MHP Genel Başkan Yardımcısı Gaziantep Milletvekili Semih Yalçın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun MHP’ye yönelik eleştirilerini sert sözlerle eleştirdi. MHP’li Yalçın, CHP kendi pisliğini örtmek için başkalarının avlusunu kirletmeye çalışmakla suçladı.
Mecliste kabul edilen Irak ve Suriye tezkeresi muhalefeti karşı karşıya getirdi.
Yalçın yazılı açıklamasında, MHP’nin tezkereye evet oyu vererek AKP'ye payanda olduğuna ve tezkereyi destekleyerek PKK ile aynı safta yer aldığına dair iddiaların, MHP hakkında algı kırılması oluşturmayı hedefleyen iftiralar olduğunu belirtti. Tezkerede yer alan tampon veya güvenli bölge oluşturma konusunda MHP’nin desteğinin kayıtsız şartsız olmadığına değinen Yalçın, MHP’nin tezkereye her türlü bölücü ayrıştırıcı tehdide karşı Türkiye’nin güvenliği sağlansın, dış tehdit unsurlarına karşı birlik ve bütünlük muhafaza edilsin, ülkenin hayati çıkarları korunsun diye şartlı destek verdiğini vurguladı.
Tezkere konusunda CHP’nin tutumunu da eleştiren Yalçın, “PKK Yasası diye anılan teklifi TBMM’den geçerken destekleyen, sözde çözüm sürecinin baş destekçisi olan ana muhalefet partisi lideri, kendi pisliğini örtmek için başkalarının avlusunu kirletmeye çalışmaktadır. CHP’nin ulusalcılığı da, milliyetçiliği de sahtedir. Açıklamasında Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz eden Kılıçdaroğlu’nun tezkereye karşı çıkmaktaki asıl niyeti ise millî çıkarlarımızı savunmak değil, her zaman olduğu gibi Esad’ı ve Esad rejimini kollamaktır” dedi.
Türkiye’nin güvenliği ve güney sınırlarından gelen bölücü tehdit, partiler, siyasetler üstü bir konu olduğunu belirten Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti:
“TBMM’de kabul edilen tezkere ile gerektiğinde sınırlarımızın dışına asker gönderme ve tampon bölge kurma yetkisinin hükûmete verilmesi, sadece AKP iktidarını ilgilendiren bir husus değil. Bu milli bir meseledir ve ucuz siyasete kurban edilemez. O bakımdan Türkiye’nin çıkarlarıyla hükûmetin niyet ve önceliklerini birbirinden ayırmak lazımdır. Türkiye’nin bu iktidar döneminden önceki yıllarda da güney sınırlarından gelen tehditlere maruz kaldığını ve bu sebeple zaman zaman tampon bölge konusunun gündeme geliyor.2003 yılında da 1 Mart tezkeresi TBMM’den geçmediği için büyük bir fırsatın kaçırıldı. O sırada Irak’ın kuzeyinde kurulacak bir tampon bölgenin, hem PKK’nın palazlanıp yuvalanmasına hem de Barzani tarafından fiilî bir Kürt devleti kurularak bölgede hâkimiyet tesis etmesine engel olabileceği hesap edilememiştir. Bugün Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi bölge halkının güvenliğini sağlayamadığı gibi, Türkiye’nin vazgeçilmez menfaatlerinin bir parçası ve gözbebeği olan Türkmenler için de günbegün büyüyen bir tehdit hâline gelmiştir. Hâl böyle iken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partimizi AKP’ye koltuk değneği olmakla suçlaması haksızlıktır”
Suriye’de iç savaş başladığından beri Türkiye, bitmek bilmeyen bir mülteci akını ile karşı karşıya.IŞİD tehdidi yüzünden Irak’tan da mültecilerin gelmeye devam ettiğini ve zaman zaman yerli halk ile mülteciler arasında istenmeyen olayların yaşandı. Türkiye’nin güneyinden bir terör çemberi ile kuşatıldığını ve Irak Suriye’deki iç savaşın din, mezhep ve etnisite mücadelesi görünümlü çıkar kavgalarının Türkiye’ye sıçrama riskinin yüksek. Böyle bir ihtimalin gerçek olmasının, Türkiye’nin parçalanması anlamına gelir ancak buna izin vermeyeceğiz.Bir zamanlar Irak’ta kaçırılan fırsat, şartlar oluştuğunda Suriye için kullanılmalıdır. Bu ülkenin kuzeyinde kurulacak bir güvenlik kuşağı PKK-PYD veya IŞİD’in hemen sınırımızda bir oldubitti ile devlet hâline gelmelerini engelleyecek, her iki terör örgütü için de caydırıcı bir unsur olacaktır."ANKA
Mecliste kabul edilen Irak ve Suriye tezkeresi muhalefeti karşı karşıya getirdi.
