Türkiye ekonomisinde 2003 yılında kaydedilen olumlu gelişmelerden inşaat sektörünün bir fayda görmediğini savunan Uygur, “Ancak 2004 yılı için mutluyuz. Sektörün beklentilerine duyarsız kalınmamasını istiyoruz” dedi. Sektörün sorun ve çıkmazlarında duyarsız kalınmasının diğer pek çok sektörün ve çok büyük bir nüfusun mağduriyetine yol açacağını kaydeden Uygur, şöyle konuştu:
“Konut açığının her geçen yıl büyüdüğü Türkiye’de konut yatırımlarına ihtiyaç var. 2002 yılı bu açıdan bakıldığında sektörümüz için iyi bir yıl olmadı. Konutun bir yatırım aracı olarak düşünülmemesi nedeniyle çok ciddi bir talep daralmasıyla karşı karşıya kaldık. Umudumuzu kaybettik. Sektörde kullanılan girdilerin fiyatlarına yapılan anormal zamlar sektörde taş üstüne taş konulmasını olanaksız hale getirdi. Öyle ki kentler yarım kalmış inşaat görüntülerine boğuldu.”
Uygur, genel ekonomideki iyiye gidişin inşaat sektörüne yönelik önlem ve uygulamalarla desteklenmesini isteyerek, şunları anlattı:
“Hükümetin ekonomiyi canlandırmak için büyük ölçekli toplu konut projeleri uygulaması öngörülüyor. Biz devletin müteahhitlik yapmasını uygun bulmuyoruz. Devletin konut yapmak için ayırdığı kaynağın sektöre düşük faizli kredi olarak kullanılmasının daha doğru olacağı görüşündeyiz. Vatandaş otomobil sahibi yapmak için çırpınan bankalardan ev sahibi olmak isteyenlere daha fazla kolaylık sağlamalarını bekliyoruz. Bu arada, devreden inşaat sektöründe kullanılan girdilerin fiyatlarına yapılan zamları durduracak önlemler alınmasını, girdi fiyatlarında istikrarın sağlanmasını bekliyoruz.”
İnşaat sektörünün konut gibi zorunlu bir gereksinime cevap vermekten öte istihdama yaptığı katkıyla da büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Uygur, sektörün sorun ve sıkıntılarına duyarsız kalmayacağını ifade etti.
RSS