Gaziantep'te 1970 senesinden bu yana çakmak tamirciliği yapmakta olan Hamdi Sapan, günde ortalama 150 mililitre çakmak gazı doldurduğunu söyledi. Bu oran 44 yıllık ortalamaya vurulduğunda 2 bin 400 litreye, ayrıca metreküp hesabıyla da 24.09 metreküp çakmak gazına tekabül ediyor.
Mütevazi küçük el arabasında çakmak tamiri, çakmak gazı doldurma işi ve ayakkabı boyacılığı yapmakta olan Hamdi Sapan, 1970 yılında mesleğe başladığını belirterek, “70'li yıllarda başladım ben çakmak tamirciliğine. Büyük Pasaj'ın yeni açıldığı sıralara denk geliyor. O zamanlarda çakmak bu kadar çok değildi. Belirli marka çakmaklar vardı zaten. O zamanlarda çakmaklar çok kıymetliydi. İnsanlar çakmaklarını tamir ettirip tekrar kullanırlardı. Şimdi çakmak çok ve aynı zamanda ucuz. İnsanlar alıp kullanıyor ve kullandıktan sonra kaldırıp atıyor. O zamanlarda parça yoktu. Çakmak pek yoktu. Türkiye'de yoksulluk vardı. Şimdiki gibi değildi. Kibrit daha çok vardı o yıllarda” ifadelerini kullandı.
1970 yıllarda ‘muhtar çakmağı’ denilen çakmakların revaçta olduğunu aktaran Sapan, “Muhtar çakmağı denilen çakmaklar vardı. İnsanlar onu kullanırlardı. Şimdilerde o çakmaklar lüks oldu tekrar. Eskiden çakmaklar kıymetliydi. Marka çakmaklar vardı. Fakat şimdi hiçbir popülerliği kalmadı bunların” dedi.
Sapan, 1970’li yıllardan bu yana biriktirdiği bazı çakmakların antika değeri taşıyacak kadar eski olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Evimde oluşturduğum çakmak koleksiyonunda 70-80 senelik çakmaklar var. Onlar antika oldu artık.”
Meslekte başına gelen ilginç anıları anlatan Sapan, çakmak tamiri yaparken yüzünün ve kirpiklerinin yandığını söyledi. 44 yıllık çakmak tamircisi Hamdi Sapan, “Gaz doldurduğumuz esnada yüzümüzün ve kirpiklerimizin yandığı oldu. Makina vardı o yıllarda; çakmakları tamirde kullandığımız. 'Ateş yakma' diye uyarı yazısı yazdığımız halde biz gaz bastığımız esnada müşteri çakmağını yakardı. Yüzümüzün yandığı çok oldu. Tamir ettiğimiz yer de alev alırdı bazen. Kirpiklerim ve kaşlarımın yandığı çok oldu. Müşterinin çakmağını tamir ettiğimiz yerde kırıldığı, onun yerine yeni çakmak alıp verdiğimiz zamanlarda oldu” diye konuştu.İHA
Mütevazi küçük el arabasında çakmak tamiri, çakmak gazı doldurma işi ve ayakkabı boyacılığı yapmakta olan Hamdi Sapan, 1970 yılında mesleğe başladığını belirterek, “70'li yıllarda başladım ben çakmak tamirciliğine. Büyük Pasaj'ın yeni açıldığı sıralara denk geliyor. O zamanlarda çakmak bu kadar çok değildi. Belirli marka çakmaklar vardı zaten. O zamanlarda çakmaklar çok kıymetliydi. İnsanlar çakmaklarını tamir ettirip tekrar kullanırlardı. Şimdi çakmak çok ve aynı zamanda ucuz. İnsanlar alıp kullanıyor ve kullandıktan sonra kaldırıp atıyor. O zamanlarda parça yoktu. Çakmak pek yoktu. Türkiye'de yoksulluk vardı. Şimdiki gibi değildi. Kibrit daha çok vardı o yıllarda” ifadelerini kullandı.
1970 yıllarda ‘muhtar çakmağı’ denilen çakmakların revaçta olduğunu aktaran Sapan, “Muhtar çakmağı denilen çakmaklar vardı. İnsanlar onu kullanırlardı. Şimdilerde o çakmaklar lüks oldu tekrar. Eskiden çakmaklar kıymetliydi. Marka çakmaklar vardı. Fakat şimdi hiçbir popülerliği kalmadı bunların” dedi.
Sapan, 1970’li yıllardan bu yana biriktirdiği bazı çakmakların antika değeri taşıyacak kadar eski olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Evimde oluşturduğum çakmak koleksiyonunda 70-80 senelik çakmaklar var. Onlar antika oldu artık.”
Meslekte başına gelen ilginç anıları anlatan Sapan, çakmak tamiri yaparken yüzünün ve kirpiklerinin yandığını söyledi. 44 yıllık çakmak tamircisi Hamdi Sapan, “Gaz doldurduğumuz esnada yüzümüzün ve kirpiklerimizin yandığı oldu. Makina vardı o yıllarda; çakmakları tamirde kullandığımız. 'Ateş yakma' diye uyarı yazısı yazdığımız halde biz gaz bastığımız esnada müşteri çakmağını yakardı. Yüzümüzün yandığı çok oldu. Tamir ettiğimiz yer de alev alırdı bazen. Kirpiklerim ve kaşlarımın yandığı çok oldu. Müşterinin çakmağını tamir ettiğimiz yerde kırıldığı, onun yerine yeni çakmak alıp verdiğimiz zamanlarda oldu” diye konuştu.İHA
RSS