Yalçın yazılı açıklamasında, MHP’nin tezkereye evet oyu vererek AKP'ye payanda olduğuna ve tezkereyi destekleyerek PKK ile aynı safta yer aldığına dair iddiaların, MHP hakkında algı kırılması oluşturmayı hedefleyen iftiralar olduğunu belirtti. Tezkerede yer alan tampon veya güvenli bölge oluşturma konusunda MHP’nin desteğinin kayıtsız şartsız olmadığına değinen Yalçın, MHP’nin tezkereye her türlü bölücü ayrıştırıcı tehdide karşı Türkiye’nin güvenliği sağlansın, dış tehdit unsurlarına karşı birlik ve bütünlük muhafaza edilsin, ülkenin hayati çıkarları korunsun diye şartlı destek verdiğini vurguladı.
Tezkere konusunda CHP’nin tutumunu da eleştiren Yalçın, “PKK Yasası diye anılan teklifi TBMM’den geçerken destekleyen, sözde çözüm sürecinin baş destekçisi olan ana muhalefet partisi lideri, kendi pisliğini örtmek için başkalarının avlusunu kirletmeye çalışmaktadır. CHP’nin ulusalcılığı da, milliyetçiliği de sahtedir. Açıklamasında Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz eden Kılıçdaroğlu’nun tezkereye karşı çıkmaktaki asıl niyeti ise millî çıkarlarımızı savunmak değil, her zaman olduğu gibi Esad’ı ve Esad rejimini kollamaktır” dedi.
Türkiye’nin güvenliği ve güney sınırlarından gelen bölücü tehdit, partiler, siyasetler üstü bir konu olduğunu belirten Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti:
“TBMM’de kabul edilen tezkere ile gerektiğinde sınırlarımızın dışına asker gönderme ve tampon bölge kurma yetkisinin hükûmete verilmesi, sadece AKP iktidarını ilgilendiren bir husus değil. Bu milli bir meseledir ve ucuz siyasete kurban edilemez. O bakımdan Türkiye’nin çıkarlarıyla hükûmetin niyet ve önceliklerini birbirinden ayırmak lazımdır. Türkiye’nin bu iktidar döneminden önceki yıllarda da güney sınırlarından gelen tehditlere maruz kaldığını ve bu sebeple zaman zaman tampon bölge konusunun gündeme geliyor.2003 yılında da 1 Mart tezkeresi TBMM’den geçmediği için büyük bir fırsatın kaçırıldı. O sırada Irak’ın kuzeyinde kurulacak bir tampon bölgenin, hem PKK’nın palazlanıp yuvalanmasına hem de Barzani tarafından fiilî bir Kürt devleti kurularak bölgede hâkimiyet tesis etmesine engel olabileceği hesap edilememiştir. Bugün Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi bölge halkının güvenliğini sağlayamadığı gibi, Türkiye’nin vazgeçilmez menfaatlerinin bir parçası ve gözbebeği olan Türkmenler için de günbegün büyüyen bir tehdit hâline gelmiştir. Hâl böyle iken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partimizi AKP’ye koltuk değneği olmakla suçlaması haksızlıktır”
Suriye’de iç savaş başladığından beri Türkiye, bitmek bilmeyen bir mülteci akını ile karşı karşıya.IŞİD tehdidi yüzünden Irak’tan da mültecilerin gelmeye devam ettiğini ve zaman zaman yerli halk ile mülteciler arasında istenmeyen olayların yaşandı. Türkiye’nin güneyinden bir terör çemberi ile kuşatıldığını ve Irak Suriye’deki iç savaşın din, mezhep ve etnisite mücadelesi görünümlü çıkar kavgalarının Türkiye’ye sıçrama riskinin yüksek. Böyle bir ihtimalin gerçek olmasının, Türkiye’nin parçalanması anlamına gelir ancak buna izin vermeyeceğiz.Bir zamanlar Irak’ta kaçırılan fırsat, şartlar oluştuğunda Suriye için kullanılmalıdır. Bu ülkenin kuzeyinde kurulacak bir güvenlik kuşağı PKK-PYD veya IŞİD’in hemen sınırımızda bir oldubitti ile devlet hâline gelmelerini engelleyecek, her iki terör örgütü için de caydırıcı bir unsur olacaktır."ANKA