Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndaki üçüncü toplantısından da sonuç çıkmayıp, komisyonun 28 Aralık'ta yeniden toplanacağı belirtilirken, DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası Bölge Başkanı Nihat Bencan, "Asgari ücret belirlenirken bir kişinin değil, dört kişinin baz alınması gerekli. Biz öteden beri asgari ücretin bir kişinin gıda masraflarının baz alınarak hesaplanmasına karşıyız" dedi.
Bir aileden dört kişinin iş bulması beklenemez
Asgari ücretin bir kişi için belirlendiğini, oysa dört kişilik bir ailenin dört ferdinin birden çalışmasının mümkün olmayacağını belirten Bencan, "Biz geçmiş yıllardan beri asgari ücretin bir kişi için baz alınmaması çalışanın kendisiyle birlikte dört kişiyi geçindirmesi gerektiğini belirtiyoruz. Ancak asgari ücret belirlenirken, halen bir kişinin yaşam standardı baz alınıyor. Düşünün bir ailede baba, eş ve iki çocuk var. Bu çocukların da çalışmasını bekleyebilir miyiz? Hadi çocukları bırakalım eşlerin ikisi de çalışsın. Milyonlarca işsizin bulunduğu bir ülkede, bir aileden tüm bireylerin iş bulması beklenebilir mi?" diye konuştu.
DİE’nin geçim standardı açıklamaları baz alınmalı
Asgari ücret belirlenirken, çalışanın hayatı boyunca hiç satın almadığı ve alamayacağı ürünlerin baz alındığını, oysa ölçünün mutfak masrafları olması gerektiğini ifade eden Bencan, "Asgari ücretlinin en büyük sorunu mutfak masrafları. Asgari ücreti karnını doyurmaktan aciz. Bir kilo etin 15 milyon lira olduğunu düşündüğünüzde, asgari ücretlinin nereden ne şekilde besleneceğinin hesabı yapılmalı. Biz asgari ücret şu olsun, bu olsun dan ziyade asgari ücretin belirlenmesinde DİE’nin açıkladığı gıda harcamaları, yoksulluk ve açlık sınırının ölçü alınmasını istiyoruz. Çalışan insan açlık sınırının üzerinde maaş almalı. Hal böyle olunca bu rakamın da en düşük memur maaşının üzerinde olduğu görülecektir” şeklinde açıklama yaptı.
Yazılanlarla yaşananlar farklı
İşsizliğin giderek arttığını, asgari ücrete çalışanı tatmin edecek bir ücretin verilmesinin ardından istihdamı artıracak tedbirler beklediklerini belirten Bencan şunları dedi: "Televizyonları izlediğimde ve gazeteleri okuduğumda ekonominin iyiye gittiği iddialarıyla karşılaşıyoruz. Oysa halkın yaşam standardı her geçen gün düşüyor. İktidarın ve ülkenin en önemli ikinci sorunu olan işsizliğin önlenmesi gerekirken Devlet İstatistik Enstitüsü'nün rakamları bile ciddiye alınmıyor. Sanki AKP, işsizliği ve ekonomik sorunları çözmüş gibi bir hava yaratılıyor. Oysa işsizliğin ve yoksulluğun arttığı asla bizim kendi söylemlerimiz değil, DİE’nin rakamlarıdır. Bir taraftan ekonominin düze çıktığı söylemleri yayılmaya çalışılıyor, diğer taraftan DİE işsizliğin arttığını somut rakamlarla ortaya koyuyor. Bunun hangisinin doğru olduğunu elbette halkımız biliyor" diye konuştu.
Yaşam standardınızla AB'ye yaklaşırsanız girme şansınız artar
AKP'nin, AB uyum yasaları sürecindeki çalışmaları ve gelinen sonucun ülke için bir sihirli değnekmiş gibi gösterdiğini, oysa kağıt üzerindeki çalışmalardan memnunluk duyulmasıyla yetinilmeyip halkın AB standardında yaşaması için zemin hazırlanmasının daha doğru olacağını söyleyen Bencan, "AB'ye girme isteği ve bu konuda yapılan çalışma isteği olumlu, ancak AB'ye girmenin bedeli, ülkede yaşanan ekonomik krizlerin de özverisi çalışandan bekleniyor. Biz bu tür bir politikaya baştan beri karşıyız. Çünkü bu ülkede yaklaşık 20 milyon çalışan insan var. Bunların hemen hepsi, değil AB standardında yaşamak, neredeyse üçüncü dünya ülkeleri düzeyinde yaşıyor. AB'ye girmek sadece istemekle olmaz. Milyonlarca insanın yaşam standardını AB standardına çıkarmak istediğinizde çalışmalar anlamlı karşılanır" dedi.
RSS