ANASAYFA arrow right Ekonomi

Şekerbank, köylüyü köyünde tutacak proje başlatıyor

Şekerbank, köylüyü köyünde tutacak proje başlatıyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.13
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.13
5 -10 yıl vadelerle sektörde yeni ürünler ve fırsatlar sunacak
5 -10 yıl vadelerle sektörde yeni ürünler ve fırsatlar sunacak
Şekerbank, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünerek küçülmesi nedeniyle geliri azalan ve tarlasını bırakıp kente göç eden çiftçilerin topraklarını bırakıp gitmelerini önleme hedefi doğrultusunda ‘Aile Çiftçiliği Bankacılığı’ adıyla yeni bir uygulama başlattı.
Şekerbank bu ugulama ile dört yılda toplam 750 bin çiftçiye ulaşmayı hedefliyor.Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünerek küçülmesi, sulama olanaklarının kısıtlı olması, modern tarım tekniklerinin uygulanmaması gibi nedenlerle geliri azalan ve köyünü terk eden çiftçiye Şekerbank, 5 ila 10 yıla varan vadelerle sektörde ilk olduğunu duyurduğu yeni ürünler ve fırsatlar da sunacak. 

‘Sen bırakıp gitme diye’ sloganıyla başlatılan ‘Aile Çiftçiliği Bankacılığı’nın tanıtım toplantısında konuşan Şekerbank Genel Müdürü Halit Yıldız, Şekerbank'ın kuruluş amacı tarımı desteklemek olan tek özel banka olduğunu belirterek, Türkiye’nin tarımsal üretim açısından dünyanın 7’nci, Avrupa’nın ise 1’inci büyük ekonomisine sahip olduğunu ve iklim avantajı, göreceli olarak yeterli toprak ve su kaynağı ile tarımsal üretim için halen kullanılabilecek çok büyük bir potansiyelin bulunduğunu söyledi. Yıldız, tüm bu olumlu tabloya rağmen Türkiye’de de dünyanın diğer gelişmekte olan ekonomileri gibi kırsal nüfusun ve tarımsal iş gücünün giderek azaldığını belirtti.
Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde 1950 yılında köylerin nüfusu toplam nüfusun yüzde 75’ini oluştururken, 2012 yılında köy nüfusunun toplam nüfus içindeki payı yüzde 22.7’ye geriledi. Tarımla geçimini sağlayan nüfusta da benzer eğilimi görüyoruz. 2002 yılında ülkemizdeki tarımsal istihdam yüzde 33 iken, 2012 yılında yüzde 25 olarak gerçekleşti.”
Türkiye'de tarımsal nüfusun giderek azalmasının ve çiftçinin toprağını bırakmasının temel sebebini parçalanmış arazi yapısının neden olduğu gelir düşüklüğünün oluşturduğunun altını çizen Yıldız, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizdeki toplam 23,8 milyon hektar tarım arazisi 30 milyon parselden oluşuyor ve bu 30 milyon parselin, miras hukukundan kaynaklı bölünmeler sebebi ile 40 milyon sahibi bulunuyor. Parçalanmış arazilerin her biri için ayrı tarımsal ekipman ve sabit giderler oluştuğundan çiftçimizin ürün maliyeti artıyor; dolayısıyla geliri düşüyor”dedi.
Son yıllarda özellikle tarım arazilerinin miras yoluyla bölünerek küçülmesi ile yeteri kadar gelir kazanamayan çiftçilerin büyük şehirlere göç ettiğine dikkat çeken Halit Yıldız, çiftçi ailelerinin göçünün en temel sebebinin çok parçalı arazi yapısından kaynaklanan verimsiz tarım olduğunu ifade etti.Tarımda öne çıkan ülkelerde ortalama arazi büyüklüklerinin ABD’de bin 800, İngiltere’de 540, Fransa’da 520, Almanya’da 460 ve İspanya’da 240 dekar olduğunu söyleyen Yıldız, Türkiye’de ise ortalama tarımsal arazi büyüklüğünün 60 dekarlarda olduğunu ve bu tarımsal arazilerin de ortalama 7 ayrı parselden oluştuğunu belirtti.
Yıldız, 15 Mayıs 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda değişiklik yapan Kanun ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ülkemiz tarımında yeni bir dönemi başlatan çok önemli bir adım attığını söyleyerek, söz konusu yasayla miras hukukundan kaynaklı arazi bölünmelerinin tamamen önüne geçildiğini vurguladı.
‘Aile Çiftçiliği Bankacılığı’ kapsamında bu soruna çözüm olarak, 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda yapılan değişiklikler doğrultusunda Tarla Büyütme Kredisi ürününü geliştirdik” diyen Genel Müdür Yıldız, şunları söyledi:"Söz konusu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde, hissedarların veya mirasçıların aralarında anlaşıp, aile ortaklığı ya da şirket kurarak topraklarını bölmeden tarımsal üretimi sürdürüp gelirlerini hisseleri oranında paylaşabilmeleri mümkün kılındı. İlgili düzenleme, yeterli finansal gücü olmadığı hallerde araziyi alan çiftçiye kredi desteği imkânı da sağlıyor. Bu doğrultuda, 5 yıl vade, hasatta ödeme imkanı ve sabit faiz oranı ile tarım arazisinin ekspertiz değerinin yüzde 75’ini finanse edeceğiz. Umuyoruz, bu ürünümüzle dağınık ve parçalı araziler birleşerek belli bir ekonomik büyüklüğe ulaşır ve üreticilerimiz tarımsal işletmelerini terk etmeyip üretimlerini sürdürürler.”ANKA

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *