Özkaya’nın Yargıtay Başkanı olduğunu gazeteden öğrendim

Son günlerde, eczacı olan ve cezaevine giren karısının tahliye edilmesinin, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’ya sattığı villa ile irtibatlandırılmasına çok üzüldüğünü belirten İnşaat Mühendisi Ahmet Büyükhatipoğlu, villayı karısı cezaevine girdikten sonra, ecza depolarına olan borçları ödemek için satmak zorunda kaldığını belirtti.

25 milyarı Vakıfbank’a havale yaptılar

Eczacı olan eşinin 17 Aralık 2003 tarihinde ‘evrakta sahtekarlık’ suçundan tutuklanarak haksız yere cezaevine konduğunu belirten Büyükhatipoğlu, “Eşim son derece iyi niyetli ve saf bir hanım. Yanına yardımcı olarak aldığımız abdestli namazlı genç kız ile kalfa, doktorlar adına kaşe yaptırıp, eşimin haberi olmadan evrak düzenlemişler. Eşim, haksız yere tutuklanarak 3.5 ay, 9 cinayet, bir de gasp sanığı ile aynı koğuşta yatmak zorunda kaldı. Halen onun psikolojik travmalarını yaşıyor. O cezaevine girince, ecza depolarına olan borçlarını ödemek için villayı satışa çıkardım. 25 milyara müşteri olduğunu söylediler. 18.11.2003’te satış gerçekleşti. Adamın parası hazır, hesap numaranızı verin dediler. Kime satıldığını sormadım, merak da etmedim. Aynı gün, Vakıflar Bankası Atatürk Bulvarı Şubesine Ferahnaz Bilen Özkaya ve Eraslan Özkaya adıyla havale gönderdiler. Adamın Yargıtay Başkanı olduğunu gazetelerde yazılınca, bana gönderilen dekonta bakıp, aynı adam olup olmadığını araştırdım ki, gerçekten sözü edilen kişi benim evimi satın alan kişiymiş” diye konuştu.

Suyun başında oturduğum halde yanlış bir işe bulaşmadım

Uzun süre Sanayi Bakanlığı’nda görev yaptığını, teşvik uygulama gibi, önemli bir kaynağın başında oturduğu halde, bugün teşvik verdiği kişilerin kendisini yolda görse tanımayacağını ifade eden Büyükhatipoğlu, “Bilmem ne Kozanoğlu diye biri randevu almış adamcağızdan, gitmiş konuşmuş, devlet adına o da devlet adına bir şey söylemiş ben oraları bilmem. Ama bildiğim şey şu ki Türkiye’de ben Sanayi Bakanlığı’nda görev yaptım, teşvik uygulamanın başındaydım. Şimdi o günler hak ettiği için teşvik verdiğim insanlar benim sülalemi satın alır. Birisi beni yolda görse tanımaz bile. Bu adamlar kolay yetişmiyor” dedi.

İsterse Cumhurbaşkanı Sezer olsun, bana 25 milyar lazımdı

Büyükhatipoğlu, Sabah’ın “Evinizi sattığınız kimsenin Eraslan Özkaya olduğunu bilmiyor muydunuz?” şeklindeki sorusuna da, “Şerefimle temin ediyorum, hiç beni alakadar etmiyor kim olduğu. İsterse Cumhurbaşkanı Sezer olsun, bana 25 milyar lazımdı. Bunu satmam lazımdı” diye yanıtladı.

-Eczacı olan eşinizin adı bir süre önce resmi evrakta sahtekarlık olayına karışmıştı. Eşiniz yaklaşık 3.5 ayda tahliye edildi. Tahliye olayında torpil döndüğü yolunda iddialar var. Bu iddialar Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’ya sattığınız villa üzerine yeniden gündeme geldi.

17 Aralık’ta tutuklandı. 1 Nisan 2004’te kefaletle tahliye edildi.

-Kefalet ücreti ne kadardı?

-20 milyar

-Tahliye olayında torpil döndüğü iddiaları var. Bu iddialar Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’ya sattığınız villa üzerine yeniden gündeme geldi. Bu iddialara nasıl açıklık getirirsiniz?

-Bu iki konu birbirinden çok müstakil bir konu. Benim bu 2 konuyla bir irtibat kurabilmem mümkün değil. Evvela birincisi bizi alakadar eden bir konu, biz bu memleketin şerefli bir ailesinin çocuklarıyız. Ben de bürokraside en üst düzeyde görev yapmış alnının teriyle hizmet yapmış biriyim. Menfaatin çok rahat olduğu yerlerde tam yetkiyle çalışırken, Allah’a çok şükür yüzünün akıyla göğsüm dik olarak kamu görevinden de emekli oldum. Türkiye, sivrilen kişiler, yahut da çok zor yetişen, yetişmesi çok zor olan insanları çok kolay harcamak için Bizans oyunlarının döndüğü bir ülke.