Avrupa ülkelerinde bebek ölüm hızının binde 5’lerin altında, oysa ülkemizde halen binde 40’larda olduğunu belirten Tabip Odası Genel Sekreteri Bülent Since, bebek ölüm hızı konusunda bu oranla Türkiye’nin üçüncü dünya ülkeleriyle yarıştığını söyledi.
Sağlık ocaklarına yazar kasa kondu
“Yaşanan bu utanç tablosu yetmezmiş gibi 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez sağlık ocaklarına yazar kasa kondu” diyen Since, “Yazar kasa ne yazıyor biliyor musunuz? Para. Ama buralarda hastanın sağlık ocağına gelecek parası yok” dedi.
Since, “UNICEF’in raporlarına göre, Türkiye sağlıkta dünyanın en zayıf 20 ülkesi arasındadır. 10 üzerinden yapılan puanlamada 0.5 puan alan Türkiye, ancak Irak, Liberya ve Namibya'yı geçebilmiştir. Ülkemizde sağlığa ayrılan pay yüzde 2.4’tür. Dünya Sağlık Örgütü’nün ülkeler için öngördüğü asgari pay ise yüzde 10’dur. Kişi başına düşen sağlık harcaması Almanya’da 3 bin, Yunanistan’da 693, Portekiz’de 873 dolarken, ülkemizde 135 dolardır. 10 bin kişiye düşen yatak sayısı Almanya’da 87, Yunanistan’da 51 iken ülkemizde 25’tir. Daha da acısı Güneydoğu’da bu oran 8.7’dir” şeklinde açıklama yaptı.
Türkiye, sağlıkta dünyanın en zayıf ülkesinden biri
Sağlık sisteminin bozukluğundan ve kokuşmuşluğundan iktidarların değil, sağlık çalışanlarının ve hekimlerin sorumlu tutulduğunu belirten Since, “Birkaç ay önce beyaz önlükleri giyip kamuoyunun karşısına çıkmıştık. Var olan bu sağlıksız sağlık ortamında mutlu olmak bir yana hastalar gibi mağduru olduğumuzu anlatmıştık. Bu ülkede yaşayan her yurttaş için ücretsiz, nitelikli ve en önemlisi ulaşılabilir bir sağlık hizmeti istedik” diye konuştu.
Hastaların sorumluluğu doktorlara yüklenmemeli
Since, Hakkâri’de ölen hastaların sorumluluğunun doktorlara yüklenmesinin kabul edilemez olduğunu belirtirken, Adana, Batman, Siirt, Diyarbakır, Hatay, İçel, Mardin, Şırnak ve Şanlıurfa Tabip Odaları adına yaptığı ortak açıklamada, “Hakkâri’de ölen hastalardan dolayı doktorların suçladığını hatırlatarak, “Birileri bu ülkede yaşanan her olayı ucuz politika malzemesi olarak kullanılabiliyorsa, buna biz doktorlar olarak nasıl cevap verebiliriz? Bizim dilimiz, onlarınkinin aksine şifanın dilidir, barışın dilidir, sevginin dilidir” dedi.
O yüzden muhatabımız Türk halkıdır. Doktorlarımız büyük zorluklara karşın Güneydoğu Anadolu bölgesindeki illerde görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyor. Sağlıkla ilgili sorunlardan dolayı doktorların suçlanmasını kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Yoksulluk cehaletle birleşiyorsa, orada sağlıktan söz etmek mümkün müdür?
Since, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’la konuşan ve doktorlar için “bölücüler” diye yazı yazan Fatih Altaylı’nın toplum gerçeğine taraflı bir bakış açısıyla yaklaştığını ifade ederken, “Bölücüler, bilmez demeyin üzülmeyi, içimiz yandı. Hakkari'de yaşanan acı ölümlerle “Her ölüm erken ölümdür” diyor şair, ama sahiden Güneydoğu’da çok uzun yıllar erken ölümler yaşanmakta. Buralarda bir yaşına basmadan çoğu bebek hayata gözünü yummakta hem de ölümü önlenebilir hastalıklar nedeniyle. Bir yerde açlık ve yoksulluk cehaletle birleşiyorsa, orada sağlıktan söz etmek mümkün müdür?” dedi.
RSS