Reuters haber ajansı Türkiye'nin enerji sektörünün 13 milyar doları bulan ödenemeyen borçlarını kurtarmayı planladığını yazdı
Reuters haber ajansı Türkiye'nin enerji sektörünün 13 milyar doları bulan ödenemeyen borçlarını kurtarmayı planladığını yazdı.
Ajansa göre enerji şirketlerinin kâra geçmesi için tek yolun elektrik zammı olduğunu düşünen bankalar hükümeti buna ikna etmeye çalışıyor.
Türkiye'de elektrik üretim kapasitesi 2007-17 arası iki katına çıkarken, bu kapasite artışı 70 milyar dolarlık dış borçlanmayla sağlanmış, TL'nin 2017'den itibaren yüzde 40 değer kaybetmesiyle enerji şirketleri TL gelirleriyle döviz borçlarını ödemede büyük zorluklar yaşar hale gelmişti.
Ajansa konuşan 10'dan fazla bankacı, yatırımcı, danışman ve şirket yöneticisine göre Ankara, bankaların bu borçları bilançolarından silip fon olarak tanımlayıp birkaç yıl içinde yabancı yatırımcılara satabilmeleri için bankalarla birlikte bir yasal düzenleme üzerine çalışıyor.
Reuters'a göre enerji sektörünün ne kadar hızlı ve başarılı bir şekilde kurtarılacağı, Orta Doğu'nun en büyük pazarı olan Türkiye'nin para biriminin değeri ve ekonomisinin büyüyüp büyümeyeceğinde belirleyici olabilir.
Kurtarma planına dair toplantılara katılan bir bankacı "Yalnızca bazı bankalar bu süreçte ilerleyecek, diğer bankalar ciddi olumsuzluklar görüyorlar ve bu yüzden buna dahil olmak istemiyorlar" diyor.
Bu borç portföylerini ucuza almak isteyen Cerberus Capital Management ve KKR gibi şirketler, İstanbul'a temsilci göndererek temaslarda bulunuyor.
Perşembe günü İstanbul'da Deutsche Bank, Goldman Sachs, Cerberus ve Bain gibi kurumlardan temsilcilerle yapılan toplantıya katılan üç kişi, bankaların ödenemeyen enerji borçlarını satmakta acelesi olmadığını söylüyor.
'Hükümet elektrik zammını kabul edecek'
Ajansa konuşan iki kaynak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Hazine yöneticilerinin Nisan ayında planlarını bankalara sunduklarını, bu plana göre hükümetin bankaların istediği oranda olmasa da elektrik zammını kabul edeceğini, gaz ve kömür santrallerinin de bir havuz fonunda birleştirilerek ekonomi toparlayınca satılacağını aktardı.
Kaynaklara göre bunun yerel seçim sonrasında yapılması planlanıyordu. Fakat İstanbul'da seçimin 23 Haziran'da tekrarlanacak olması nedeniyle hükümet o tarihten önce bir elektrik zammına sıcak bakmıyor.
Türkiye'nin bankacılık sektörü, 400 milyar dolarlık kredilerinden 16 milyar dolarını yapılandırdı. Bazı uzmanlara göre ödenemeyen kredilerin oranı iki kat yükselerek yıl sonuna kadar yüzde 8'e çıkabilir.
Reuters'a konuşan üç kaynağa göre hükümet, silinen borçların vergiden düşülebilmesini sağlayacak bir değişiklik düşünüyor. Kaynaklardan ikisi, yeniden sermayelendirme hamlesinin de vergiden düşülmesi için çalışıldığını söylüyor.
Şirketler neden zor durumda
Enerji şirketlerinin kullandıkları kredinin döviz bazlı satış fiyatlarının ise TL cinsinden olduğunu belirten enerji sektörünün uzman isimlerinden Mehmet Kara enerjigunlugu.net sitesinde bu konu ile ilgili olarak geçen hafta şunları yazmıştı:
Peki suçlu kim? Yanlış gelir tahmini yapan enerji yatırımcıları mı? Yoksa onlara tahsil edemeyecekleri miktar ve şartlarda kredi kullandıran bankacılar mı?
Krediyi alan da veren de yüzde 100 masum değil elbette. Ama asıl yanlış başka yerde. Yerine göre karar alıcı, yerine göre hakem rolünü üstlenen kamuda. Yani enerji yönetiminde, yani EPDK’da, yani Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda, yani hükümetlerde.
Peki nasıl? Kömür ve doğalgaz başta olmak üzere dövizle ithal edilip elektriğe çevrilen kaynakların maliyeti yükselirken elektrik fiyat tarifeleri seçimlerde oy kaybetme kaygısının da etkisiyle son 5-6yılda baskı altında tutuldu.Ayrıca devletin elektrik üretim ve satış şirketi de gerçek maliyetleri yansıtmayan düşük tekliflerle fiyatların yükselmesini önleyecek bir görevli gibi çalıştı.
Sonuç itibariyle, elektrik santrali kurmaları için yatırımcıyı teşvik eden de, bu alandaki projelerin finansmanı için bankaları heveslendiren de, daha sonra elektrik fiyatlarını düşük tutmak için piyasa hazretlerinin işlemesine mani olan da, fiyatlar düşük kaldığı için elektrikçilere verdiği kredileri geri alamayan bankaları kurtarmak üzere kasalarına Hazine’den (yani halkın cebinden) kaynak aktaran da aynı.
