İnsan kaynaklı felaketlerin önüne geçilmesi gerekiyor

Özbadem, “Orman köylülerine yangın önleyiciler ve yangın sırasında yapılması gerekenler hakkında eğitimler, bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Arazi koşullarına göre orman içi ulaşım ağı sağlanmalıdır. Küçük bir kıvılcım geri dönülmez sonuçlara yol açabilir. Ağaçlandırma alanlarında bitki türleri bölgenin iklim toprak ve coğrafi durumu göz önüne alınarak seçilmelidir. Her bölgenin arazi şartlarına uygun acil yangın söndürme planları ve ekipmanları olmalıdır. Riskli yerlere rutin ekipman destekleri verilmeli” dedi.

Yangının ekosistem üzerinde birçok etkisi olduğu yadsınamaz

Yangının tüm ekosistemi etkilediğini söyleyen Özbadem, “Mal ve can kaybına sebebiyet veren yangının ekosistem üzerinde birçok etkisi olduğu yadsınamaz. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler dışında yangın gerçekleşen bölgelerde bulunan su kaynakları da değişime uğramaktadır. Bir bölgenin yanması sırasında ve sonrasında, su kaynaklarına olumsuz etkisi yıllarca devam edebilmektedir. Büyük bir orman yangınından sonra oluşan yağmur ve şiddetli rüzgâr, yanma sonucunda oluşan külleri ve diğer kirleticileri su rezervlerine taşır, suyun kalitesini ve rengini etkileyebilir” uyarısında bulundu.

Yıllar boyunca dünyanın sıcaklık, jeolojik gibi değişimlere uğrayan dinamik bir sistem olduğunu hatırlatan Özbadem, “Yani kendine ait bir dinamiğe sahiptir. Bu dinamiğe insanoğlununda olumlu ve olumsuz katkıları olduğu aşikardır. Gerek Dünya’nın dinamiğinde yer alan olayların gerçekleşmesi, gerek insanoğlunun etkisi ile geçmişten günümüze doğal afetler yaşanmıştır ve yaşanmaya devam etmektedir. Orman yangınları bu felaketlerin en önemlilerinden biri” ifadesini kullandı.

Yaz aylarında sıcaklığın normalin üstüne çıkması, ateşli piknik atıklarının söndürülmeden bırakılması ve ihmal gibi durumlar yangınlara sebebiyet verdiğinin altını çizen Özbadem, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri ve NASA verilerine göre yıllara göre sıcaklık artışları grafiklerde verilmişler. Yangınlarla birlikte birçok kötü senaryo olmasına rağmen, orman yangınlarının uzun süredir görülen doğal döngünün bir parçası olduğunun da unutmamak gerekiyor. Biyolojik çeşitlilik için endişe duymakla birlikte, geçmişte yaşanılan tüm olaylar bugünümüzü oluşturuyor. Bu doğal yangınlar sonucunda, bu ortamlarda gelişen türlerin birçoğuna bugün sahibiz” açıklamasını yaptı.

Peyzaj Mimarları Odası Gaziantep İl Temsilcisi Ersin Özbadem, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bazı türler için ise bu bir gereklilik gelecekte oluşacak ormanları filizlendirmek ve ortaya çıkmasını sağlamak için gerçekten de ateşe ihtiyaç duyan ağaç türleri bulunmaktadır. Örneğin, okaliptüs ağacının bir türünde, tohumlar reçineyle kaplanmıştır. Bu tohumların açığa çıkması için reçinenin erimesi, bunun için de ateş gereklidir. Yavaş büyüyen öncü ağaçlar ortaya çıkacak ve yeniden orman oluşturma yolunda ilerlemeye başlayacak.” Hüseyin Karataş