Keşke vergi mahremiyeti olmasa…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yapılan vergi denetimleri sonrasında yaşanan tartışmalara değindi.Genelde şirketlerin çıkıp kendilerine yapılan denetimle ilgili atıp tuttuğunu söyleyen Bakan Şimşek, vergi mahremiyeti nedeniyle çıkıp bir şey söyleyemediklerini vurguladı. Bakan Şimşek, "Keşke vergi mahremiyeti olmasa çıkıp yüzlerine vursak diye kendi kendime çok düşündüm. Vergi mahremiyetini kaldırmak istiyorum şahsen.Kim ne vergi veriyor, herkes bilsin.Şeffaf olsun” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı tarafından yayımlanan “Geçmişten Günümüze Kamu Maliyesi” analizinin tanıtım paneline katıldı.Erdal Tanas Karagöl’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde açılış konuşmalarını Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Martin Raiser, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Kerem Alkin yaptı.
SETA Vakfı tarafından hazırlanan raporda, Türkiye ekonomisinde AK Parti iktidarı döneminde uygulanan maliye politikaları, 2008 yılında ortaya çıkan küresel ekonomik krizinde kamu maliyesinin rolü ve hükümetin bu krizle mücadelede uyguladığı maliye politikaları, 2023 ekonomi hedefleri ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi doğrultusunda uygulanması gereken politika önceliklerinin neler olduğu sorularına cevaplar arandı. Raporda, 2002 yılı sonrası dönemde özel sektör ağırlıklı bir ekonomik yapıya dönüşümle birlikte devletin denetleyici ve düzenleyici olma rolünün arttığına dikkat çekilerek, kaynak israfının önlendiği ve özel sektörün kaynak ihtiyacının etkin bir şekilde karşılanmasının önünün açıldığı vurgulandı. Rapor’da, Türkiye’nin Gezi olaylarında ve 17 Aralık sürecinde ekonomide meydana gelen şokları kısa sürede bertaraf etmesinin temel nedeninin kamu maliyesindeki güçlü görünüm olduğu vurgulandı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptığı sunumda, Türkiye’de kamu yönetiminde köklü bir zihniyet devrimine gittiklerini vurgulayarak, daha şeffaf, performansa dayalı bir yaklaşım içerisinde olduklarını ve hesap verilebilirliği daha ön planda tuttuklarını ifade etti.
Kamu idarelerine daha fazla yetki ve sorumluluk verdiklerini belirten Bakan Şimşek, şunları kaydetti: “Kamu mali yönetim anlayışındaki değişimlerinde en önemli hususlardan bir tanesi biz siyasi ve idare sorumluluğu ayrıştırdık. Maliye Bakanlığı’nı günübirlik uygulamalardan çektik.İdarelere bütçeleri noktasında bir sahiplenme çerçevesi belirledik.Sorumluluk ve yetki kendilerinde.Biz daha çok genel çerçeveyi çiziyoruz.Eskiden bir yıllık bir bütçe yapılırdı.Şimdi Orta vadeli bir program sunuyoruz.Ondan sonra 3 yıllık bir bütçe perspektifi sunuyoruz.Bütçeler zaten yıllık olur.Bu çok önemli.Bütçe uygulamalarında da önemli adımlar attık. Bütçe içi bütçe dışı fon uygulamaları vardı. Bunları önemli ölçüde biz kaldırdık.Bütçe birliğini sağladık.Bir stratejik planlama ve performans esaslı bir bütçelemeye geçtik.Çok büyük bir makro stratejimiz var. Bütçe uygulamalarında da ortaya çıkan kayıtlarda da çok önemli adımlar attık. Muhasebe birliği sağladık.”
