Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Bu döviz kuru seviyelerinden tarımda ithalata devam etmek enflasyonu da artıracaktır. Bu ortamda üretimi artırmaktan, ithal edilen ürünlerde iç piyasaya yönelmekten başka çare yoktur. İthal ettiğimiz pek çok ürünü kendimiz üretebiliriz. Bu noktada çiftçimizi üretime teşvik edecek politikaların daha çok benimsenmesi gerekiyor” dedi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, yükselen döviz kurlarının tarım ithalatına etkisi hakkında açıklama yayımladı. Bayraktar, Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybını ve cari açığı göz önünde bulundurarak iç üretimin artırılması ve ithalattan kaçınılması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin 2017’de tarım, hayvancılık ve balıkçılıkta yaptığı ithalatın 9 milyar 50 milyon 500 bin dolar değerinde olduğunu açıklayan Bayraktar, bu yıl da aynı miktarda ithalat yapılması durumunda kur artışından ötürü 21 milyar 365 milyon 500 bin lira fazla ödeme yapılacağını belirtti.
Türkiye’nin ithalata çok fazla kaynak aktarmaması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ayrıca bu döviz kuru seviyelerinden tarımda ithalata devam etmek enflasyonu da artıracaktır. İthal edip katma değer yaratarak dışarıya sattığımız pamuk, buğday, ayçiçeğinden elde edilen gıda ve giyim ürünlerinde ithalat fiyatlarından kaynaklı maliyetler artacaktır. Bu durum ihracatta da rakiplerimizle rekabet etmemizi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu ortamda üretimi artırmaktan, ithal edilen ürünlerde iç piyasaya yönelmekten başka çare yoktur. İthal ettiğimiz pek çok ürünü kendimiz üretebiliriz. Bu noktada çiftçimizi üretime teşvik edecek politikaların daha çok benimsenmesi gerekiyor. Ülkemiz, tarımda olağanüstü çeşitlilik, zenginlik sunan bir coğrafyaya sahiptir. Kahve, kakao, palm yağı gibi tropikal bölgelerde üretilen birkaç istisnai ürün hariç hemen her ürünü üretebilecek potansiyelimiz vardır.
Çiftçimiz daha fazla desteklenirse, arazi parçalanması, sulama başta olmak üzere yapısal sorunlarımız çözülürse, birkaç istisna hariç ithalata gerek kalmaz. Tarımın her zaman stratejik bir sektör olduğunu vurguluyoruz. Özellikle kriz zamanlarında istihdam artı katkı sağlayarak ekonominin ayakta kalmasını sağladığı gerçeğini unutmamak gerekmektedir. İthalat bağımlısı olmanın zararları bugün bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Bunun için üretmek gerekir. Üretmek için de tarıma her türlü destek verilmelidir.” ANKA
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, yükselen döviz kurlarının tarım ithalatına etkisi hakkında açıklama yayımladı. Bayraktar, Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybını ve cari açığı göz önünde bulundurarak iç üretimin artırılması ve ithalattan kaçınılması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin 2017’de tarım, hayvancılık ve balıkçılıkta yaptığı ithalatın 9 milyar 50 milyon 500 bin dolar değerinde olduğunu açıklayan Bayraktar, bu yıl da aynı miktarda ithalat yapılması durumunda kur artışından ötürü 21 milyar 365 milyon 500 bin lira fazla ödeme yapılacağını belirtti.
Türkiye’nin ithalata çok fazla kaynak aktarmaması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ayrıca bu döviz kuru seviyelerinden tarımda ithalata devam etmek enflasyonu da artıracaktır. İthal edip katma değer yaratarak dışarıya sattığımız pamuk, buğday, ayçiçeğinden elde edilen gıda ve giyim ürünlerinde ithalat fiyatlarından kaynaklı maliyetler artacaktır. Bu durum ihracatta da rakiplerimizle rekabet etmemizi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu ortamda üretimi artırmaktan, ithal edilen ürünlerde iç piyasaya yönelmekten başka çare yoktur. İthal ettiğimiz pek çok ürünü kendimiz üretebiliriz. Bu noktada çiftçimizi üretime teşvik edecek politikaların daha çok benimsenmesi gerekiyor. Ülkemiz, tarımda olağanüstü çeşitlilik, zenginlik sunan bir coğrafyaya sahiptir. Kahve, kakao, palm yağı gibi tropikal bölgelerde üretilen birkaç istisnai ürün hariç hemen her ürünü üretebilecek potansiyelimiz vardır.
Çiftçimiz daha fazla desteklenirse, arazi parçalanması, sulama başta olmak üzere yapısal sorunlarımız çözülürse, birkaç istisna hariç ithalata gerek kalmaz. Tarımın her zaman stratejik bir sektör olduğunu vurguluyoruz. Özellikle kriz zamanlarında istihdam artı katkı sağlayarak ekonominin ayakta kalmasını sağladığı gerçeğini unutmamak gerekmektedir. İthalat bağımlısı olmanın zararları bugün bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Bunun için üretmek gerekir. Üretmek için de tarıma her türlü destek verilmelidir.” ANKA