Independent gazetesinin Patrick Cockburn imzalı haberinde, Kobani'nin düşmesinin Ankara için çok ciddi sonuçları olabileceği ve Türkiye'deki Kürtlerle ilişkilerin bir daha toparlanamayacak kadar bozulmasının olası olduğu belirtiliyor.
BBC Türkçe’ye göre, Türkiye, Irak ve Suriye'de yaklaşık 30 milyon Kürdün yaşadığı ifade edilen haberde, "Birçok Kürt Kobani düşerse bundan Türkiye'nin sorumlu olacağını düşünüyor. Türkiye'nin Kobani'ye mühimmat ve silah desteğini engellediğini düşünüyorlar" deniyor.
Kobani'deki Kürt militanların lideri İsmet Hassan ile konuşan Cockburn, Hassan'ın şu sözlerini haberinde aktarıyor: "Türkiye tarafından kuşatılmış durumdayız. Ama bu yeni bir şey değil."
Haberde, uzun vadede Kobani'de yaşananlardan dolayı ortaya çıkabilecek bir kaybın da Türkiye'deki barış süreci olduğu ifade ediliyor.
"Hükümetin Kürtlerin en çok ihtiyaç duyduğu anda yardıma gelmemesi dün ülke genelinde Kürtlerin protesto gösterileri düzenlemesine ve polisle çatışmasına neden oldu" denen haber şöyle devam ediyor:
"Gösterilerde bir Atatürk heykeli tahrip edildi ve Türk bayrağı yakıldı. Tüm bu yaşananlar Türkleri de kızdırdı. Giderek tırmanan tansiyonun Türkler ve Kürtler arasında şiddet sarmalına dönüşmesinden endişe ediliyor."
Haberde Kobani konusunda çekinden davranan tarafın sadece Türkiye olmadığı da ifade ediliyor ve "ABD hava saldırılarında Kobani'deki Kürt militanlarla doğrudan temasa geçmek istemedi. Her ne kadar koordinasyon ile daha etkili hava saldırılarının düzenlenmesi mümkün olsa da ABD doğrudan bir bağ kurmama konusuna özen gösterdi" deniyor.
Haber ABD öncülüğündeki koalisyonun neden zayıfladığını anlatarak sonlanıyor:
"ABD bölgede IŞİD'e karşı savaşanlara mesafeli durup, IŞİD'e karşı mücadeleye yanaşmayan Suudi Arabistan ve Türkiye'yi kucakladı. Bunun sonucunda da koalisyon zayıfladı. Irak'ta da benzer bir durum var. IŞİD'le çatışmaların büyük kısmını Şii milisler yürütüyor ve ABD bu gruplarla temas kurmaya yanaşmıyor."
Guardian gazetesinde Simon Tisdall imzalı yazıd ise hem ABD'nin hem de Türkiye'nin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) konusunda karşılıklı şikayetleri dile getirdiği ifade ediliyor ve "Şu ana kadar oynanan bu yakınma oyununun tek galibi teröristler oldu" deniyor.
"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan IŞİD'e karşı daha fazla adım atılması konusunda giderek artan bir ABD baskısıyla karşı karşıya" denen yazıda, geçen ay ABD Başkanı Barack Obama'nın New York'ta Erdoğan ile görüştüğü ve ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ile Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de geçtiğimiz haftalarda Ankara'yı ziyaret ettikleri hatırlatılıyor.
"Şimdi de IŞİD karşıtı koalisyonda ABD'yi temsil eden emekli general John Allen Türkiye'ye gidecek. ABD İncirlik üssünün ve Türkiye hava sahasının IŞİD'e karşı yürütülen operasyonlarda kullanılmasını istiyor" denen yazıda, Washington'un bir diğer talebinin de Suriye ve Irak'a geçen IŞİD militanlarına karşı daha sıkı kontrollerin devreye alınması olarak belirtiliyor.
Yazıda Türkiye'nin çekinceleri ise şöyle ifade ediliyor:
"Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki iç savaşın sınırı aşıp Türkiye'ye de sıçramasından endişe ediyorlar. Beşar Esad'ın kesin bir yenilgiye uğratılmasını istiyorlar ve Türkiye'ye gelen 1,6 milyon Suriyeli mültecinin yarattığı istikrarsızlık konusunda ise son derece rahatsızlar."
Türkiye'nin bir diğer çekincesinin de IŞİD'e karşı savaşan Kürt militanlara verilen Batı desteği olduğu ifade ediliyor.
"Türkiye'deki bazı kesimler Kürtlerin İslamcı militanlara karşı Şam rejiminin desteğini arkalarına alarak savaştığından da endişe ediyor. Böylelikle ileride daha fazla özerklik alabilecekleri düşünülüyor" denen yazıda Türkiye'nin Meclis'ten geçen tezkereye karşın yakın zamanda Suriye'de herhangi bir askeri operasyona girişmeyebileceği vurgulanıyor.
Türkiye ve ABD arasındaki gerilim ise şu şekilde ifade ediliyor:"Erdoğan sıkça Batının müttefiki olarak kabul edilir. Ancak bu yanlış bir algı. Erdoğan Türkiye'yi yükselen bir güç olarak, kendisini ise ABD ve Avrupa Birliği'nden bağımsız bölgesel bir lider olarak görüyor."
