Yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıyla başlayan akciğer kanseri, daha ileri aşamalarda çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara (karaciğer, kemik, beyin, vb) yayılarak hasara yol açıyor.
Sigaranın başlıca faktörlerden biri olduğu akciğer kanseri, kansere bağlı ölümlerde ilk sıralarda yer alıyor. Oysa erken evrede yakalandığında hastalığın tedavi şansı yükseliyor.
Son olarak sigara, alkol ve uyuşturucu maddelere karşı farkındalık oluşturmak için her yıl Mart ayının ilk haftası Yeşilay Haftası olarak kutlandığını belirten Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, önemli uyarılarda bulundu.
Yeşilay denince şüphesiz akla ilk gelenin sigara ile mücadele olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kutlu, “Yüzyılımızın vebası sigara akciğer kanserleri başta olmak üzere birçok kanser çeşidiyle yakından ilişkilidir. Sigara karşıtı kampanyaların kanser rakamları üzerine olumlu yansıması ancak 20 yıl sonra olacaktır” diye konuştu.
Sputnik Türkiye'de yer alan habere göre; dünyada yılda 5 milyon, Türkiye'de ise 100 bin kişinin sigaraya bağlı hastalıklar sebebiyle öldüğü söyleyen Prof. Dr. Kutlu, 'yüzyılımızın vebası' olan sigaranın akciğer kanserleri başta olmak üzere birçok kanser çeşidiyle yakından ilişkili olduğunu vurguladı.
Akciğer kanserlerinin, en sık görülen ve önlenebilir bir kanser tipi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kutlu, “Akciğer kanseri Türkiye'de görülme sıklığı açısından erkeklerde birinci sıradayken kadınlarda üçüncü sırayı almakta ve görülme sıklığı artmaya devam etmektedir. Yoğun sigara kullanıcılarında akciğer kanseri riski neredeyse 40 kat artmaktadır. Ömür boyu sigarayı bırakamayan yoğun içicilerin ortalama yüzde 25'i akciğer kanserine yakalanmaktadır” şeklinde konuştu.
Genel olarak tanı anında hastaların büyük bölümünün hastalığa cerrahi şansı olmayan ileri evrede yakalandığını, tanısal alanda yaşanan olumlu gelişmelerin hastalığın tedavisinde istenilen oranda elde edilemediğini ifade eden diyen Prof. Dr. Kutlu şu bilgileri paylaştı:
“Özellikle gelişmiş ülkelerde etkili sigara karşıtı kampanyalar sonucunda akciğer kanseri sıklığında düşüş gözlenirken, az gelişmiş ülkelerde ise sigara kullanım alışkanlığındaki artışa paralel olarak akciğer kanseri artış trendi devam etmektedir. 1970'lerde dünya sigara tüketiminin yüzde 40 gelişmekte olan ülkelerde olurken bu oran şimdi yüzde 70'leri aşmıştır. Maalesef ülkemiz, dünya ortalamasının üzerinde bir akciğer kanseri oranına sahiptir.”
Akciğer kanseri dışında sigaranın KOAH açısından da en önemli risk faktörü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kutlu, “Düzenli sigara içenlerin yaklaşık yüzde 20'si KOAH'a yakalanırken hayat boyu içicilerin yaklaşık yarısı KOAH olur. Ülkemizde tahminen 3 ile 5 milyon arasında KOAH hastası olup yılda 50 bin kişiyi bu hastalık nedeniyle kaybetmekteyiz. Sigaraya bağlı hastalıklar sağlık harcamalarında ciddi paya sahiptir” ifadelerini kullandı.
Sigaranın aynı zamanda kalp damar sağlığıyla da yakından ilişki olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kutlu, şunları söyledi:
"Sigaranın bırakılması ile kardiyovasküler risk, yaşlı hastalarda bile hızla düşmeye başlar. 2000'li yılların başında ülkemiz dünya sigara pazarının en hızlı büyüdüğü ikinci ülke iken kullanım kısıtlamaları ve reklam yasakları ile bir nebzede olsa frene basılmıştır. Önemli bir iç ortam kirleticisi olan sigara dumanına maruz kalma; çocukların akciğer fonksiyonunun bozulmasına ve astım, sinüzit, üst solunum yolları enfeksiyonları gibi hastalıklara yakalanmasına yol açıyor.
Sigara karşıtı kampanyaların kanser rakamları üzerine olumlu yansıması ancak 20 yıl sonra olacaktır. Her türlü kanser mücadelesinde sigara, alkol, obezite ile mücadele sağlıklı beslenme ve erken tanı yaklaşımları büyük öneme sahiptir. Akciğer kanserinde ise en önemli tedbir sigara kullanımının ve pasif içiciliğin önüne geçmektir."
RSS