Bozgeyik, her dönem başının bir önceki yılın tekrarı olduğunu savunarak, “Beklentilerimiz önceki yıllardan farklı değil, eğitimde reform değil devrim gerekiyor” dedi.
Öğretmen yetiştirmeden eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine kadar bir çok alanda değişime ihtiyaç olduğunu belirten Bozgeyik, şöyle konuştu: “Bunların yanında sınıf mevcutlarından, eğitimin bilimsel, demokratik, laik yönünün geliştirilmesine, derslik, okul, öğretmen açıklarından eğitimin genel bütçe içindeki payına kadar eğitimin hemen hemen her alt konusunda yeniden yapılanmaya gereksinim var. Günümüzde eğitimi üvey evlat gibi gören, bilimsel ve teknolojik gelişmeyi önemsemeyen, okuryazarlık oranının düşüklüğünden rahatsız olmayan, okullaşma oranını yukarıya çekmek için kılını kıpırdatmayan bir zihniyet söz konusu. Son 15 yılda öğrenci sayısı iki kat artarken, bütçeden eğitime ayrılan payın %16’dan 6’ya gerilemesi, öğretim yılı ortalamasının 3.6 olduğu bir ülkede eğitimin önemsenmediğinin en iyi kanıtıdır.”
Türkiye’de şu anda 11.000 okulda ikili, 18.000 okulda ise birleştirilmiş sınıflarda eğitim verildiğini kaydeden Bozgeyik, “Rakamlar, yaklaşık 7 milyon öğrencinin olumsuz koşullarda eğitimini sürdürmeye çalıştığını göstermektedir. 13 milyon öğrencinin 914 bininin birleştirilmiş sınıflarda 6 milyonunun ikili eğitim gören okullarda okuduğu düşünülürse, durumun ne kadar içler acısı olduğu daha iyi anlaşılacaktır” diye konuştu.
Bu durumun eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Bozgeyik sözlerini şöyle tamamladı: “Alınan lokal tedbirlere karşın, öğretmen açığı ve nitelikli öğretmen sorunu her zaman gündemde olacaktır. Milli eğitim Bakanlığının verilerinde öğretmen açığı 71.000 olarak görülüyor. Bu yıl 20.000 öğretmen ataması yapılacak. Anlaşılıyor ki öğretmen açığı bu yılda devam edecek.”
RSS