Erdoğan'ın Suriye ve Irak konusunda üç ayaklı bir stratejiyi benimsediği ifade edilen yazıda, "Türkiye'nin güvenliğini sağlamak, Suriye Kürtlerin ilerlemesini asgari düzeye indirmek ve Sünni Müslümanların çıkarını gözetmek Türkiye'nin üç temel amacı. Obama ne derse desin, ya da IŞİD ne yaparsa yapsın Erdoğan bu amaçlarından vazgeçmeye niyetli değil" deniyor.ANKA
BBC Türkçe’ye göre, Türkiye, Irak ve Suriye'de yaklaşık 30 milyon Kürdün yaşadığı ifade edilen haberde, "Birçok Kürt Kobani düşerse bundan Türkiye'nin sorumlu olacağını düşünüyor. Türkiye'nin Kobani'ye mühimmat ve silah desteğini engellediğini düşünüyorlar" deniyor.
Kobani'deki Kürt militanların lideri İsmet Hassan ile konuşan Cockburn, Hassan'ın şu sözlerini haberinde aktarıyor: "Türkiye tarafından kuşatılmış durumdayız. Ama bu yeni bir şey değil."
Haberde, uzun vadede Kobani'de yaşananlardan dolayı ortaya çıkabilecek bir kaybın da Türkiye'deki barış süreci olduğu ifade ediliyor.
"Hükümetin Kürtlerin en çok ihtiyaç duyduğu anda yardıma gelmemesi dün ülke genelinde Kürtlerin protesto gösterileri düzenlemesine ve polisle çatışmasına neden oldu" denen haber şöyle devam ediyor:
"Gösterilerde bir Atatürk heykeli tahrip edildi ve Türk bayrağı yakıldı. Tüm bu yaşananlar Türkleri de kızdırdı. Giderek tırmanan tansiyonun Türkler ve Kürtler arasında şiddet sarmalına dönüşmesinden endişe ediliyor."
Haberde Kobani konusunda çekinden davranan tarafın sadece Türkiye olmadığı da ifade ediliyor ve "ABD hava saldırılarında Kobani'deki Kürt militanlarla doğrudan temasa geçmek istemedi. Her ne kadar koordinasyon ile daha etkili hava saldırılarının düzenlenmesi mümkün olsa da ABD doğrudan bir bağ kurmama konusuna özen gösterdi" deniyor.
Haber ABD öncülüğündeki koalisyonun neden zayıfladığını anlatarak sonlanıyor:
"ABD bölgede IŞİD'e karşı savaşanlara mesafeli durup, IŞİD'e karşı mücadeleye yanaşmayan Suudi Arabistan ve Türkiye'yi kucakladı. Bunun sonucunda da koalisyon zayıfladı. Irak'ta da benzer bir durum var. IŞİD'le çatışmaların büyük kısmını Şii milisler yürütüyor ve ABD bu gruplarla temas kurmaya yanaşmıyor."
Guardian gazetesinde Simon Tisdall imzalı yazıd ise hem ABD'nin hem de Türkiye'nin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) konusunda karşılıklı şikayetleri dile getirdiği ifade ediliyor ve "Şu ana kadar oynanan bu yakınma oyununun tek galibi teröristler oldu" deniyor.
"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan IŞİD'e karşı daha fazla adım atılması konusunda giderek artan bir ABD baskısıyla karşı karşıya" denen yazıda, geçen ay ABD Başkanı Barack Obama'nın New York'ta Erdoğan ile görüştüğü ve ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ile Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de geçtiğimiz haftalarda Ankara'yı ziyaret ettikleri hatırlatılıyor.
"Şimdi de IŞİD karşıtı koalisyonda ABD'yi temsil eden emekli general John Allen Türkiye'ye gidecek. ABD İncirlik üssünün ve Türkiye hava sahasının IŞİD'e karşı yürütülen operasyonlarda kullanılmasını istiyor" denen yazıda, Washington'un bir diğer talebinin de Suriye ve Irak'a geçen IŞİD militanlarına karşı daha sıkı kontrollerin devreye alınması olarak belirtiliyor.
Yazıda Türkiye'nin çekinceleri ise şöyle ifade ediliyor:
"Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki iç savaşın sınırı aşıp Türkiye'ye de sıçramasından endişe ediyorlar. Beşar Esad'ın kesin bir yenilgiye uğratılmasını istiyorlar ve Türkiye'ye gelen 1,6 milyon Suriyeli mültecinin yarattığı istikrarsızlık konusunda ise son derece rahatsızlar."
Türkiye'nin bir diğer çekincesinin de IŞİD'e karşı savaşan Kürt militanlara verilen Batı desteği olduğu ifade ediliyor.
"Türkiye'deki bazı kesimler Kürtlerin İslamcı militanlara karşı Şam rejiminin desteğini arkalarına alarak savaştığından da endişe ediyor. Böylelikle ileride daha fazla özerklik alabilecekleri düşünülüyor" denen yazıda Türkiye'nin Meclis'ten geçen tezkereye karşın yakın zamanda Suriye'de herhangi bir askeri operasyona girişmeyebileceği vurgulanıyor.
Türkiye ve ABD arasındaki gerilim ise şu şekilde ifade ediliyor:"Erdoğan sıkça Batının müttefiki olarak kabul edilir. Ancak bu yanlış bir algı. Erdoğan Türkiye'yi yükselen bir güç olarak, kendisini ise ABD ve Avrupa Birliği'nden bağımsız bölgesel bir lider olarak görüyor."
Erdoğan'ın Suriye ve Irak konusunda üç ayaklı bir stratejiyi benimsediği ifade edilen yazıda, "Türkiye'nin güvenliğini sağlamak, Suriye Kürtlerin ilerlemesini asgari düzeye indirmek ve Sünni Müslümanların çıkarını gözetmek Türkiye'nin üç temel amacı. Obama ne derse desin, ya da IŞİD ne yaparsa yapsın Erdoğan bu amaçlarından vazgeçmeye niyetli değil" deniyor.ANKA