Üreten Türkiye'nin varlığı üreten kurumlar ve şehirlerle mümkün

Koçer, yaptığı açıklamada, yaşanan krizlerin Türkiye'den çok şey götürürken önemli dersler de verdiğini ve en önemli dersin üretimin öneminin anlaşılması olduğunu belirtti.

Ağır bedeller ödeyerek öneminin farkına varılan üretim önünde büyük hedefler olan Türkiye için vazgeçilmez bir kavram olduğunu ifade eden Koçer, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Türkiye üretmek zorundadır. Türkiye her sektörde kaliteli ve verimli üretim sistemlerini hayata geçirmelidir. Üreten Türkiye'nin varlığı ise üreten insanlar, üreten kurumlar ve üreten şehirlerle mümkündür. Bu anlamda Gaziantep üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme yolunda önemli adımlar atmaktadır. Gaziantep'i markalaşma sürecine götüren bu çaba kentte üretim yelpazesi geniş dünyanın 120 ülkesine mal ihraç eden, dinamik bir sanayi profili ortaya çıkarmıştır."

Koçer, mevcut sanayi potansiyeli ve ekonomik yapısıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin dünyaya açılan kapısı olan Gaziantep'in GAP'ın devreye girmesiyle daha büyük bir önem kazandığını ifade etti.

Proje kapsamındaki diğer illerin sanayi altyapısının yetersizliği ve GAP ile birlikte oluşan tarım ürünleri potansiyeli dikkate alındığında Gaziantep'in bu alandaki fonksiyonunun daha net şekilde ortaya çıktığını ifade eden Koçer, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Sahip olduğu bu potansiyel Gaziantep'e çeşitli sektörlerde önemli avantajlar sağlıyor. Özellikle gıda sektörü bu avantajları iyi değerlendirerek kent ekonomisinin en önemli sektörleri arasına girmiştir.

Türkiye makarna üretiminin yüzde 60'ı, un ve irmik üretiminin yüzde 60'ı, bulgur ve mercimek üretiminin yüzde 70'i, un üretiminin yüzde 30'u bu kentte üretilmektedir. Gıda sektörü Gaziantep'teki istihdamın yüzde 23'ünü karşılamakta ve kent içinde yarattığı katma değer açısından da yüzde 32'lik payla ilk sırada yer almaktadır. Koçer, geçmişten bugüne süregelen üretim kültürü, modern sanayi altyapısı ve girişimcilik ruhunun ortaya çıkardığı bu potansiyelin her şeye rağmen Gaziantep için yeterli olmadığını, gıda sektörünün daha da gelişmesi için yeni projelere, yeni atılımlara ihtiyaç olduğunu kaydetti.