Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat, plansızlık ve programsızlığın pandemi döneminde daha da arttığını vurgularken, “Ülkemizde eğitimde var olan fırsat eşitliğinin sağlanamaması sorunu salgın döneminde daha da artmıştır. Gerek uzaktan eğitim gerekse yüz yüze eğitim süreçlerinde, eğitime ulaşması imkân ve ekonomik şartlar nedeniyle daha kolay olan öğrenciler bu sürecin sonundaki sınavlarda daha avantajlı durumu geçtiler” dedi.
MEB’in görevinin tüm öğrencilere eşit şartlarda eğitim imkanı sağlamak ve bunun için her türlü tedbiri almak iken tüm inisiyatifi öğrenci ve velilerine bırakarak fırsat eşitsizliğinin artmasına yol açtığını kaydeden Arpat, “Gelinen noktada bile 2020-2021 ders yılının bitmesine çok kısa süre kaldığı halde önce “tüm müfredatı tamamladık” deyip sonra “telafi yapacağız” diye açıklanan programı, öğretmenlere ve öğrencilere henüz duyuramamıştır. Yapılacak telafi programının da isteğe bağlı gerçekleştirileceğinin açıklanması programa katılamayacak olanların ihtiyaçları olmadığı anlamına gelmeyeceği açıktır. Ülkemizin yaz dönemindeki eğitim öğretim sürecinin hava sıcaklıkları, tarıma giden aileler, turizm sezonu gibi gerçeklerle tüm öğrencilere erişimle mümkün olmayacağı ortadayken Bakanlığın eğitim gibi bir konuyu yine keyfiyete bırakması doğru bir yaklaşım değildir. MEB, bir an önce sözde telafi programını, öğretmenlerin mesleki çalışma süreçlerini ve 2021-2022 eğitim öğretim yılı çalışma takvimini açıklaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Başkan Arpat, “Salgın hastalık gibi kriz yönetiminin ön plana çıkması gereken süreçte krizden etkilenenleri rahatlatmak yerine daha da zor durumda bırakacak uygulamalara imza atılmış, bir günden bir güne hatta bir saatten bir saate uymayan açıklamalar söz konusu olmuştur. Bu da salgın nedeniyle tüm dünya genelinde eğitimde yaşanan sorunların ülkemizde daha ağır bir şekilde hissedilmesine hatta telafisi güç durumlara sokulmasına sebebiyet vermiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, telafi eğitimi sürecinde Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nca hazırlanacak öncelikli ve kritik kazanımlara yönelik çalışmaların isteğe bağlı olarak gerçekleştirileceği ifade edilmiştir. Oysa ki bütün yıl boyunca pandemi sürecinde eğitimde hiçbir kayıp yaşanmadığı müfredatın tamamının uygulandığı, kazanımların öğrencilere verildiği defalarca açıklanmıştı. Hatta daha ileri gidilerek lise ve üniversiteye geçiş için hazırlanan öğrencilerin tüm müfredattan sorumlu olacakları açıklanmış ve bu hafta sonu yapılacak LGS’ye de bu doğrultuda hazırlıklar yapıldı” değerlendirmesini yaptı.
Uzaktan eğitimin zorluğu bir tarafa uzaktan eğitimde internet, bilgisayar imkanı olmayan milyonlarca öğrenciyle ilgili tek bir çözüm dahi bulunamadığını, yüz yüze eğitim sürecinde tamamen isteğe, keyfiyete dayalı bir yaklaşım sergilendiğini, diğer taraftan ekonomik olarak iyi durumda olan çocukların her türlü imkandan yararlandığını ve bu iki kesimin aynı şartlar altında sınavlara tabi tutulduğunu açıklayan Arpat, “Milli Eğitim Bakanlığı pandeminin başından itibaren müfredatta, mevzuatta ve her türlü talimatında pandemi şartlarına uygun bir düzenleme/değişiklik yapmamışken normal süreçteki kazanımları; uzaktan eğitim ile azaltılan ders saatleriyle ve azaltılan yüz yüze eğitim günleriyle vermeye çalışmış ve tüm çocuklarımızı bunlardan sorumlu tutmuştur. Sınıf geçme sürecinde dahi akla, bilime ve ülke gerçeklerine uymayacak uygulamalara gitti” tespitini yaptı. Özer Karınca