TEPAV(Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı), 1.1 milyonu üniversite veya yüksek okul mezunu, 425 bini lise veya teknik lise mezunu olmak üzere toplam 1.6 milyon kişinin niteliklerinin altında işlerde çalıştırıldığını açıkladı.
TEPAV Ekonomi Politikaları Analisti Güneş Aşık tarafından hazırlanan “İşgücü Piyasalarının Göz Ardı Edilen Sorunları: Eksik İstihdam, Atıl İstihdam ve Beceri Uyuşmazlığı” başlıklı çalışma yayınlandı. Çalışmada, kişilerin sahip oldukları beceri setlerinin altındaki işlerde istihdam ediliyor olmasının ekonomik olarak bir katma değer kaybının işareti olduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi: “TÜİK’in hanehalkı işgücü anketlerine göre, yüksek okul ve üzeri mezunlarının yalnızca yüzde 70.2’si beceri setlerine uygun işlerde çalışıyor. Diğer bir deyişle, Türkiye’de yüksek okul ve üzeri mezunların yüzde 29.9 aslında daha beceri gerektiren alanlarda çalışabilecekken, daha düşük beceri gerektiren işlerde çalışıyor. Türkiye’de üniversite veya yüksek okul mezunu işgücü sayısının 2001 sonunda 4 milyon olarak kaydedildiği göz önüne alınırsa, yaklaşık 1.1 milyon kişi nitelik ve üretim kapasitelerine kıyasla daha düşük katma değer yaratacak işlerde istihdam ediliyor.”
Çalışmada, 2004 yılına kıyasla nitelik uyuşmazlığı sorununun arttığı vurgulanarak şu ifadelere ver verildi: “2004 yılında niteliklerinin altındaki mesleklerde istihdam edilen üniversite veya yüksek okul mezunlarının oranının yüzde 22 seviyesinde olduğunu, lise veya teknik lise mezunlarının ise yüzde 6.6 civarında olduğunu görüyoruz. Bu ise 2004-2011 arasında atıl çalıştırılan mezun sayısında yüzde 47 oranında bir artış anlamına geliyor.Lise veya teknik lise mezunlarının becerileri bakımından meslek gruplarına dağılımına baktığımızda yüzde 8.8’inin nitelik gerektirmeyen işlerde çalıştığını görüyoruz. 2011 sonu itibariyle Türkiye’de 4.7 milyon lise veya teknik lise mezunu kişinin istihdam edildiği göz önüne alındığında, niteliklerinin altında çalışan kişi sayısının yaklaşık 425 bin kişi olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla toplamda yaklaşık 1.6 milyon kişi niteliklerinin altında işlerde istihdam ediliyor.”
Çalışmada Türkiye’de gözlemlenen nitelik-meslek açığının yüksek öğretimin kalitesi ya da kalitesizliğiyle ilgili olabileceğine ve bu konuda daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi. “Kalite sorununu bir yana bıraksak bile 2004’ten bu yana özellikle üniversite ve yüksek okul mezunu işgücünde ciddi bir artış ve dolayısıyla zorlu bir rekabet söz konusu” denilen değerlendirmede şunlar kaydedildi: “Önümüzdeki on yıl içinde eğitim seviyesi daha da yüksek milyonlarca genç işgücüne katılacak. Bu kişiler için yeni iş alanları yaratabilmek ve daha da ötesi nitelikleriyle uyumlu işlerde çalıştırabilmek ise oldukça zorlu bir politika görevi.Bu kapsamda ‘ileriye yönelik eğitim ve işgücü piyasaları reformları ile kalkınma planları Türkiye’de atıl çalıştırılan işgücü sorununu da dikkate almalı’ diye düşünüyoruz. Şunu da belirtelim, atıl istihdam sorunu Türkiye’ye özgü bir sorun değil, özellikle A.B.D. ve OECD ülkelerinin genelinde 2008 krizinin de etkisiyle atıl çalıştırılan üniversite ve lise mezunu sayısında ciddi bir artış var. Ancak Türkiye, 2023 için dünyanın en büyük ilk on ekonomisi arasında yer alma ve kişi başı gelirini 25 bin ABD doları seviyesine çıkarma hedefini koymuş ve demografik fırsat penceresinden geçmekte olan bir ülke. Bu nedenle beşeri kaynaklarımızı daha etkin nasıl kullanabiliriz sorusu politika üreten mercilerimizin öncelikleri arasında yer almalı diye düşünüyoruz.” -ATIL İŞGÜCÜ YÜZDE 20- TEPAV’ın notunda ayrıca atıl istihdamdaki artışa da dikkat çekildi.Buna göre Türkiye’de işsizlik yüzde 10 civarındayken, atıl işgücü toplam çalışabilecek işgücünün yaklaşık yüzde 20’si civarında. Bu oran 2008 global kriziyle yükselişe geçti ve ertesinde kaydedilen yüksek büyüme ile düştü. Ancak 2013 yılında tekrar yükselişe geçti.(
TEPAV Ekonomi Politikaları Analisti Güneş Aşık tarafından hazırlanan “İşgücü Piyasalarının Göz Ardı Edilen Sorunları: Eksik İstihdam, Atıl İstihdam ve Beceri Uyuşmazlığı” başlıklı çalışma yayınlandı. Çalışmada, kişilerin sahip oldukları beceri setlerinin altındaki işlerde istihdam ediliyor olmasının ekonomik olarak bir katma değer kaybının işareti olduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi: “TÜİK’in hanehalkı işgücü anketlerine göre, yüksek okul ve üzeri mezunlarının yalnızca yüzde 70.2’si beceri setlerine uygun işlerde çalışıyor. Diğer bir deyişle, Türkiye’de yüksek okul ve üzeri mezunların yüzde 29.9 aslında daha beceri gerektiren alanlarda çalışabilecekken, daha düşük beceri gerektiren işlerde çalışıyor. Türkiye’de üniversite veya yüksek okul mezunu işgücü sayısının 2001 sonunda 4 milyon olarak kaydedildiği göz önüne alınırsa, yaklaşık 1.1 milyon kişi nitelik ve üretim kapasitelerine kıyasla daha düşük katma değer yaratacak işlerde istihdam ediliyor.”