Bakan Şimşek sunumunda denetimde de önemli adımlar attıklarına dikkat çekerek, kamu idarelerinin artık yıllık raporlar çıkarttıklarına değindi. Bu yıllık raporlarda yeri geldiğinde başarılarını, yeri geldiğinde de başarısızlıklarının nedenlerini açıkladıklarını vurgulayan Bakan Şimşek şu ifadeleri kullandı: “Parlamentonun denetimi en önemli husus. Sayıştay Kanunu’nu biz çıkardık.Bu sene bu konuda çok ciddi tartışmalar yaşandı.Biz Sayıştay’a kamu harcama denetimini yapması için 25 milyon muhasebe kaydı verdik.Fakat bizden idare bazında bilanço mizan gibi tablolar istediler.Bir mizanda bir idarenin bütün alacakları borçları giderleri gelirleri hepsi gösterilir.Türkiye’de ise devlet bütün vergi gelirlerini Maliye Bakanlığı toplar.Hazine borçlanmayı yapar.Hazine genel anlamda kamu borçlanma gereğini yerine getirmek için borçlanır.Bütün hazine mülklerini Maliye Bakanlığı yürütür.Onun değerlendirmesi hazineye aittir.Kurumlar kendi mülklerinin sahipleri değil, kendi adlarına borçlanamıyorlar, kendi adlarını vergi toplayamıyorlar.Böyle olunca da bizim idare bazında bilanço hazırlamamız mümkün değil.Sayıştay’la biz bir araya geldik.Eğer gerçekten böyle bir sistem gerekiyorsa biz sistemimizi değiştiririz ama bunun için geçiş dönemi lazım.Aslında dünyanın bir çok ülkesinde olduğu için genel devlet için bilanço yeterli ben harcama denetimini yaparım derseniz o zaman zaten sorun yok.Yani bu Sayıştay tartışmalarında ciddi bir kafa karışıklığı var. Sayıştay tek taraflı olarak tamamen bir yönetmelikle bilanço mizan konusunu getirdi.Biz kendilerini defalarca uyardık.Devletin mevcut sistemiyle bu raporlar üretilemez.Üretilirse de anlamlı olmaz.Zaten denetime de faydası yok.Sonuçta gelinen noktada biz bu konuyu çözeceğiz.Ya sistemi değiştireceğiz, uyum sağlayacağız ya da Sayıştay Avustralya gibi birkaç ülke hariç hiçbir ülkenin uygulamadığı idare bazında bilanço talebinden vazgeçilecek.Hükümet olarak biz Sayıştay denetimi çok önemsiyoruz.Çünkü bizim için rehber. Bunun için bu denetimin iyi bir şekilde yapılması gerekiyor.”SHA
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yapılan vergi denetimleri sonrasında yaşanan tartışmalara değindi.Genelde şirketlerin çıkıp kendilerine yapılan denetimle ilgili atıp tuttuğunu söyleyen Bakan Şimşek, vergi mahremiyeti nedeniyle çıkıp bir şey söyleyemediklerini vurguladı. Bakan Şimşek, "Keşke vergi mahremiyeti olmasa çıkıp yüzlerine vursak diye kendi kendime çok düşündüm. Vergi mahremiyetini kaldırmak istiyorum şahsen.Kim ne vergi veriyor, herkes bilsin.Şeffaf olsun” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı tarafından yayımlanan “Geçmişten Günümüze Kamu Maliyesi” analizinin tanıtım paneline katıldı.Erdal Tanas Karagöl’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde açılış konuşmalarını Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Martin Raiser, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Kerem Alkin yaptı.
SETA Vakfı tarafından hazırlanan raporda, Türkiye ekonomisinde AK Parti iktidarı döneminde uygulanan maliye politikaları, 2008 yılında ortaya çıkan küresel ekonomik krizinde kamu maliyesinin rolü ve hükümetin bu krizle mücadelede uyguladığı maliye politikaları, 2023 ekonomi hedefleri ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi doğrultusunda uygulanması gereken politika önceliklerinin neler olduğu sorularına cevaplar arandı. Raporda, 2002 yılı sonrası dönemde özel sektör ağırlıklı bir ekonomik yapıya dönüşümle birlikte devletin denetleyici ve düzenleyici olma rolünün arttığına dikkat çekilerek, kaynak israfının önlendiği ve özel sektörün kaynak ihtiyacının etkin bir şekilde karşılanmasının önünün açıldığı vurgulandı. Rapor’da, Türkiye’nin Gezi olaylarında ve 17 Aralık sürecinde ekonomide meydana gelen şokları kısa sürede bertaraf etmesinin temel nedeninin kamu maliyesindeki güçlü görünüm olduğu vurgulandı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptığı sunumda, Türkiye’de kamu yönetiminde köklü bir zihniyet devrimine gittiklerini vurgulayarak, daha şeffaf, performansa dayalı bir yaklaşım içerisinde olduklarını ve hesap verilebilirliği daha ön planda tuttuklarını ifade etti.