Kendi elinle baskı altında tuttuğun için düşük kalan elektrik fiyatlarıyla övünüp, iş sektörü de aşıp finansal krize yol açınca suçluyu başka yerde aramak doğru olmaz. Haber Merkezi
Reuters haber ajansı Türkiye'nin enerji sektörünün 13 milyar doları bulan ödenemeyen borçlarını kurtarmayı planladığını yazdı.
Ajansa göre enerji şirketlerinin kâra geçmesi için tek yolun elektrik zammı olduğunu düşünen bankalar hükümeti buna ikna etmeye çalışıyor.
Türkiye'de elektrik üretim kapasitesi 2007-17 arası iki katına çıkarken, bu kapasite artışı 70 milyar dolarlık dış borçlanmayla sağlanmış, TL'nin 2017'den itibaren yüzde 40 değer kaybetmesiyle enerji şirketleri TL gelirleriyle döviz borçlarını ödemede büyük zorluklar yaşar hale gelmişti.
Ajansa konuşan 10'dan fazla bankacı, yatırımcı, danışman ve şirket yöneticisine göre Ankara, bankaların bu borçları bilançolarından silip fon olarak tanımlayıp birkaç yıl içinde yabancı yatırımcılara satabilmeleri için bankalarla birlikte bir yasal düzenleme üzerine çalışıyor.
Reuters'a göre enerji sektörünün ne kadar hızlı ve başarılı bir şekilde kurtarılacağı, Orta Doğu'nun en büyük pazarı olan Türkiye'nin para biriminin değeri ve ekonomisinin büyüyüp büyümeyeceğinde belirleyici olabilir.
Kurtarma planına dair toplantılara katılan bir bankacı "Yalnızca bazı bankalar bu süreçte ilerleyecek, diğer bankalar ciddi olumsuzluklar görüyorlar ve bu yüzden buna dahil olmak istemiyorlar" diyor.
Bu borç portföylerini ucuza almak isteyen Cerberus Capital Management ve KKR gibi şirketler, İstanbul'a temsilci göndererek temaslarda bulunuyor.
Perşembe günü İstanbul'da Deutsche Bank, Goldman Sachs, Cerberus ve Bain gibi kurumlardan temsilcilerle yapılan toplantıya katılan üç kişi, bankaların ödenemeyen enerji borçlarını satmakta acelesi olmadığını söylüyor.
'Hükümet elektrik zammını kabul edecek'
Ajansa konuşan iki kaynak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Hazine yöneticilerinin Nisan ayında planlarını bankalara sunduklarını, bu plana göre hükümetin bankaların istediği oranda olmasa da elektrik zammını kabul edeceğini, gaz ve kömür santrallerinin de bir havuz fonunda birleştirilerek ekonomi toparlayınca satılacağını aktardı.
Kaynaklara göre bunun yerel seçim sonrasında yapılması planlanıyordu. Fakat İstanbul'da seçimin 23 Haziran'da tekrarlanacak olması nedeniyle hükümet o tarihten önce bir elektrik zammına sıcak bakmıyor.
Türkiye'nin bankacılık sektörü, 400 milyar dolarlık kredilerinden 16 milyar dolarını yapılandırdı. Bazı uzmanlara göre ödenemeyen kredilerin oranı iki kat yükselerek yıl sonuna kadar yüzde 8'e çıkabilir.
Reuters'a konuşan üç kaynağa göre hükümet, silinen borçların vergiden düşülebilmesini sağlayacak bir değişiklik düşünüyor. Kaynaklardan ikisi, yeniden sermayelendirme hamlesinin de vergiden düşülmesi için çalışıldığını söylüyor.
Şirketler neden zor durumda
Enerji şirketlerinin kullandıkları kredinin döviz bazlı satış fiyatlarının ise TL cinsinden olduğunu belirten enerji sektörünün uzman isimlerinden Mehmet Kara enerjigunlugu.net sitesinde bu konu ile ilgili olarak geçen hafta şunları yazmıştı:
Peki suçlu kim? Yanlış gelir tahmini yapan enerji yatırımcıları mı? Yoksa onlara tahsil edemeyecekleri miktar ve şartlarda kredi kullandıran bankacılar mı?
Krediyi alan da veren de yüzde 100 masum değil elbette. Ama asıl yanlış başka yerde. Yerine göre karar alıcı, yerine göre hakem rolünü üstlenen kamuda. Yani enerji yönetiminde, yani EPDK’da, yani Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda, yani hükümetlerde.
Peki nasıl? Kömür ve doğalgaz başta olmak üzere dövizle ithal edilip elektriğe çevrilen kaynakların maliyeti yükselirken elektrik fiyat tarifeleri seçimlerde oy kaybetme kaygısının da etkisiyle son 5-6yılda baskı altında tutuldu.Ayrıca devletin elektrik üretim ve satış şirketi de gerçek maliyetleri yansıtmayan düşük tekliflerle fiyatların yükselmesini önleyecek bir görevli gibi çalıştı.
Sonuç itibariyle, elektrik santrali kurmaları için yatırımcıyı teşvik eden de, bu alandaki projelerin finansmanı için bankaları heveslendiren de, daha sonra elektrik fiyatlarını düşük tutmak için piyasa hazretlerinin işlemesine mani olan da, fiyatlar düşük kaldığı için elektrikçilere verdiği kredileri geri alamayan bankaları kurtarmak üzere kasalarına Hazine’den (yani halkın cebinden) kaynak aktaran da aynı.
Kendi elinle baskı altında tuttuğun için düşük kalan elektrik fiyatlarıyla övünüp, iş sektörü de aşıp finansal krize yol açınca suçluyu başka yerde aramak doğru olmaz. Haber Merkezi