz şaşırmadık, Allah beterinden saklasın. Ama böyle bir olay karşısında, geri dönecek noktada değiliz" sözleriyle, endişelerin yersiz olduğunu vurguladı.

Duyarlı insanların tamamı, tutanakların süreci sabote edemeyeceği kanısında olduklarını söylüyorlar.

Tutanakların açıklanmış olmasıyla, kamuoyunun da sürece dahil olduğu ifade ediliyor.

Sonuçta, konuşulan herşeyin hepimizin hoşuna gidip, mest etmesi de beklenmiyor zaten.

                                                           ***

Bakın, Öcalan’ın mesajı üzerine PKK elindeki 10 kamu görevlisini önümüzdeki günlerde bırakacak. Geçenlerde tutsaklardan birinin anne-babası konuşuyordu bir haber kanalında.

Baba, “Bir yıldan gözümüze uyku girmiyordu. Bırakılabileceklerini öğrenince bu gece ilk kez uyuduk” diyordu.

Birazcık insaf ve vicdan sahibi insanların bu seslere kulak verip, bu acıların dinmesi ve bir daha yaşanmaması için sürece köstek olmayı bırakıp, destek vermesi lazım. Zaten çoğunluk da bu desteği veriyor.

Yeter ki taraflar kararlılığını sürdürsün…  

 

 

 

 

 

 

Yeter ki taraflar kararlı olsun