Aronya meyvesi yüzyıllar boyunca Kızılderililer tarafından kullanılmıştır. Anavatanı Kuzey Amerika olan aronya meyvesini güçlü etkisi nedeniyle sık sık yemeklerinde kullanan Kızılderililer, kışın zorlu şartlarında hastalıklara karşı dirençli kalmak ve bağışıklıklarını korumak için bu meyveden yararlanmışlardır. Aronya meyvesi 1900’lü yıllardan sonra Kuzey Amerika’dan Avrupa ve Rusya’ya uzanarak, buralarda da yetiştirilmeye başlanmıştır. Son 15-20 yılda yapılan bilimsel araştırmalarla birlikte, aronya meyvesinin müthiş içeriği keşfedilmiş ve sağlığa olan katkıları sayesinde bilinirliği artmaya başlamıştır.
Ülkemizde ise ilk olarak 2014 yılında Yalova ve Kırklareli’de küçük bahçeler kurulmuştur. Ticari yetiştiricilik için 2017 yılında ilk büyük aronya bahçeleri Kırklareli’de ve Manisa’da kurulmuştur. Bu iki ilin dışında başta Yalova olarak üzere Antalya, Bursa, İstanbul, Çanakkale, Samsun gibi çok sayıda ilde bahçeler kurulmaya başlamıştır. 2018 ve 2019 yılından itibaren Aronya yetiştirilen il sayısı hızla artıyor. 2021 yılında "Yalova Aronyası" adı ile Türk Patent ve Marka Kurumu'nca coğrafi işaretle tescillenmiştir…
Antioksidan kaynağı: Genellikle üzümsü meyveler doğal antioksidanlar bakımından zengin oluyor. Aronya da böyle. Bu nedenle hücrelerinizi serbest radikallerin neden olduğu hasarlardan korumaya destek sağlayabilir.
Antikanser etkileri olabilir: Tarım Bakanlığı'nın aronya rehberinde şu bilgi paylaşılıyor: "Aronyanın insan sağlığı üzerine etkisi konusunda yapılan çalışmalar sonucunda, meyvelerinin antioksidan kapasitesi diğer üzümsü meyvelere göre en yüksek değere sahip olduğu ortaya konmuştur. Bu meyve türünün düzenli tüketimi ile kardiyovasküler hastalıklar, sindirim sistemi hastalıkları ve bazı kanser hastalıklarına karşı koruma sağladığı tespit edilmiştir.
Kalp sağlığına fayda sağlayabilir: Tarım Bakanlığı rehberine göre aronya mevyeleri iyi kolesterol seviyesini artırmakta, kalp hastalığı ve diğer kardiyovasküler problemlere karşı destek sağlayabilmektedir.
Metobalizmayı güçlendirmede etkili: Bakanlığa göre aronya kan basıncını kontrol etmede, sağlıklı kan şekeri düzeyini korumada, bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı metabolizmayı güçlendirmede son derece etkilidir.
Bağışıklığa destek: Aronia meyveleri bağışıklık sistemi güçlendirebilir. Bir araştırma aronya bazı zararlı bakterilere karşı güçlü antibakteriyel aktivite sergilediğini bulmuş.
Küçük ve siyaha yakın mor üzüme bezeren aronya meyvelerini taze tüketebileceğiz gibi, meyve suyunu, tozunu, reçelini de damak tadınıza göre tüketebilirsiniz. Kendine has güzel bir aroması olan aronyanın kalorisi düşüktür. Taze Yalova Aronya’sı ağustos ayında başlayan hasatla birlikte Eylül sonuna kadar dalından toplanarak satışa sunulur. Eylül- Mart ayları arasında ise standartlara uygun soğuk hava deposunda saklanarak yılın 7-8 ayı tüketilebilir.