Kamu idarelerine daha fazla yetki ve sorumluluk verdiklerini belirten Bakan Şimşek, şunları kaydetti: “Kamu mali yönetim anlayışındaki değişimlerinde en önemli hususlardan bir tanesi biz siyasi ve idare sorumluluğu ayrıştırdık. Maliye Bakanlığı’nı günübirlik uygulamalardan çektik.İdarelere bütçeleri noktasında bir sahiplenme çerçevesi belirledik.Sorumluluk ve yetki kendilerinde.Biz daha çok genel çerçeveyi çiziyoruz.Eskiden bir yıllık bir bütçe yapılırdı.Şimdi Orta vadeli bir program sunuyoruz.Ondan sonra 3 yıllık bir bütçe perspektifi sunuyoruz.Bütçeler zaten yıllık olur.Bu çok önemli.Bütçe uygulamalarında da önemli adımlar attık. Bütçe içi bütçe dışı fon uygulamaları vardı. Bunları önemli ölçüde biz kaldırdık.Bütçe birliğini sağladık.Bir stratejik planlama ve performans esaslı bir bütçelemeye geçtik.Çok büyük bir makro stratejimiz var. Bütçe uygulamalarında da ortaya çıkan kayıtlarda da çok önemli adımlar attık. Muhasebe birliği sağladık.”
Bakan Şimşek sunumunda denetimde de önemli adımlar attıklarına dikkat çekerek, kamu idarelerinin artık yıllık raporlar çıkarttıklarına değindi. Bu yıllık raporlarda yeri geldiğinde başarılarını, yeri geldiğinde de başarısızlıklarının nedenlerini açıkladıklarını vurgulayan Bakan Şimşek şu ifadeleri kullandı: “Parlamentonun denetimi en önemli husus. Sayıştay Kanunu’nu biz çıkardık.Bu sene bu konuda çok ciddi tartışmalar yaşandı.Biz Sayıştay’a kamu harcama denetimini yapması için 25 milyon muhasebe kaydı verdik.Fakat bizden idare bazında bilanço mizan gibi tablolar istediler.Bir mizanda bir idarenin bütün alacakları borçları giderleri gelirleri hepsi gösterilir.Türkiye’de ise devlet bütün vergi gelirlerini Maliye Bakanlığı toplar.Hazine borçlanmayı yapar.Hazine genel anlamda kamu borçlanma gereğini yerine getirmek için borçlanır.Bütün hazine mülklerini Maliye Bakanlığı yürütür.Onun değerlendirmesi hazineye aittir.Kurumlar kendi mülklerinin sahipleri değil, kendi adlarına borçlanamıyorlar, kendi adlarını vergi toplayamıyorlar.Böyle olunca da bizim idare bazında bilanço hazırlamamız mümkün değil.Sayıştay’la biz bir araya geldik.Eğer gerçekten böyle bir sistem gerekiyorsa biz sistemimizi değiştiririz ama bunun için geçiş dönemi lazım.Aslında dünyanın bir çok ülkesinde olduğu için genel devlet için bilanço yeterli ben harcama denetimini yaparım derseniz o zaman zaten sorun yok.Yani bu Sayıştay tartışmalarında ciddi bir kafa karışıklığı var. Sayıştay tek taraflı olarak tamamen bir yönetmelikle bilanço mizan konusunu getirdi.Biz kendilerini defalarca uyardık.Devletin mevcut sistemiyle bu raporlar üretilemez.Üretilirse de anlamlı olmaz.Zaten denetime de faydası yok.Sonuçta gelinen noktada biz bu konuyu çözeceğiz.Ya sistemi değiştireceğiz, uyum sağlayacağız ya da Sayıştay Avustralya gibi birkaç ülke hariç hiçbir ülkenin uygulamadığı idare bazında bilanço talebinden vazgeçilecek.Hükümet olarak biz Sayıştay denetimi çok önemsiyoruz.Çünkü bizim için rehber. Bunun için bu denetimin iyi bir şekilde yapılması gerekiyor.”SHA