Çalışmada, 2004 yılına kıyasla nitelik uyuşmazlığı sorununun arttığı vurgulanarak şu ifadelere ver verildi: “2004 yılında niteliklerinin altındaki mesleklerde istihdam edilen üniversite veya yüksek okul mezunlarının oranının yüzde 22 seviyesinde olduğunu, lise veya teknik lise mezunlarının ise yüzde 6.6 civarında olduğunu görüyoruz. Bu ise 2004-2011 arasında atıl çalıştırılan mezun sayısında yüzde 47 oranında bir artış anlamına geliyor.Lise veya teknik lise mezunlarının becerileri bakımından meslek gruplarına dağılımına baktığımızda yüzde 8.8’inin nitelik gerektirmeyen işlerde çalıştığını görüyoruz. 2011 sonu itibariyle Türkiye’de 4.7 milyon lise veya teknik lise mezunu kişinin istihdam edildiği göz önüne alındığında, niteliklerinin altında çalışan kişi sayısının yaklaşık 425 bin kişi olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla toplamda yaklaşık 1.6 milyon kişi niteliklerinin altında işlerde istihdam ediliyor.”
Çalışmada Türkiye’de gözlemlenen nitelik-meslek açığının yüksek öğretimin kalitesi ya da kalitesizliğiyle ilgili olabileceğine ve bu konuda daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi. “Kalite sorununu bir yana bıraksak bile 2004’ten bu yana özellikle üniversite ve yüksek okul mezunu işgücünde ciddi bir artış ve dolayısıyla zorlu bir rekabet söz konusu” denilen değerlendirmede şunlar kaydedildi: “Önümüzdeki on yıl içinde eğitim seviyesi daha da yüksek milyonlarca genç işgücüne katılacak. Bu kişiler için yeni iş alanları yaratabilmek ve daha da ötesi nitelikleriyle uyumlu işlerde çalıştırabilmek ise oldukça zorlu bir politika görevi.Bu kapsamda ‘ileriye yönelik eğitim ve işgücü piyasaları reformları ile kalkınma planları Türkiye’de atıl çalıştırılan işgücü sorununu da dikkate almalı’ diye düşünüyoruz. Şunu da belirtelim, atıl istihdam sorunu Türkiye’ye özgü bir sorun değil, özellikle A.B.D. ve OECD ülkelerinin genelinde 2008 krizinin de etkisiyle atıl çalıştırılan üniversite ve lise mezunu sayısında ciddi bir artış var. Ancak Türkiye, 2023 için dünyanın en büyük ilk on ekonomisi arasında yer alma ve kişi başı gelirini 25 bin ABD doları seviyesine çıkarma hedefini koymuş ve demografik fırsat penceresinden geçmekte olan bir ülke. Bu nedenle beşeri kaynaklarımızı daha etkin nasıl kullanabiliriz sorusu politika üreten mercilerimizin öncelikleri arasında yer almalı diye düşünüyoruz.” -ATIL İŞGÜCÜ YÜZDE 20- TEPAV’ın notunda ayrıca atıl istihdamdaki artışa da dikkat çekildi.Buna göre Türkiye’de işsizlik yüzde 10 civarındayken, atıl işgücü toplam çalışabilecek işgücünün yaklaşık yüzde 20’si civarında. Bu oran 2008 global kriziyle yükselişe geçti ve ertesinde kaydedilen yüksek büyüme ile düştü. Ancak 2013 yılında tekrar yükselişe geçti.(